"Benim boyumla dalga geçti şerefsiz! O kim ki benimle dalga geçiyor" Jisung elini sessizce masaya vurup öfkeli bakışlar atarken gülmemek için dudağımı dişledim.
Şu an dersteydik ve en arkada olduğumuz için hoca bizi takmıyordu bile. Seungmin ile, Jisung ve Jeongin'in önünde oturuyorduk ve onlara dönmüştük. Ben yan dönüp duvara yaslanmış, bir kolumu ise Onların masasına koymuştum. Seungmin ise Bana yaslanmış ve o gülmekten çekinmemişti.
"kusura bakma knk ama dalga geçilmeyecek gibi de değil hani" Jeongin gülmeye başladığında ben de Seungmin'in omzuna vurup gülmeye başladım.
"Çok kaşınıyorsun ama sen" Diyerek masanın üzerinden Seungmin'e uzanan Jisung ile Seungmin kaçmaya çalıştı. Onların atışmalarını izlerken Tahtaya vurulan kalem sesiyle hepimiz sustuk.
"Siz dörtlü! Dağılın hemen!" Kimya hocasına bakakaldık. Ah hayır daha bir ders daha kimya vardı ve ayrı nasıl geçirecektik? Ama hocaya itiraz etmenin anlamı yoktu çünkü her türlü bizi kaldıracaktı.
Birkaç kişi bize bakarken diğerleri hemen derse geri dönmüştü. Dudağımı büzüp Seungmin ve Jisung'a ters bakışlar attım.
"Ölürdünüz sessiz olsanız" Diye homurdanıp bana yaslanan Seungmin'i kalkması için dürttüm.
"Ama ilk o başlattı" Diyerek çantasını alan Jisung'a başımı iki yana salladım ve Çantamı alıp ben de kalktım. Bakışlarım boş olan yerlerde gezinirken Hyunjin'in yanının boş olduğunu gördüm. Kimse kapmadan hızlıca yanına gittim ve çantamı masaya bırakıp yanına oturdum.
Bana bakmamıştı bile. Hocanın anlattıklarını not alıyor, sessizce soruları çözüyordu. Cidden inek öğrenci tabiri onun için var olmuş olmalıydı. Ne olurdu yani biraz benimle ilgilenseydi?
"Sınavlar yaklaştı Felix" yazdığı cümleyi tamamlayıp başını bana çevirdiğinde başımı masanın üzerindeki çantamın üzerine koydum ve ona omuz silktim.
"Ne olmuş yani" Nefesini bırakırken elini uzatıp anlıma çok acıtmayacak ama sızlatacak bir şekilde fiske vurdu.
"Ah! neden vurdun?" saçımın dağılmasını umursamadan alnımı ovuştururken Hyunjin kalemini bıraktı.
"Neden olabilir? aklın başına gelsin diye. Çalışmıyorsun en azından dersi biraz dinle. Sınavlardan kalacaksın" Omuz silktim yine ve dudağımı büzüp ona baktım. Ders çalışmayı da dinlemeyi de sevmiyordum. Bana fazla tersti. 2 dakika dinler sonra bilincim istemsizce kapanırdı. Bedenim bile ders deyince kapanıyordu, bu benim mi suçum şimdi?
Üstelik kopya çekmek varken neden zamanımı derse harcayayım ki? Jisung zaten oldukça iyi veriyordu cevapları bize. Yani en azından dersi geçecek kadar iyi kopya çekiyorduk.
"sınavlardan geçiyorum en azından" Diye mırıldandım. Hyunjin bir süre sessiz kalıp hocanın tahtaya yazdığı soruyu çözdü. O sırada bende onu izledim. Asla bilmediğim formüller yazıp hızlıca soruyu çözmüştü. Daha önce o formülleri görmediğime yemin edebilirdim.
Soruyu çözüp kalemi bıraktı ve elini yanağına yaslayıp bana döndü.
"Üniversite sınavında kopya çekemeyeceğini biliyorsun değil mi?" Sessiz mırıldanmasına güldüm ve omuz silktim.
Üniversite sınavını çokta kafama takmıyordum açıkçası. Ailemiz zengindi ve para sıkıntımız yoktu. Bu yüzden gençliğimi ders ve sınavlarla harcamak yerine doyasıya geçirecektim. Sonra Üniversite sınavını düşünürdüm, sonuçta her yaşta girebiliyorduk değil mi?
"O zaman zengin koca bulacağım" Diye mırıldandım. Başını iki yana sallarken "Asla akıllanmayacaksın" Diye mırıldandı ve hocayı dinlemeye geri döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love without thinking |HYUNLİX
Fanfic"düşünmeden sev Felix. Eğer düşünürsen sevemezsin çünkü" "Ama Bu yanlış" "kime göre? Benim tek doğrum sensin." endişeyle dudağımı dişlerken tuttuğu elimi bırakır gibi oldu. Bir an korktum ama neden korktum onu da bilmiyordum. Ellerimizi kenetleyip a...