Günün büyük bir kısmı uyuklamıştım. Kafamı koyduğum sırada sınıfın rahatsız edici gürültüsünden uzakta üniversite hayalleri kuruyordum. Her zamanki haliyle son derece sıkıcı, bol testli derslerin ardından 7. derste müdür yardımcımız Kenan hoca tıkladı kapıyı. İşte start tuşuna burada bastım. Oynat bakalım.
Müdür yardımcımızın siyah takımı üzerindeydi. Acaba her gün aynı takımı mı giyiyor, yoksa bir sürü siyah takım elbisesi mi var diye düşünmeden geçemedim. Ortası kel saçları titizlikle taranmıştı. Merak ediyorum da her müdür yardımcısı kel miydi? Yanında bir çocukla girdi sınıfa. Aceleci görünüyordu, aynı zamanda sevinçli. Sınıfa giren idareden bir kişiyse tıpkı şimdi olduğu gibi bütün sınıf dikkat kesilirdi.
"Çocuklar, iyi dersler, sizi yeni sınıf arkadaşınız Armağanla tanıştırayım. Kendisi bu dönemi bizimle birlikte bitirecek."
Ah bu cümle çok tanıdık geliyordu. Hatırladığım kadarıyla izlediğim gençlik dizileri ve okuduğum lise kitaplarında istisnasız bu cümleyle karşılaşmıştım. Acaba müdür yardımcıları göreve atanmadan önce bu cümleyi ezberleyip her yeni gelen öğrenci için kullanıyorlar mıydı? Bunu sizin için araştıracaktım.
Daha sonra Armağana döndü. Gözleri parlıyordu. Ama tuvaleti gelmiş gibi de telaşıydı.
Selam hikayelerdeki yeni bir liseye nakil olan yakışıklı çocuk dedim içimden. bu fazla klişeydi. Ancak bir klişeye sığamayacak kadar göz alıcı görünüyordu.
"Armağan boş bulduğun bir yere geç evladım." ardından hocamıza döndü. " İyi dersler hocam " diyerek başıyla Hale hocaya selam vererek ayrıldı sınıftan.
Müdür yardımcımıza verilen sürenin sonuna gelmiştik. Replikleri bitmişti bile.
Bütün sınıfın gözleri Armağandaydı şimdi, normalde uğultulu olan sınıfımızdan çıt sesi bile çıkmıyordu. Armağana baktım hoş gözüküyordu oldukça hoş... Uzun boylu beyaz tenli - hatta soluk benizli bile denebilir – dağınık saçlı ifadesiz bakan bir çocuktu. Yüzü pürüzsüzdü ince parmaklı büyük elleri vardı. Üstündeki yeni olduğu belli okul forması yakışmıştı ona. Kıvırdığı gömleğin kollarından iri damarlar çarpmıştı gözüme, beyaz teninin altından kurtulmak ister gibiydi.
O kadar dikkatli bakmamıştım aslında betimleme yapmayı severim sadece :)
Pekala asıl meseleye gelecek olursak bu çocuk neden dönem bitmek üzereyken kayıt olmuştu? Ve neden 7. derste gelmişti.
Meraklı bir dedektif olarak ilk soruşturmama merhaba dedim.
Sağ ön çaprazımdaki boş sıraya yerleşti. Ağır hareketlerle çantasını masanın yanındaki askıya astı ardından ellerini birleştirerek dirseklerini sıraya koydu . Gözlerini tahtanın önünde gülümseyen Hale hocamıza çevirdi. Sanki tembel hayvan adındaki dünyanın en yavaş hayvanını izliyormuşum gibi bir hisse kapıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eftalya
Novela JuvenilAh deniz... Koyu mavi güzelliğin bana aşık olduğum sessizliği hatırlatırken. Daha derinlerine baktığımda canımı yakıyorsun . nefret etmeye başlıyorum senden. Sen... kalbimi kanatarak çekip çaldın benden. Bak o sol göğsümdeki koca boşluk hal...