Yayımlanma Tarihî: 30 Kasım 2020
_
Koşuyorum, uçsuz bucaksız bir ormanda koşuyorum.
Buraya nasıl geldim, burada ne yapıyorum hiçbir fikrim yok!
Ama bir şeyden kaçıyorum.
Koşuyorum... koşuyorum...
Birden hava karardı ve uğursuz bir gök gürültüsü yankılandı gökyüzünde. İliklerime kadar titrediğimi ve korktuğumu hissediyordum. Ama durmuyor hâlâ koşmaya devam ediyorum.
Kuru dalların yüzümü çizdiğini hissettim ama içimdeki korku ve kaçma içgüdüsü ile önemsemedim ve koşmaya devam ettim. Düz bir araziye çıkıyorum çevresi ağaçlarla çevrili. Bir kere daha gök gürlüyor, bu sefer duruyorum. Ama duran ben değilim, sanki bedenim biri tarafından ele geçirilmiş gibi...
Kafamı kaldırıp gökyüzüne baktım. O sırada yanımdan hızlı bir şey geçti. Ama ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yok.
O kadar hızlıydı ki! Yanımdan geçişini, tüylerimi diken diken edişini hissetmesem gerçek olduğuna inanmazdım!
Hızla etrafımda dönerek çevreme baktım. Ama bir şey göremedim. Pes etmeyip bir kere daha baktım. Yine bir şey göremedim. Bu şey her neyse artık delirmek üzereydim!
Son kez bir şeyler görme umudu ile bir tur daha döndüm etrafımda. Ama hiçbir şey yok! Sadece ay ışığının aydınlattığı, benim de bulunduğum açık alan. Gerisi zifiri bir karanlık ve ölüm sessizliği.
Tam o anda arkamda bir nefes hissettim. Korkum daha fazla artarken titremeye başladım. Birden bardaktan boşalırcasına yağmur yağmaya başladı. Korkudan yağmuru umursamazken arkamdakinin varlığını iliklerime kadar hissediyordum. Ama ne arkama dönüp bakmaya cesaretim, ne de arkama dönüp, "Sen kimsin?", "Benden ne istiyorsun?" demeye cesaretim vardı.
Olduğum yere çakılıp kalmıştım. Ne bir adım atabiliyor ne de kaçıp koşabiliyordum.
Hoş bu korku ve titreme ile bir adım bile atamazdım...
Ama arkamdaki her kim ise deli gibi merak ediyordum ve daha bu şekilde ne kadar ayakta kalabilirdim bilmiyordum. Göreceğim şeyden korkarak yavaş bir şekilde arkama döndüm.
Ama gördüğüm kan kırmızısı gözler ile donupkaldım...
_
Biraz klişe bir başlangıç yapacağım ama;
Her şey annemin ve babamın ayrılması üzerine başladı...
Nereden bilebilirdim ki annem ile birlikte yeni bir hayat ve yeni bir başlangıç kurmak için taşındığımız kasabada doğaüstü varlıklarla karşılaşacağımı?
Elbette doğaüstü varlıkları öğrenirken kendi benliğimi de bulmam uzun sürmeyecekti.
Aslında hayatımın bir yalandan ibaret olduğunu kendi benliğimi bulduğum zaman anlayacaktım.
Bu olağan üstü kasabada; doğaüstü varlıkları öğrenecek, karışık aile bağlarında kaybolacak, hiç olmayan arkadaşlıklarımı bulacak, sevgiyi bilmezken aşık olacaktım.
Ve aslında en önemlis ne kadar güçlü ve değerli olduğumu öğrenecektim.
Kısacası benim hikâyemin tarifi; Bol miktarda fantastik ve fantastik karakterler, birazdan fazla romantik, biraz gizem ve gerginlik, biraz aksiyon ve macera, biraz da duygusallık.
_
Hikâyemin konusu dikkatini çektiyse ve istediğin özelliklerde ise o zaman sayfayı bir aşağıya kaydırın.
Sizi 1.Bölümde bekliyor olacağım.🤗
Şimdiden Karanlığın Çiçeği'ne
Hoş Geldiniz💮
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN ÇİÇEĞİ
FantasyKoşuyorum, uçsuz bucaksız bir ormanda koşuyorum. Buraya nasıl geldim, burada ne yapıyorum hiçbir fikrim yok! Ama bir şeyden kaçıyorum. Birden hava karardı ve uğursuz bir gök gürültüsü yankılandı gökyüzünde. İliklerime kadar titrediğimi ve korktuğu...