Bugün 2 bölüm attım bu yüzden önceki bölümü(aile yuvamız) okuduğunuzdan emin olun:)
-4 Yıl Sonra-
"Aaa bak bu da ne?" Elime aldığım oyuncak bebeği sallarken ağlamaya devam eden bebeği susturma çabalarım hüsranla sonuçlandı. Birazdan Jisung gelecekti ve benim çocuğu ağlattığımı görürse iyi bir azar çekecekti.
"Ağlama ama Haneul. Neden ağlıyorsun ki?" Dudağımı büzüp daha 1 yaşında yeni olan bebeği kucağıma almaya çalışırken daha çok ağlamasıyla hızla geri çekildim.
Çocuklarla iyi anlaşırken bebeklerle nasıl anlaşamıyordum ki? Acıkmıştır diye yemek yapmıştım yememişti, altına yaptığını düşünmüştüm bezi de temizdi. Hayır neye ağlıyor bu bebek?
"Bak Hanuel bana biraz acır mısın? Baban olacak o sincap suratlı geldiğinde beni kemirir. hem bak burada tatlı oyuncaklar var" onun gibi yere yüz üstü uzanıp tek bir tüyün bile bulunmadığı oyuncaklar arasında arabayı seçtim. Hayır kız bebeğe neden araba alınır ki?
Arabayı ona doğru sürürken elini uzatıp elimin üzerine koydu ve acıtmayacak şekilde vurmaya başladı. Daha çok ağlarken boğazının tahriş olacağını biliyordum. Ne yapabilirdim ki?
Jisung ve Minho hyung markete gideceğini söyleyip bebeği bana bırakmışlardı. Tabi bende çocuk evlat edinmek istediğim için bir deneyim olacağını düşünerek kabul etmiştim. Sanırım baba olmaktan vazgeçmeliydim.
Ne kadar vurmaya çalışıp beni itse de onu kucağıma alıp yere oturdum ve hafifçe sallamaya başladım.
"Ah! Aynı Jisung anasını sat-seveyim!" Çekiştirdiği saçlarımı küçük elinden kurtarmaya çalışırken gelen kapı sesiyle korkuyla duraksadım. Ağlamaya devam eden Haneul'dan zorla saçımı kurtarırken gözlerim çoktan dolmuş ve pes ederek Hanuel gibi ağlamaya başlamıştım.
"Felix? Neler oluyor burada?" Jisung elindeki poşetleri hızla yere koyup yanıma gelirken ağlayan Haneul'u ona uzattım ağlayarak.
"Ben artık baba olmak istemiyorum! Bebekler beni sevmiyor" Gözyaşlarımı koluma silerken Jisung kızını kucağına alıp sırtını okşarken gülüp önümde diz çöktü.
"Saçmalama Felix. Sorun sen de değil Haneul'da." Jisung'a bile vurup ağlamaya devam eden Haneul ile dudağımı büzerken Akan burnumu çektim ve ona merakla baktım.
Ne demek sorun Haneul'daydı? Küçük bebekte nasıl bir sorun olabilrdi ki? ben bakamamıştım çocuğa ve baba olmak istemiyordum. Eğer kendi çocuğuma da böyle bakarsam benden nefret ederdi.
"Nasıl yani?" Ağladığım için boğuk çıkan sesime Jisung gülmek ve ağlamak arasında kaldı çünkü Hanuel sarı saçına asılmış acımasızca çekiyordu.
"Haneul uzun süre Minho'dan ayrı kalamıyor. O olmadan da asla susmaz ve hırçınlaşır. Aynı Minho’ya benziyor ve bu beni korkutuyor" Ne yani iki saattir ağlamasının sebebi Minho hyungu istemesi miydi? Ee Minho hyung çalışıyordu o zaman Jisung bununla nasıl başa çıkıyor?
"Neler oluyor yine?" açık kapıdan Minho hyung ve arkasından Hyunjin girerken ikisi de elindeki poşetleri girişe bıraktılar. Minho hyungun girmesi ile Jisung hemen ayağa kalkıp onun yanına gitmişti.
Minho hyung hemen anlamış ve yüzünde oluşan gülümseme ile ellerini açmıştı. Haneul onu görür görmez Jisung'un saçlarını bırakıp Minho hyunga gitti.
Hyunjin yanıma doğru gelirken muhtemelen kızarmış olan gözlerim onun üzerinde gezindi. Çalıştığı büro da o kadar yoğundu ki dün eve gelmek yerine orada çalışmıştı ve bütün işini bitirmiş olmalıydı. Bu yüzden bu kadar erken çıkmış olabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love without thinking |HYUNLİX
Fanfiction"düşünmeden sev Felix. Eğer düşünürsen sevemezsin çünkü" "Ama Bu yanlış" "kime göre? Benim tek doğrum sensin." endişeyle dudağımı dişlerken tuttuğu elimi bırakır gibi oldu. Bir an korktum ama neden korktum onu da bilmiyordum. Ellerimizi kenetleyip a...