"İyiyim anne sadece ufak bir kaza. Ah! anne! Acıdı ama!" Annem anında elini sargının üzerinden çekip yüzünü buruşturarak özür diledi.Bu sabah taburcu olmuştum ve eve geldikten ortalama 2 saat sonra annem gelmişti. Bugün Hyunjin ile okula gitmiş fakat sadece sınava girip geri dönmüştüm. Hyunjin ise derste kalmaya devam etmişti.
Annem yaralandığımı duyunca hemen gelmiş ve bir sürü yemek yapmıştı. Mutlu muydum? Tabiki! Onu fazlasıyla özlemiştim ve son yaşanılanlardan sonra onun kollarına ihtiyacım vardı. Zaten neden tatile gitmişti anlamıyorum. Sınavlar bitince birlikte gidebilirdik.
"Bebeğim bak annem bunu sürersem iyi gelir, hemen iyileşir dedi" Annem elindeki iğrenç bir yeşil rengindeki koca karı kremini gösterirken yüzümü iğrenircesine buruşturup, iğrenç kokuyu koklamamak için iki parmağımla burnumu kıstırdım.
"Ya anne çek şunu çok iğrenç kokuyor. Sürmem onu ben bir taraflarıma" Burnumu kıstırdığım için tuhaf çıkan sesime annem kıkırdarken kremin kabını uzaklaştırmış ama hala daha ısrar eden gözlerle bakıyordu.
"Sadece bir gün. Hem kokusu işlemiyor tene bebeğim. Yıkayınca hemen gidiyor koku"
"Ha bir de bir gün o kokuyla mı dolaşacağım?" Ona inanamayarak bakarken göz devirip, sonunda pes ederek kremin ağzını kapattı.
Derin bir nefes alıp elimi burnumdan çekerken Annem şortun açıkta kalan bacağımı çimdirdi ve benim abartı çığlığıma gülüp ayağa kalktı. Bacağımı tutup koltukta omzuma dikkat ederek şekilden şekle girerken annem mutfağa doğru ilerledi.
"Çizgi film izlemeyi bırak ve gidip ders çalış o zaman çok iyisen" Annemin ardından bir süre gülerek bakmış sonra da her zamanki gibi dediğini yapmayıp kumandayı elime alarak diğer çizgi film kanalını açmıştım. Annemin gelip elimden alarak orta sehpaya koyduğu jelibon kasesini alıp tekrar arkama yaslandım.
Annem her şeyi yememe izin verir ama Jelibona asla izin vermezdi. Nedenini bilmiyorum ama Jelibondan nefret ediyordu. Bende inatla gözünün önünde yiyor, bazen pisleşebiliyordum.
Saatlerce çizgi film izlemiş, Kaçırmadığım için sevindiğim Monster High'ın iki filmini bitirmiştim. Ardarda verilmesi beni oldukça sevindirmişti. Annem gelip elimden jelibon tabağını alıp mısır vermiş onu yedikten sonra mutfağa götürdüğü jelibon tabağını gizlice alıp tekrar devam etmiştim. Annem ise artık bıkmış ve jelibonları yememe izin vermişti.
"Felix" Annemin seslenmesi ile başımı çevirip ona baktığımda ellerini mutfak önlüğüne silip bana içten bir şekilde gülümsedi.
"Hyunjin biraz erken gelecekmiş bu yüzden yemeği de erken yiyeceğiz. Daha fazla abur cubur yeme yani" Dudağımı büzerek anneme baktım. Ne yani abur cubur yemeden çizgi film mi izleyecektim?
"Anne lütfen. Hem ben yemek yerim" Ellerini beline koyup kaşlarını çattı.
"Tabi canım. Sanki normalde çok yiyorsunda abur cubur yedikten sonra yiyeceksin" Ona yavru kedi bakışlarımı atıp yumuşamasını beklerken "Senden adam olmaz" Diyip mutfağa geri döndü.
Yüzümdeki gülümseme büyürken önüme dönüp yarısını çoktan bitirdiğim jelibonları yemeye devam ettim. Çok sürmeden, birkaç dakika sonra kapıdan ses gelince başımı çevirip oraya baktım. Hyunjin gelmiş olmalıydı.
İçeri girip üzerindeki ceketi vestiyere asan Hyunjin'e gülümserken "Hoşgeldin!" Diye bağırdım. Hyunjin salonda olmamı beklemiyor olmalı ki şaşırarak bana dönmüş, ardından yüzünde ufak bir tebessüm oluşmuştu.
"Hoşbuldum Güzelim" Dediğine daha çok gülümseyecekken aklıma annemin evde olduğu gelince korkuyla mutfağa baktım. Annem duymuş mudur? Duyduysa nasıl bir açıklama yapabilirdik ki? Kim erkek kardeşine güzelim derdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love without thinking |HYUNLİX
Fanfiction"düşünmeden sev Felix. Eğer düşünürsen sevemezsin çünkü" "Ama Bu yanlış" "kime göre? Benim tek doğrum sensin." endişeyle dudağımı dişlerken tuttuğu elimi bırakır gibi oldu. Bir an korktum ama neden korktum onu da bilmiyordum. Ellerimizi kenetleyip a...