Kar taneleri usulca süzülüp diğerleriyle bütünleşirken geçip giden karlı yolu izledi. Dışarısı ne kadar soğuk görünse de arabanın içi mayışmasını sağlayacak kadar sıcak ve huzurluydu. Kulaklarına dolan kısık sesli şarkının ritmine kapılıp sözlerinde kaybolurken yanında sessizce arabayı süren genç adama baktı.Onunla yıllardır beraberdi ve ona karşı kendini hep suçlu hissetmişti. O parkta ona aşkını ilan etmesine rağmen ona karşılık vermemiş, aralarındaki bu tuhaf ilişki ile yıllarca yanında durmuştu. Hiç itiraz da etmemiş, onu zorlamamış ve sadece onun mutluluğu için uğraşmıştı büyük olan. Bu yüzden ona karşı ne hissettiğini bir an önce çözmek ve ona cevap vermek istiyordu.
Bunca zaman hiç onu arkadaş gözüyle bakmamıştı ki aşkını itiraf eden birisine nasıl o gözle bakabilirdi ki? Sevgili gözüyle birkaç kez düşünmüş fakat sürekli bu düşünceden kaçmak istemişti. Neden olduğunu bilmiyordu, onunla olunca üzüleceğini de sanmıyordu. Peki ya neden hala ondan kaçıyor ve karşılık vermekten çekiniyordu?
Arabanın durması ile daldığı derin düşüncelerden ayrılırken günün yorgunluğu ile yasladığı başını camdan ayırdı. Bugün oldukça yorulmuş fakat eğlenmişlerdi.
Jeongin'in doğum günü için birkaç saatliğine kafeyi kapattırmışlar ve her tarafı süslemişlerdi. Sürpriz bozulsa da Jeongin sanki bilmiyormuş gibi oyunculuğunu konuşturarak şaşırmış gibi yapmıştı. Hediyeler, sohbet falan derken de oldukça yorulmuşlardı.
Jisung ve Jeongin yine kavga edip birbirlerine balon yedirmeye çalışmışlar, sevgilileri ayırmasa muhtemelen saatlerce o tartışmayı devam ettirebilirlerdi.
Arka koltuğa bıraktığı çantasını alırken çoktan arabadan çıkmış Changbin'in onun inmesini beklediğini gördü. Soğuk olduğu için onu daha fazla bekletmeden hızlıca çantasını alıp arabanın kapısını açtı ve dışarı çıktı.
Yüzüne vuran soğuk hava ile bütün bedeni anında kasılırken kapıyı kapattı ve boynundaki atkıya doğru eğilip yüzünü soğuktan korumaya çalıştı. Evlerine doğru ilerlerken başını hafif kaldırdı ve hep yapmayı sevdiği şeyi yaptı.
Dilini dışarıya çıkartıp Kar tanelerini yakalamaya çalıştı. Gözüne girmemesi için gözlerini hafifçe kısarken diline değen soğukluklar ile ağzını kapattı ve gülümsedi.
"Az kalsın Yavru köpek olarak doğacakmışsın." Başını çevirip bir anlığına unuttuğu kişiye baktığında Changbin'in kapının önünde durup yüzündeki gülümseme ile onu izlediğini gördü. Bu utanmasına sebep olurken yüzünü saklamak istercesine atkısına doğru eğildi.
Bu duruma yıllardır alışamamıştı. Changbin onu sürekli böyle izler ve düşüncelerini saklama gereği duymadan ona söylerdi bu da onun utanmasına, içinde tuhaf bir hareketliliğin başlamasına sebep oluyordu.
Daha fazla soğukta durmadan Changbin'in açtığı kapıdan içeriye girdi ve sıcak evin huzuruyla harmanlanmış o kokuyu içine çekti. Bütün ev hep yaşadığı o büyük evden daha güzel ve huzur dolu kokuyordu. Mesela salon köşelere yerleştirdikleri çiçekler ve hep içtikleri kahvelerin karışımı kokardı. Menekşe ve kahve kokusunun birleşimi tüm gün evde kalma isteğini arttırıyordu.
Eve girince onu boğmaya başlayan atkıdan kurtulup kendini salondaki üçlü koltuğa attı. Minho onlara kira vermek zorunda olmadıklarını söylese de ikisi de part time işte çalışıp hem kiralarını ödüyorlar hem de geçimlerini sağlıyorlardı.
Changbin Ülkenin en iyi üniversitesine tam burslu girmiş, zaten yoğun olan günlerinde bir de işe gidiyordu. Aynısı kendisi içinde geçerliydi ki bu rutine alıştıkları için çokta zorlanmıyorlardı artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love without thinking |HYUNLİX
Fanfiction"düşünmeden sev Felix. Eğer düşünürsen sevemezsin çünkü" "Ama Bu yanlış" "kime göre? Benim tek doğrum sensin." endişeyle dudağımı dişlerken tuttuğu elimi bırakır gibi oldu. Bir an korktum ama neden korktum onu da bilmiyordum. Ellerimizi kenetleyip a...