Selamm kalbimin içleri ben geldim umarım bölümü beğenirsiniz şimdiden iyi okumalar."Kaan hadi ya."
"Tamam geldim işte sabretsen öleceksin zaten." Kaan'ın cümlesiyle göz devirip Aslanı daha sıkı sarıldım.
"Annem ben bu ağabeyi döverim." Aslan kendi kendine gülerken bende onun bu haline güldüm Aslan tam iki buçuk yaşına basmıştı her geçen gün biraz daha büyüyor du gözümün önünde ve bu beni mutlu ediyordu bir yandan da duygulandırıyordu sonuçta ağabeyimin hatırası ağabeyim den kalan tek varlık Aslan ve anılarımız dı. Kaan siyah pantolon onun üzerine de beyaz bir kazak giymiş şekilde yanıma gelince konuştum.
"Şükür yarabbim." Kaan cümlemle gülerek göz devirdi.
"Hadi çıkalım artık." Başımla onaylayıp siyah ayakkabılarımı elime alıp yere attım. Tam eğileceğim an Kaan benden önce davranıp önümde eğilip ayakkabımı giydirdi. Normalde her kızın hoşuna gitmesi gereken hareket benim hiç hoşuma gitmiyor du çünkü buna müsamaha gösterirsem Kaan bu tepkimi yanlış anlardı. Ve ben Kaan'a umut vermek istemiyordum.
"Kaan buna gerek yok." Kaan ayağa kalkıp kapıyı açtığında aynı zamanda da konuşuyor du.
"Buna gerek olup olmaması beni ilgilendirmiyor o an yardıma ihtiyacın vardı Asena. Merak etme umutlanmıyorum." Derin nefes alıp Aslanın kafasında ki şapkasını düzelttim. Elinde ki eldivenleri de düzelttikten sonra arabaya doğru ilerledim. Arka koltuğa Aslanı oturtup kendim de ön koltuğa oturdum. Başımı cama doğru çevirdiğim de Turan'ın buraya doğru baktığını gördüğüm de gözlerim doldu. Ne kadar zordu kim bilir onun için sevdiği kadının başka bir adamla evli olup onun gözlerinin önünde kocasıyla yemeğe çıkması. Gözlerim yavaştan dolarken derin nefes alıp işaret parmağımda ki kurt dövmesine baktım aynı dövmenin büyüğü Turan'ın göğsünde de vardı tıpkı Kutayda olduğu gibi.
"Nereye gidelim?"
"Farketmez Kaan sür işte bir yere." Kaan derin nefes alıp verikten sonra başını yavaşça olumlu anlamda salladı. İstemeden kırıyordum galiba. Aslan arkada kendi kendine mırıldanırken derince güldüm onun bu haline. Ah al al kızarmıştı o tombik yanakları.
"Annem üşüdün mü sen şuraya bak nasıl da kızarmış." Kaan dikiz aynasında Aslana bir bakış atıp klimayı çalıştır'dığınıda Kaan'a gülerek baktım. O da bana gülüp göz kırpınca tekrar Aslana döndüm. Onun tatlı hallerini izlerken kaan'ın arabayı durdurmasıyla etrafa bakış atıp arabadan indim. Küçük sevimli bir yere gelmiştik. Arka koltuktan Aslanı kucağıma alıp kaan'ın yanına doğru ilerledim. Üçümüz de bir yere oturunca garsonun gelmesiyle siparişlerimizi verdik. Kaan ilgiyle ikimize bakarken boğazımı temizleyip konuştum.
"Kaan." Dediğim de bakışları tekrar beni buldu.
"Efendim."
"Bak sana kötü davranıp kalbinin kırdığımın farkındayım ama gerçekten bilerek ve isteyerek yapmıyorum bu aralar herşey üst üste geliyor ve kabak da senin başına patlıyor. Bu sefer sana iyi davransam sen ümitlenmiş olucaksın ve ben bunu gerçekten istemiyorum. Bak her ne olursa olsun ben hala Turan'ı seviyorum Kaan bu bir gerçek belki bu konuşma sana çok ağır geliyor ama gerçekler bunlar biz er yada geç boşanacağız belki Turan'la olmam ama senle de olamam. Kaan gerçekten üzgünüm bak sen çok iyi bir adamsın merhametlisin de ama dedim ya olmaz bizden. Lütfen umutlanma olur mu?" Kaan konuşmamı hiç bölmeden dinlemiş di. Kaan'ın yüzünü incelediğim de acı içinde burukça gülümsedi.
"Biliyorum hala Turan'ı seviyorsun ve yine biliyorum beni hiçbir zaman sevmeyeceksin ama izin ver de görev bitene kadar bu anların tadını çıkarayım." Kaan'a uzun uzun baktıktan sonra başımı olumlu anlamda sallayıp geriye yaslandım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge Timi
AkcjaAnnesini ve babasını küçücük yaşta şehit veren bir kızdı o. Yanında bir tek biricik ağabeysi vardı. Şimdi o küçücük kız büyüdü kocaman bir bordo bereli bir yüzbaşı oldu. o kim mi? o Asena Türkoğlu tüm zorluklara göğüs geren kahraman türk askeri.