Bölüm 45

43 5 0
                                    

Sabahın ilk şıkları güneş almayan odanın köşesinden merhaba diyordu. 

kafamı döndürdüğüm anda onu görmek huzur veriyordu artık bana. bakışlarımı yüzüne çevirdim. yatağın köşesine oturmuş öylece yere bakıyordu. sabah semeliğiyle bende hep halıyı izlerdim önceden.

kollarımda kablolar yoktu. serum yoktu. hepsi kaldırılmıştı. bu artık iyileştiğim anlamına mı geliyordu. sevinmiştim.

yatakta doğrulup yanına oturdum ikimizden de ses çıkmıyordu. sanırım utanıyordu. dün gece 'bende ' demişti bana. 

bende seni veya bende seni seviyorum dememişti. sadece bende demişti. bu onun için dünyanın sonu falan olmalıydı. çünkü söyleyebileceği maksimum itiraf bu olabilirdi.

yastığa sarılıp öylece oturdum yanında.

bu hissettiklerim çok tuhaftı. resmen birbirimizi seviyorduk. seviyor muyduk? hiç bir fikrim yoktu.

bu algılayabileceğim türden bir şey değildi. ortamdaki esen soğuk rüzgarda bunu kanıtlıyordu.

pişman mı olmuştu. utanıyor muydu yoksa ben gibi ne yaşadığımızı mı sorguluyordu.

Bana kötü davranan okul hayatımı mahveden. işkence eden birini mi seviyordum ben şimdi.

bu korkutucu gözüküyordu. kalbimle şu anda irtibat kuramıyordum. peki o başına silah dayayan onu babasına şikayet edip dayak yemesine sebep olan onu yüzüstü bırakıp giden beni mi seviyordu.

kafamda milyon tane soru işareti vardı. hiç bir şey mantıklı değildi.

peki bu sessizliğin ardında neden hüzünlü olduğunu hissediyordum.

o ise fazlasıyla düşünceli görünüyordu.

'Stocholm Sendromu ' dedi bana dönmeden

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

'Stocholm Sendromu ' dedi bana dönmeden.

kaşlarımı çattım. İngilizce mi konuşmuştu hiç bir şey anlamamıştım çünkü.

' ha?' diye bir ses çıkarttım ağzımdan.

elini başına dayadı. istemeye istemeye konuşur gibi bir hali vardı

' kuzunun kasabına aşık olması ' dedi kısık sesle. yeni uyanmış olmamın vermiş olduğu salaklıkla hala bir şey anlamamıştım sanırım.

' ne ? ' dedim tekrar.

derin bir nefes verdi burnundan.

yüzünü bana döndü. gözlerinde anlamadığım bir ifade verdi.

' esir alınmış kişinin, hayati tehlike ve dış dünyadan soyutlanmış olduğu durumda onu esir alan kişiye ihtiyaç duyması ve travmatik bir şekilde bağlanması...  ' dedi. sesinden dökülen parçaları görebiliyordum.

ama şaşırmıştım sözüne devam etti.

ama şaşırmıştım sözüne devam etti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
EftalyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin