Gölge Timi

64. Bölüm Belirsizlik

Merhaba kalbimin en içleri^_^

Beğenip bol bol yorum yapmayı unutmayın...

Keyifli okumalar.

2 hafta sonra

Belirsizlik biz askerlerin hayatının özetidir. Hayatımızın her bir saniyesi belirsizlik ile geçer aslında bu normalde de böyledir fakat biz askerler için daha da belirsiz bir hal alıyor her an nereden nasıl bir darbeye yiyeceğiz diye tedirgin şekilde bekliyoruz. Bu tedirginlik kendi canımız için değil biz zaten canımızı ortaya koymuşuz vatan için bizim asıl tedirginliğimiz her an milletimizi nasıl zarar verirler diye düşünüyoruz yada her an nasıl bir eylem olur da onlarca insan hayatını kaybeder diye düşünüyoruz.

Gerçi bunları düşünmeden önce de bizim ülkemizin çeşitli yerlerinden ölümler oluyor ne yazık ki bunların çoğu kadın cinayeti oluyor. Kimisi sevgilisini, kimisi karısını, kimisi annesini, kimisi kızını öldürüyor ama bilmiyorlar ki bir kadının canına kıydıklarında hem bir anneyi hemde bir kız evladı öldürüyorlar. Belki o tabuta bir beden giriyor belki o toprağın altına bir beden giriyor ama aslında o katil iki cana kıyıyor.

Keşke düşmanlarımız sadece dış ülkelerden olsa fakat bizim ülkemizin içi de aynı durumda on haberden dokuzu kadın cinayeti belki ülkemiz de birlik olsa da hep birlikte yensek bu cani düşünceleri fakat ülkemizde bile doğru dürüst adalet kalmadı adam kadının canına kıyıyor beş ay yatıp çıkıyor adam kadını cinayetten tacizden kurtarıyor beş sene hapis yatıyor işte bu yüzden kimse önünde ki cinayetlere katliamlara dur demiyor diyemiyor.

"Anne." Aslanı son kez öpüp yengeme verdim.

"Annem yapma hadi gitmem lazım benim." Aslan yaklaşık bir saattir beni bir türlü bırakmıyor du gece saat iki ve biz iki saat sonra o büyük beklenen operasyona çıkacağız Pençe timi, Ölüm timi, Akay timi, Cesurlar timi hepsi hazır bir şekilde şuan karargâhtaydı Aslan izin verirse biz Gölge timi de çıkacağız fakat bir türlü bırakmıyor du ne beni ne de Turan'ı.

"Baba." Dedi bu sefer de gözleri dolu dolu. Neden böyle yapıyordu bilmiyorum ama görevdeyken bile aklım hep burada kalacaktı. Benim de gözlerim dolarken Turan Aslanı kucağına alıp sıkı sıkı sarılıp öpüp kokladı.

"Oğlum sen şimdi uyu güzelce söz geri geleceğiz tamam mı?" Aslan başını olumsuz anlamda sallayıp yüzünü Turan'ın boynuna gömünce gözümden bir damla yaş aktı. Hissediyordu birşeyler olacaktı bende biliyorum hissediyorum birşeyler olacaktı hemde çok fazla şeyler. Aslanın sarı olan saçlarını öpüp güzel güzel kokladım.

"Annesinin canı ben sana pasta aldım hadi onu ye yat söz sen uyandığında yanında olacağız." Aslan yaşlı gözlerle bana ve Turana bakıp ikimizi de öpüp mutfağa doğru gidince bende gözyaşlarımı silip yengeme sarıldım.

"Sana emanet yenge belki geri don..."

"Şş deme öyle yavrum Allah ayağınıza taş değdirmesin inşallah sağ salim gelirsiniz."

"Amin amin." Aslan koşarak yanımıza gelip elinde ki çikolatalı pastayı bize uzattığın da gülüp bir çatal alıp yedim.

"Teşekkür ederim bebeğim." Aslan çikolatalı ağzıyla yanağımı öpünce gülüp bende öptüm. Turan da pastayı yiyip Aslanı öpünce hızla kapıyı açıp dışarı çıktık Aslan gözleri dolu dolu bize el sallarken bende aynı şekilde el salladım.

"Çok zor." Dedim Turan'ın elini tutarken. Turan da iç çekip mırıldandı.

"Çok zor güzelim çok." Derin bir iç çekip karargâha girdim.