Şaşkınlıkla baktım telefonuma. burada mıydı? bir dakika sütlacı mı özlemişti? hemen pencereye koştum. evin çaprazındaki park halindeki arabayı gördüm.
ben ona özlediğimi söylüyordum o da önce bana görüldü atıp sonra da sütlacı özlediğini söylüyordu. kendinden birazcık taviz verse bir yerleri eksilirdi sanırım. karşılık alamadığım için sinirlensem de buraya gelmiş olduğu için çok fazla heyecanlanmıştım.
ama dışarıya nasıl çıkacaktım? bunu düşünürken sütlacın kafesini çıkartıp uyku halindeki kediyi zorla kafese soktum. artık bir çöpçatandan bir eksiği kalmamıştı.
yanlışlıkla aynada kendimle göz göze geldiğimde fark ettim. yüzümde kocaman bir gülümseme vardı. gardrobumu açıp içinden siyah mat bir etek üstüne de kırmızı bir kazak çıkarttım. üstüme de siyah kot ceketimi giydikten sonra saate baktım 2 olmuştu bile.hızlıca saçlarımı tarayı saç parfümü sıktım. çok fazla aynaya bakıyordum. önceden kesinlikle böyle bir kız değildim. oysa ki armağan benim en iğrenç hallerimi bile görmüştü. gene de olsundu. ben onun yanında kendimi güzel hissetmeliydim. bir dakika neden dizlerim titriyordu benim karnıma da bir ağrı saplanmıştı. bende yarattığı bu etki hiç hoşuma gitmiyordu. sürekli kendimle cebelleşmeme neden oluyordu.
sessizce odamın kapısını açtım. annem ve abimin odalarının kapısı kapalıydı uyuyor olmalıydılar. parmak ucumda ufak ve sessiz adımlarla kapıya doğru adımladım vestiyerden anahtarları alırken sütlaç miyavladı. ona sessizliğin içinde kızarken usulca dış kapıyı açıp kendimi dışarıya attım. karanlığın ve cılız sokak lambasının içinde sadece simsiyah arabayı seçebiliyordum. merdivenlerden inmeye başladığımda arabanın kapısı açıldı. içinden siyah bir silüet girdi bakış açıma. bende yavaşça adımladım o silüete doğru. elimdeki kafesin içinde sütlaç çırpınıp duruyordu. ne olurdu sanki bir dakikalığına huysuzluk yapmasa. zaten kalpten gitmek üzereydim.
yüzü karanlığın içinde belirginleşmeye başladığında soğuk havayı derin bir şekilde çektim akciğerlerime. aramızda bir kaç adım mesafe kalana kadar yürüdüm ona doğru. daha sonra durdurdum adımlarımı. siyah gür kirpiklerini çevrelediği mavi gözleri geceye mavisine bürünmüştü. tam sokak lambasının altındaydık.
's-selam ' dedim elimden geldiğince
' selam ' dedi o da tok sesiyle. daha bu sabah birlikte olmamıza rağmen. gecesinde hemen buluşmuştuk. öyle yoğun bakıyordu ki. bir an için ne diyeceğimi unutmuştum.
' sütlacı getirdim ' dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eftalya
Teen FictionAh deniz... Koyu mavi güzelliğin bana aşık olduğum sessizliği hatırlatırken. Daha derinlerine baktığımda canımı yakıyorsun . nefret etmeye başlıyorum senden. Sen... kalbimi kanatarak çekip çaldın benden. Bak o sol göğsümdeki koca boşluk hal...