Eve gittiğimde hiç bir şey yiyememiştim. Ev sessizdi. Bugün olanlar sanki bir filmde olmuştu ve ben etkisinden çıkamamıştım. Tamam Armağan suçsuzdu ama kavgaya karışmak da nedir aptal nehir?
Hem bu çocuk neden bu kadar sessizdi ki. Sessizlikte değil bu aslında bambaşka bir boyut.
Sessiz insanlar gördüm asosyal insanlar gördüm çekingen, içine kapanık hepsi tamam ama adam hiç konuşmuyor ya... Gözleriyle konuşuyor resmen. Onu da geçtim peki yüzündeki kıpırtısız ifade? Her zaman dümdüz bakabilmeyi nasıl başarıyordu? Güldüğünü bile hiç görmemiştim tabii bugün dudağının bir kenarının milimetrik bir açıyla kıvrılmasını saymazsak. Armağan türünün tek örneğiydi kayıtlara geçilmeliydi.
***
Ertesi sabah özel günümün ilk günüydü yani tam bir facia. Okula gitmek istemezdim hatta gitmezdim bile ilk gün ama bugün gitmek istiyordum. Kendimi iyi hissettiğim içindi sanırım. Evden çıkarken ardımda gürültülü bir ev bıraktım . Gene kavga ediyorlardı. Bu ne zaman son bulacaktı merak ediyordum. Beni yoruyordu bu halleri hala küçük bir kız gibi yorganımın altına saklanıp kulaklarımı kapatma isteğini bastıramıyordum içimde. Bu küçüklükten gelen bir korkuydu belki de. Yüksek ses, gürültü hep içimi daraltır kaçıp kurtulmak isterdim. Çünkü gürültü hep bizim evde yaşamıştı her geçen gün daha da çok büyümüştü ve beni içine çekiyordu. Baş ağrısıyla birlikte bozuk psikolojimi de iyice darmadağın ediyordu.
Kafamın içi dolu dolu yürürken okul görüş açıma girmişti nihayet. Okula varmadan arka sokakta onu gördüm oldukça uzağımdaydı
Durdum elindeki sigarayı biçimli dudaklarına koydu sonra çakmağı sigarayla buluşturduğunda elleriyle de siper ediyordu. Rüzgar olup o ateşi söndürmek istedim.
Hep nefret etmişimdir sigaradan. Aptallıktır bana göre ta ki bir sigarayı böylesine karizmatik içen zehirli dumanı ciğerlerine yollarken böylesine büyüleyici gözüken birini görene kadar.Okyanus gözleri bir anda bakışlarımı yakaladı. Bense hiç oralı değilmişim gibi saçlarımı savurarak okula yürümeye devam ettim.
İklimin Armağanın dış görünüşüne vurulması aklıma geldi ve kendim de böyle bir hataya asla düşmeyecektim. Asla !
Sınıfa girdiğimde buketi gördüm benim sıramın yanındaki boş sırada oturuyordu beni beklediği gayet açıktı. Yanına geldiğimde,
"Nehir nehir nehir "diye çırpınıyordu.
"efendim iklim " dedim. Ses tonum olduğumdan daha sıkıntılı çıkmıştı. Bunun nedeni dün onun yüzünden olanların aklıma gelişiydi.
"Neyin var senin ne oldu " dedi kısaca. halimi fark etmişti.
"Bir şey yok ne diyordun ? "dedim hemen eski yüz ifadesine geri döndü ve konuştu.
" Dün yolda armağanla yürürken sevgilin var mı diye sordum"
Biraz şaşırmıştım bu konulara gelebilecek kadar ilerlemişler miydi gerçekten ? Birazda heyecanlanmıştım evet beni ilgilendirmezdi ama iklim benim en yakınımdı onun için olacakları merak ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eftalya
Teen FictionAh deniz... Koyu mavi güzelliğin bana aşık olduğum sessizliği hatırlatırken. Daha derinlerine baktığımda canımı yakıyorsun . nefret etmeye başlıyorum senden. Sen... kalbimi kanatarak çekip çaldın benden. Bak o sol göğsümdeki koca boşluk hal...