65. Bölüm Şehit Gölü

7.5K 513 46
                                    

Selaammm kalbimin içleri;)

Yukarıda ki şarkıyı açmayı unutmayın.

Yorum ve oylarınızı bekliyorum...

İyi okumalar.







"Kıdemli Üsteğmen Feyzullah Koç Malatya emret komutanım."

"Aramadılar mı hala Üsteğmen?"

"Daha bir haber yok komutanım." Sıkıntıyla derin nefes almaya çalıştım ama olmuyordu bir buçuk saat olmuştu her iki timi de yollayalı fakat hala bir haber yoktu.

"Komutanım yaklaşık elli dakika kaldı operasyon için." Sıkıntıyla başımı olumlu anlamda sallayıp konuştum.

"Tamam sen herkesi topla ben de Albayın yanına uğrayıp geleceğim."

"Emredersiniz komutanım." Üsteğmen yanımdan gittiği an bende hızla Albayın odasına doğru ilerledim. Kapının önünde gelince kapının önünde ki er ayağa kalkıp selam verince bende baş selamı verip üzerimi düzeltip kapıyı tıklattım.

"Gel." Albayın komutuyla hızla içeri girip tekmil verdim.

"Kıdemli Yüzbaşı Asena Edizel."

"Rahat asker."

"Komutanım hala haber alamıyoruz gönderdiğimiz ekipten." Albay başını ovlayıp geriye yaslandıktan sonra konuştu.

"Tamam Asena sen ekipleri hazırla bu görev senin emrin altında anlaşıldı mı asker?"

"Emredersiniz komutanım." Hızla odadan çıktığım an Fatih'in telaşla bana doğru koşarak gelmesi bir oldu.

"Komutanım, komutanım." Kaşlarım çatılırken bağırdım.

"Ne oldu asker?"

"Komutanım bizimkiler pusuya düşmüş yardıma çağırıyorlar beş yaralı iki şehidimiz var." Son duyduğum cümleyle öylece kaldım şimdiden başlamıştık şehit vermeye Allah bilir daha kaç tane daha şehit verecektik. İçime çektiğim nefes zehir olurken başımı sallayıp konuştum.

"Tamam herkese helikopter pistine topla."

"Emredersiniz komutanım." Fatih yanımdan aynı hızda giderken bende hızla Albayın odasına tekrar geri girdim.

"Komutanım."

"Ne oldu asker?"

"Bizimkiler pusuya düşmüş ve..." Boğazım yanarken zar zor lafı toparlayıp konuştum. "Ve komutanım beş yaralı iki şehidimiz var." Albay hızla ayağa kalkıp bağırdı.

"Çabuk Asena çabuk gerektiği yerde size hava kuvvetleri de yardım edecek anlaşıldı mı?"

"Emredersiniz komutanım." Hızla oda dan çıkıp koşarak bahçeye indim herkes tek sıra halinde beni beklerken Turan'ın beni görmesiyle bağırması bir oldu.

"Dikkat!" Hepsi dik dururken baş selamı verip bağırdım.

"Olayları biliyorsunuz iki tim pusuya düşmüş plan belli çember oluştururuz ve yavaş yavaş çemberi daraltıyoruz."

"Emredersiniz komutanım."

"Hepimiz hakkınızı helal edin."

"Helal olsun komutanım." Başımı olumlu anlamda sallayıp konuştum.

"Benden de helal olsun." Bir süre hepsine bakıp ardından bağırdım.

"Asker helikoptere bin." Herkes kendi arasında helikopterlere binerken bende kendi timimle bindim. Helikopterde ki sessizlik ölüm sessizliği kadar derin ve boştu nasıl olmasın ki? Daha şimdi den iki şehit vermiştik daha şimdiden iki ocak sönmüştü iki aile evlatsız kalmıştı. Kim bilir belki şehidimin de evladı vardı bu düşünce yüreğime kor gibi düşerken aklıma bugün ki olay geldi Aslan oldukça huzursuz du Aslanın o hali gözümün önünden gitmezken derin nefes almaya çalıştım ama sadece çalıştım nefes almaya çalıştıkça ciğerlerim yanıyordu. Bakışlarım time döndüğünde hepsinin gözleri dolu dolu birbirlerine bakıyordu. Nasıl bakmasınlar? Belki de şuan hepimizin son anlarıydı, belki de bir daha hiç görüşemeyecektik. Aradan kaç dakika geçti bilmiyorum ama helikopterin yavaş yavaş iniş yapmasıyla hızla ayağa kalkıp helikopter den atladım ardımdan timin gelmesiyle diğer iniş yapan aslanlara baktım. Hepsi de gencecik delikanlıydı. Hepsine el işareti yapıp yere çöktüğümüz de kulaklığa doğru konuştum.

Gölge Timi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin