"Aşığım sana..."

2.6K 300 231
                                    

Bugün 2 bölüm attım bu yüzden önceki bölümü (Geçmişin sesleri) okuduğunuzdan emin olun:)

"Ne olmuş?" Endişeyle konuşan Carlos, yanına gelen Dean ile oturduğu hastane koltuğundan kalkarken başını iki yana sallayan büyüğe baktı.

"Yorgunluktan ve soğuktan bayılmış." Başını salladı Carlos. Saatlerce onu aramışlar ve Felix birkaç saat sonra onları arayıp hastanede olduğunu söylemişti. Sesi o kadar titriyor ve berbat çıkıyordu ki onun için deli gibi endişelenmişler, olabildiğince çabuk hastaneye gelmişlerdi.

Başına bir şey geldiğini düşünmüşler ve ikisi de oldukça korkmuşlardı. Fakat onu gördüklerinde iyi olduğuna sevinememişlerdi çünkü ne kadar yaralı olmasa da berbat görünüyordu. Tamamen dağılmış gibi.

Kötü bir şey olduğunu anlasalar da Felix'in onları görür görmez koşarak Dean'ın boynuna atlaması ve "Onu buldum!" Diyerek ağlaması içlerindeki endişeyi ve korkuyu tamamen yok etmişti.

O odaya girdiklerinde gerçekten onu görmüşlerdi. Seruma bağlıydı fakat onun dışında hiçte hasta gibi durmuyordu. Sadece yorgun görünen yüzü ve kızarmış göz çevresi dışında oldukça iyi gibiydi. En azından yaralı olmadığı için sevinmişlerdi.

Felix saatlerce onun elini elinden ayırmamış, tek bir saniye bile gözünü ondan çekmeden onu izlemişti. Sanki bir saniye gözünü çevirse tekrar onu kaybedecekti. 

Doktorun söylediğine göre hafıza kaybı yaşayan Hyunjin'in bir şeyler hatırlamış olacağını söyleyerek kontrollerini yapıp gitmişti. Artık kızgın değildi Felix. Kaza geçirip hafızasını kaybetmiş Hyunjin'in gelmesini bekleyemezdi zaten ama artık bu sorun değildi. Onun yanındaydı, onun ellerini tutuyor, onun o kokusunu içine çekebiliyordu.

Saatler sonra Felix yorgun düşerek bayılmıştı. Dean birden endişelenip doktoru çağırırken başka odaya dinlenmesi için götürülmüştü. Bir haftadır kendini o kadar yormuştu ki hassas bedeni çok bile dayanmıştı.

Kendini odadaki koltuğa bırakırken Carlos'un ince bedenini kendine çekip yanına oturmasını sağladı.

"Dinlen sende, yorgunsun" Yatakta yatan Hyunjin'e bakarken arkasına yaslandı Dean. Felix'in yıllardır gelmesini beklediği bu çocuk nasıl onu kendine bu kadar aşık edebilmişti?

Felix'e kızıyordu bazen. Beklemesini aptallık olarak görüyordu ama o saf çocuğun aşkını ve acısını doyasıya yaşamasını istedi. Sırf kendi yaşadıkları için onu durduramazdı. Belki sevdiği çocuk geri dönmemiş olabilirdi ama bunca zaman tek dileği bu çocuğun Felix'e geri dönmesiydi.

Korkmuştu çünkü. Felix'in yaşadığı aynı şeyleri yaşamasından. Kendisi bile zor dayanmışken ve hayatında birkaç şey kaybetmişken o küçük beden o acıya dayanamazdı.

"Ben ve yorulmak mı?" Gözlerini deviren Carlos'a başını çevirip bakarken Carlos birden gülüp koluna sarıldı ve başını omzuna yasladı.

"Çok ısrar ettin. Uyuyacağım" Şirin çıkardığı sesi dudaklarında bir gülümsemenin oluşmasına sebep olurken dalgalı saçlarını karıştırıp önüne döndü.

Felix için seviniyordu çünkü yıllardır beklemesine değmiş ve sonunda sevdiğine kavuşmuştu. Hyunjin hafızasını kaybetmiş olmasaydı ona geri dönecekti zaten.

İçinde hafif bir burukluk ederken kendi hayatındaki şansızlığa alayla güldü ve başını iki yana salladı. Birkaç sene önce olsaydı böyle bir şey yaşanmış olmasını isterdi ama şimdi böyle bir şey yaşansa bile artık umrunda değildi. Giden gitmişti ve dönüş yolunu ona tamamen kapatmıştı.

 Love without thinking |HYUNLİX Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin