Üfleyerek kahkülümün havalanmasını sağlarken sıkıntıdan ölecektim. Cidden dayanamıyordum ve daha ilk dersteydik. Tek oturmak istemediğim için Hyunjin'in yanına oturmuştum ama o da hiç konuşmuyor ve ders dinliyordu.Yattığım masada kafam acıdığı için başımı kaldırdım ve kolumu büküp tekrar yattım. Diğer elime kalemi alıp Hyunjin'in önüme koydu defteri karalamaya başladım.
Cidden ben dayanamazdım 6 saat. Acaba tekrar mı deneseydim kaçmayı? Tabi ya! Öğle molasında Hyunjin arkadaşlarının yanına gidiyordu. O zaman kaçabilirdim ki 2 ders vardı daha. O zamana kadar uyusa mıydım?
Kapının tıklatılmasıyla kapattığım gözlerimi aralarken Bakışlarım Hyunjin'i buldu. Dudakları yukarı kıvrılmış ve eğlenen ifadesiyle karşıya bakıyordu. Kim gelmişti ki?
Merakla başımı kaldıracakken duyduğum sesle donakaldım. Yanlış mı duymuştum?
"üzgünüm hocam, müdürün yanındaydım" şokla Seungmin'e bakarken Hocadan izin alıp bize doğru gelmeye başladı. Ona olan bakışlarımı görüp dudak büzdü ve yanımdan geçip yerine oturdu.
Neden geri gelmişti şimdi? Yoksa yakalanmış mıydı? O zaman diğerleri nerede?
Hızla ona dönüp eğildim ve sessizce fısıldadım.
"Neden hala buradasın?" çantasını masanın üzerine bırakıp sinirle arkasına yasladı ve bana baktı. Ona merakla bakarken dudağını ıslattı ve birkaç saniye gözünü kapatıp sakinleşmeye çalıştı.
"yanıma gel" başımı sallayıp hocaya baktım. Ders anlatıyordu. Onu bekleyip tahtaya yazı yazmaya başlamasıyla hızla yanına gittim. Yana kayıp bana yer açtığında yanına oturdum ve ona döndüm.
"ne oldu?" Bakışlarını dersi anlatan hocadan çekip yüzünü bana çevirdi. Bakışlarında ki öfke yavaşça alevlenip büyük bir yangının oluşmasını sağlarken sakinleşmek adına nefesini yavaşça bıraktı.
"Kaçarken yakalandım" Onu anlamak zor değildi. Geri döndüğüne göre yakalandığını tahmin etmiştim ama Seungmin fazla bilinen bir aileden gelmeydi. Müdürün bile ona sesini yükseltemeyeceğini biliyordum. Onu böyle kızdıran şey neydi?
"Ee? bu mu? hadi diğerlerini anlarım da, sen niye dinliyorsun hocayı amk?" Gözlerini devirip önümüzde oturan iki öğrenciye baktı. Onların bizi dinlemediğini ne kadar anlasa da duymamaları gereken bir şeyi söyleyecekmiş gibi bana doğru eğildi.
"Beni Changbin yakaladı" Ona aynı boş bakışlarımla bakmaya devam ettim. O mu eksik şeyler anlatmıştı yoksa ben çok mu salaktım? Cidden neden anlamıyordum? Ne olmuş yani Changbin yakaladıysa? Hocanın yakalamasından iyidir.
Benim boş bakışlarımı gördüğünde gözlerini devirdi ve tekrar kulağıma eğildi.
"Hani gizlice içtiğim gün birisiyle birlikte oldum demiştim ya, O kişi Changbin'di." Siktir... Ağzım açılmış şokla donakalırken Seungmin benden uzaklaşıp elini çeneme koydu ve kapatmaya çalıştı.
Birkaç ay önce Seungmin parkta gizlice içmişti ve tek hatırladığı sabah Kendini birisinin evinde bulduğuydu. Tabi kalçasının acısı ve Vücudunda ki izler ile çokta düşünmeye gerek yoktu ne olduğunu. İlki olduğu için baya depresyona girmiş ve önceden anlamasam da şimdi fark ettiğim şey, Onu gördüğü yerde kaçmaya başlamıştı. Tabi bu durum sadece 1 ay sürmüştü. Hızlıca atlatmış ve eski haline geri dönmüştü.
"Ciddi olamazsın! Oha!"
"Sussana gerizekalı!"
"Siz ikiniz! Dışarı!" Bütün sınıfın bize baktığını gördüğümde dudağımı ısırdım. Bir an sınıfta olduğumu unutmuştum. Seungmin elini anlına vurup omzumu kalkmam için itti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love without thinking |HYUNLİX
Fanfiction"düşünmeden sev Felix. Eğer düşünürsen sevemezsin çünkü" "Ama Bu yanlış" "kime göre? Benim tek doğrum sensin." endişeyle dudağımı dişlerken tuttuğu elimi bırakır gibi oldu. Bir an korktum ama neden korktum onu da bilmiyordum. Ellerimizi kenetleyip a...