Beklenmedik İtiraf

3.6K 394 218
                                    

Sabahtan beri aklımdan çıkmayan rüyam beni hala düşündürüyor, havuzun dibinde beni sımsıkı tutuyordu. O sadece bir rüya ya da bilinç altımın benimle oynadığı bir oyun değildi. Geleceği göremeyeceğimiz söylenirdi ama tahmin etmek kolaydı.

Eğer babam öğrenirse olacak olan bir sahneydi gördüklerim. Babam kötü birisi değildi, bir kere bile sesini bize yükseltmez, ikimize de kendi çocuğuymuş gibi sevgiyle bakardı. Hatta... anneme aşık olmasına rağmen sırf bizim daha iyi bir hayat yaşayabilmemiz için yıllarca ondan uzakta kalmıştı.

Ama onun tek bir kusuru vardı, her insanda olduğu gibi. Homofobik olması... En ufak bir homoseksüel yakınlaşma da ya da imada Deliren birisiydi ve benim en büyük korkum onun bize kızmasıydı.

Yıllarca ondan homoseksüel olduğumu saklamıştım. Aslında Homoseksüel değildim. Aşkın cinsiyetle alakası olmadığını düşünen birisiydim. Mesela bir kıza aşık olsaydım ve fanstastik bir kurgu olarak düşünürsek, o aşık olduğum kız bir erkeğin bedeniyle yer değiştirseydi, o kızı sevmeye devam etmezdim.

Erkek bedenine geçmiş o aşık olduğum ruhu sevmeye devam ederim. İnsanlar dış görünüşünü önemsemiyoruz, seni her türlü severim diyorlar fakat, o kişi karşı cinsin bedeninde olsaydı ya da cinsiyet değiştirmek isteseydi ister istemez ondan uzaklaşacak ve aşk sandıkları o ucuz sevgileri tamamen yok olacaktı.

Bu yüzden Ben kendime sadece erkeklerden hoşlanıyorum diyemezdim. Kalbim bir kızın kalbinde de atabilirdi, bir erkeğin kalbinde de. Bu yüzden Panseksüel daha çok uyuyordu bana. Fakat bunca zaman sadece 2 erkekten hoşlandığım için kendime homoseksüel de diyebilirdim sanırım. 

"Ohoo kime konuşuyoruz biz burada" Boynuna zincirler dolanmış havuzun derinliklerine çekilen bedenim anında gün yüzüne çıkarken olduğum ortama geri döndüm ve şaşkın bir şekilde ekrana baktım.

Ekranda benden cevap bekleyen çocuklarla derin bir nefes alırken elimi yanağımdan çekip çenemi yastığa yaslayarak yüzüstü yatmaya devam ettim.

"Üzgünüm, dalmışım" Kahvaltı yaptıktan sonra Hala elektriğin olmasını fırsat bilip çocukları aramıştım. İyi olduklarını ve ne yaptıklarını merak etmiştim. Jisung yaklaşık yarım saattir evde annesinin ona yaptırdığı ev işlerinden nasıl kurtulacağını bize sorup fikirlerimizi topluyordu. Seungmin tüm gün çatı katında ki odasında yatmış, manga okumuştu. Jeongin ise Pangg ile oynamış, spor yapmıştı. 

Bunları konuşmamız 2 saatimizi almış, hava kararmaya başlamıştı hafiften. Zaten 3'de uyandığımı düşünürsek havanın bu kadar çabuk kararması normaldi. Bu süre zarfında Hyunjin sadece kitaplarını almak için gelmişti odaya. Ne kadar sınavlar haftaya ertelense de o hala ciddi bir şekilde çalışıyordu.

"Belli, Evde yalnızsınız değil mi?" Seungmin göğsüne çektiği bacaklarına kollarını sararken yavaşça onu onayladım. Onun aksine ben yatakta yüz üstü yatıyordum ve laptop tam karşımdaydı.

"Nasıl gidiyor onunla? Yani hala kaçıyor musunuz?" Jeongin kucağında onunla oynamaya çalışan Pangg'ın başını okşarken az önce ki sıcak ortam kendini sessizliğe bıraktı.

Omuz silktim ve çenemi daha çok yumuşak yastığa bastırıp yüzümün yarısının kapanmasını sağladım.

"Bilmiyorum, konuşuyoruz arada, birlikte yemek falan da yiyoruz." Aklımda dün onunla uyuduğum geldiğinde yanmaya başlayan yüzümü fark etmemelerini umdum.

"Yani eskisi gibisiniz?" Jisung tek kaşını kaldıramadığı için iki kaşını kaldırıp ekrana- muhtemelen bana- bakarken oflayıp ellerimi yatağa koydum ve doğrulup yatakta oturdum.

 Love without thinking |HYUNLİX Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin