|Felix|Bazen kendimi anlamakta güçlük çekiyorum. Bunca zaman hep düşünmeden hareket ediyor ve konuşuyormuşum gibi görünürdüm. Oysaki fazlasıyla düşünür fakat düşündüklerimi umursamaz ve köşeye atıp kendimi o ana bırakırdım.
Fakat son zamanlarda o düşüncelerimi itmeme rağmen bana yapışmış ve onları unutmamı engelliyorlardı.
Düşünüyordum, uyanık olduğum her saniye düşüncelerimle dolup taşan o havuzda boğuluyordum. Ne yaptığımı, ne hissettiğimi bilmiyordum ve bu bilinmezlik bileğime bağlanarak ağırlık yapıyor, beni havuzun dibine mahkum ediyordu.
Neden kalbim delice atıyor ve onunla olan bu uzaklığın beni üzüyordu? Bu yanlıştı. Kalbimin hızlanmaması, Ondan uzak durmamın beni artık üzmemesi gerekiyordu.
O beni seviyor olabilirdi ama ne onun sevgisine karşılık verebilirdim ne de hiçbir şey yokmuş gibi boş verebilirdim.
Her şey bana yanlış geliyordu. Onunla yalnız kaldığım her saniye sanki aileme ihanet ediyormuşum gibi hissediyordum. Onlar bizi abi-kardeş sanarken bizim o bağımız bir süre öncr tamamen kopmuştu.
Yarı yatar bir şekilde oturduğum yatağımda açtığım filme bakıyor ama izlemiyordum. Sadece bir şeyle meşgul olmak istediğim için film izlemeye karar vermiştim ama düşünceler yine beni rahat bırakmıyordu.
Saat çoktan gecenin 1'i olmuştu ve yarın okul olmadığı için hiç uyumak istemiyordum. Yarın Çocuklar gelecek ve Soojin onlarla son kez vakit geçirecekti. Belki de bu yüzden uyumak istemiyordum. Yarının olabildiğince geç gelmesini istiyordum.
Hyunjin bunca zaman sürekli ders çalışmış, yarım saat önce ise kitap okumaya başlamıştı. Banyodan çıkıp onunla Göz göze geldiğimizde ilk gözlerini çeken o olmuştu. Benden uzak durmaya çalıştığını anlamam zor olmamıştı.
Annem ilaçlarımı getirmiş ve sıkı giyinip dinlenmemi söylemişti. Şuan uyanık olduğumu bilse olacak şeylere hayal gücüm yetersiz kalıyordu.
Daha fazla dayanamayıp telefonumdan izlediğim filmi kapattım ve kulaklığımı çıkarıp ayağa kalktım. Saatler sonra birden kalkmam gözlerimin kararmasına sebep olurken dengemi kaybedip yatağa geri düştüm.
Hyunjin'in üstümde olan bakışlarını hissederken kalkacak gibi oldu fakat vazgeçip kitabına geri döndü.
Gözümün karartısı geçtiğinde tekrar ayağa kalktım ve üzerimde ki büyük hoodieyi düzeltip odanın çıkışına ilerledim. Burada kalmaya devam edersem düşünmekten kafayı yiyecektim.
Odadan çıkıp diğer odaya ilerledim. Karşı odamız Soojin'in odası, diğer oda annemin odasıydı. Soojin bazen annemle kalırdı ve Odası bizimkilerin yarısı büyüklüğündeydi.
Odanın büyük bir kısmını oyuncaklar ve boyalar oluşturuyordu ve Pembe renginden nefret eden Soojin odasının rengini sarı yaptırmıştı.
Yan odanın önüne gelip kapıyı tıklattım ve hafifçe aralayıp başımı uzattım. Annem büyük siyah-beyaz yatağın içinde büyüleyici güzelliği ile uyuyordu. Babama, bu güzellikten mahrum kaldığı için acımaya başlamıştım.
"Anne" diye fısıldayıp içeriye girerken arkamdan kapıyı kapattım ve yatağa doğru ilerledim. Annem gözlerini aralayıp dirseğinin yardımı ile doğrulurken bakışları beni buldu ve kaşlarını çattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love without thinking |HYUNLİX
Fanfiction"düşünmeden sev Felix. Eğer düşünürsen sevemezsin çünkü" "Ama Bu yanlış" "kime göre? Benim tek doğrum sensin." endişeyle dudağımı dişlerken tuttuğu elimi bırakır gibi oldu. Bir an korktum ama neden korktum onu da bilmiyordum. Ellerimizi kenetleyip a...