Kış ayında olsalar da güneş hala gökyüzünde parlıyor ve ılık bir rüzgar esiyordu. Bu yıl kış Kore'ye vurmayacak gibiydi ki bu Küresel ısınmanın ne kadar ilerlediğini gösteriyordu. Yine de bunun üzerinde durmayıp ılık havanın keyfini çıkardı ve karşısında ona dönmüş, geriye doğru yürüyen Felix'e gülümsedi. Elindeki telefonla onun videosunu çekiyordu ve sürekli bir şeyler sorup konuşmasını istiyordu."En çok neyimi beğeniyorsun?" Ellerini, okul gömleğinin üzerine giydiği kot ceketin cebine sokarken ondan cevap bekleyen Küçüğe kısa bir bakış atıp başını eğdi. Bu hareketi ile uzun sarı saçları öne doğru düşmüş ve hayran kalınacak bir görüntü oluşturmuştu.
"Kişiliğini? En çok demeyelim de Sana aşık olmama sebep olan şey Kişiliğindi" Felix beklemediği cevapla şaşırırken yanaklarına doğru bir sıcaklık yol aldı ve ne diyeceğini bilemeyerek telefonun ekranından gözlerini çekip ona çevirdi.
"Nasıl yani? Nasılmış benim kişiliğim?" Karşısında utandığı için kısık sesle konuşan sarışın çocuğa baktı ve hafif kızarmış yanaklarını görünce gülüşünü büyüttü.
"İstediğini alan bir kişiliğin var. Değer verdiklerine fazla düşkünsün ve Çocukları benden daha çok seviyorsun. O yüzden bazen kıskanmıyor değilim. Biraz yaramaz, biraz tembel ve asla söz dinlemezsin. Üstelik sürekli insanlara yapışıyorsun ve boş boş gülüyorsu-"
"Yeter! Sevdiğin şeyleri sayarken sövmeye geçtin ama" Felix az önceki utangaçlığını bırakıp ortamı bozan sevgilisine kınayan gözlerle bakınca Hyunjin ellerini cebinden çıkarıp önüne düşen saçlarını geriye attı. Bu hareketi bile Küçüğün hayran bir şekilde bakakalmasına ve dediklerini anlık unutmasına sebep oldu.
"Sövmüyorum Felix. Kusurlarından bahsediyordum ve bu kusurlarını sevdiğim şeyleri söylerken söylüyorum. Çünkü kusurlarına bile aşığım"
Felix'in adımları bıçak kesilir gibi kesilirken Hyunjin'de hemen karşısında olduğu için durmak zorunda kaldı. Ona şaşkın ve aynı zamanda kırmızıya dönen yüzüyle bakan küçüğe gülümsedi ve yaklaşıp saçlarını karıştırdı.
"Yeter bu kadar video" Elinden telefonu alıp videoyu kapattığında Felix çekingence telefonunu geri aldı ve gözlerini kaçırdı.
"İyi toparladın" Diye mırıldanıp bu sefer düz bir şekilde okula doğru ilerlediğinde bir süre arkasından baktı.
Dün utanmadan ilişkiye girmek ile ilgili konuşurken, şimdi ona iltifat ettiği için utanmasını sorgulamadı. Onun zaten normal olmadığını biliyordu ve ne zaman ne tepki vereceğini bilmediği için ondan gelen her şeyi normal karşılıyordu.
Başını eğip gülüşünü bastırmak için dudağını ısırdı ve ellerini cebinden çıkarıp başı öne eğik yavaşça ilerleyen küçüğün yanına koştu.
***
Elindeki notlara bakarken yüzünde büyük bir sırıtış belirdi. Hocayla o kadar hızlı konuşup kafasını karıştırmıştı ki önündeki dosyanın içinden sınav kağıdını aldığını bile fark etmemişti. Şimdi yapması gereken tek şey, bir sonraki derste olan sınava kadar bu soruları Hyunjin'e çözdürmek ve çözümleri kopya kağıdına geçirmekti.
Belkide fotokopi çıkartıp sınavda çözülü olan kağıtla yer değiştirebilirdi. ama önce soruların çözülmesi gerekiyordu ve bunun için bir dersi vardı. Hyunjin hemen çözerdi tabiki ama önemli olan onu ikna etmekti. Bunun için de Felix'i kullanmak zorundaydı çünkü Hyunjin'i sadece Felix ikna edebilirdi.
"Neden önüne bakmadan yürüyorsun?" Omuzlarında hissettiği elle çarpmak üzere olduğu bedenin önünde anında durdu. Gözleri hemen birkaç santim ilerisindeki dudaklarda takılı kalırken yavaşça başını kaldırıp omuzlarını tutarak onu durduran kişiye baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love without thinking |HYUNLİX
Fanfiction"düşünmeden sev Felix. Eğer düşünürsen sevemezsin çünkü" "Ama Bu yanlış" "kime göre? Benim tek doğrum sensin." endişeyle dudağımı dişlerken tuttuğu elimi bırakır gibi oldu. Bir an korktum ama neden korktum onu da bilmiyordum. Ellerimizi kenetleyip a...