4. Bölüm operasyon

23.7K 1K 100
                                    

Selammm kalbimin içleri yeni bölümle karşınızdayım umarım bölümü beğenirsiniz satır başı yorum bırakmayı unutmayın. 

Keyifli okumalar...

Kalktığımda saat sabah 05:20'e geliyordu geliyordu yavaş adımlarla banyoya ilerledim duş alıp hızlıca üniformamı giyinip saçımı sıkıca ensemde topuz yapıp beremi omzumda ki yerine yerleştirdim. Aynadan kendime baktığımda göğsümde ki ve omzumda ki Türk bayrağın bakıp tebessüm ettim seviyordum bu üniformayı her şey den çok hemde. telefonumu da alıp çıktım odadan herkes neredeyse uyanmıştı. Ağabeyime baktığım da mutfakta Mertle kahvaltı hazırlıyordu.

"Günaydın." Dedim. Dünü hiç yaşanmamış olarak bilmek görmek istiyordum. Ağabeyim ve Mert de anlamış olacak ki hemen gülümsediler Mert  elindeki bardakları masaya bırakıp yanıma geldi. Öylece yüzüme bir kaç saniye baktıktan sonra gülüp sımsıkı sarıldı. Onun bu haline hafif tebessüm ettim. Ruhsuz bir tebessümdü bu.

"Ölüyor muyum yoksa?" Dedim ruhsuz çıkan sesimle oysa ki kendime söz vermiştim her şey normal olarak gözükecek diye. Mert sinirle geri çekilince ağabeyimde çatık kaşlarla bana bakıyordu.

"Keserim senin o dilini." Ağabeyimin sert çıkışıyla ellerimi havaya kaldırıp teslim olur gibi yaptım.

"Aman komutanım demedim bir şey ben içeri geçiyorum." Ağabeyimin dudağı yukarı doğru  kıvrıldığında bende uzaktan öpücük atıp içeri geçtim Tim hazır şekilde oturuyordu.

"Ne zamandır komutan yemek yapıyor da askerler oturuyor?" Sorumla hepsi yerinden kıpırdanıp dururken yüzümü düz tutmaya çalışıyordum. Tek kaşımı sorgular nitelikte kaldırıp ellerimi koltuğun başlığına yasladım.

"Komutanım biz kalkıyorduk zaten yardıma." Akat'ın dediğine inanmaz gözlerle baktım.

"Kalkıyor dunuz? Siz? Ben demeden hemde?" Hepsi beni kafalarıyla onaylarken bende tebessüm edip koltuğa oturdum.

"İyi madem kalk da devam et işine." Tüm tim kalkarken tek Kutay kalmıştı kalkmayan. Derin bir iç çekip kollarımı göğsümde birleştirdim. Kutay'ın bana baktığını biliyordum ama bakmaya cesaretim yoktu. Dün en zayıf noktamı görmüşlerdi ve bu beni biraz huzursuz ediyordu. Uzun zaman sonra ilk kez böyle olmuştum ben bu bordo bereyi başıma taktığım an duygusuz bir robot olacağıma dair söz etmiştim kendime ama hiçbir şey planlarıma göre gitmemişti dün de öyle oldu. Aniden bir anda. Düşüncelerimi bölen Kutay'ın boğazını temizlemesi oldu başımı kaldırdığım da bana bakıyordu gözlerimin en derinine sanki bir şey bulmak aramak istiyordu. Kendimi toparlayıp sesimi düz tutmaya çalıştım.

"Dün." Dedim yutkunup. " Dün olanlar için teşekkür ederim. Gerçi bayılmışım ama gerçekten dün yaptığın şey olmasaydı belki hala o şekilde olurdum." Kutay çatık kaşlarla bana bakıyordu.

"Hangi olay ben hiçbir şey hatırlamıyorum." Kaşlarımı çatıp uzun uzun Kutay'a baktım ne yani dün her şey rüya mıydı? Şok içinde Kutay'a bakarken Kutay hafif gülüp mırıldandı.

"Gerçekti merak etme ama yaşanmamış sayalım sonuçta sen bir bordo berelisin." Zora ki gülümseme takındım dudaklarım başımı olumlu anlamda salladım eş zamanlı. Bu benim içinde çok çok iyi olurdu işim gelirdi.

"Asena sofra hazır hadi gelin." Ağabeyimin bağırmasıyla hızla ayağa kalkıp mutfağa ilerledim.

"Komutanım bu üniformayı başka kimseye bu kadar yakıştırmıyorum be." Fatihin gururla arkasına yaslanıp söylediği cümleyle güldüm.

Gölge Timi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin