Eve gider gitmez yaptığım ilk şey çantamı bir kenara fırlatarak yatağa zıplamak ve Instagrama girmek oldu. Sonra da arama çubuğuna basmak.
Armağan Kaya...
Uzun süre aradım ama sanırım hesabı yoktu. Allah Allah babaannemin bile Instagram hesabı var oysaki. Bu çok enteresandı .
Daha sonra kulaklıklarımı takıp ders çalışmaya koyuldum. Biraz ders çalıştım. Daha doğrusu ders çalışmaya çalıştım. Bunaltı gelip boğazımı sıkmaya başladığında yatağımın üstüne uzandım anne ve babamın kavgalarını bağırışlarını dinledim. Bunu her gece düzenli olarak yapardım . Kavga dinlemekten bahsediyorum. Yemek yemem lazımdı ama şu an dışarı çıkıp kaos ortamına yakın olmak istemiyordum.
Aklıma gene bugün olanlar takıldı. Zaten hiç çıkmamıştı. Cana bir kez daha üzüldüm kimse sevdiği kişiden böyle bir şey hak etmezdi. İkisi de birbirini çok severdi nasıl bu kadar basit bitebiliyordu ki. Sonra içimdeki ses konuştu "Aşk diye bir şey yok çünkü Nehircim ". Evet gerçekten aşk diye bir şey yoktu sadece hormonlar vardı, hevesler vardı, ergenlik vardı, sevgiye muhtaçlık vardı ama aşk yoktu. Bundan artık emindim.
Beni şaşırtan ise dünya üzerinde aşk üzerine milyonlarca film ve dizi çekilmiş kitaplar yazılmıştı. Herkes bu duyguyu seviyor olmalıydı.
İklim... onu bugün tanıyamamıştım. Çok farklı oluyordu her geçen gün. Çok güzel bir kızdı o incecik hoş bir fiziği vardı sapsarı uzun saçları vardı evet doğal sarışın değildi belki ama ona en çok sarı yakışırdı. Yeşil gözleri vardı ve hep etrafına gülücükler saçardı. Ve birde sürekli değişen ruh halleri tabi... İstediği her erkeği elde edebilirmiş gibi bir özelliğe sahipti. Öylesine kendinden emin... Gözü kara... Onu gerçekten çok seviyordum. En yakın arkadaşım oydu.
Abimden sonra tabii .
Abimden bahsetmişken. Canım abim şimdi Türkiye'nin öbür ucunda okuyordu. Sık sık arasa da onu sürekli özlüyordum. Çocukluğumuzdan beri her gece birlikte dinlerdik anne ve babamın kavgalarını. benim kulaklarımı kapatırdı, Kendisi ağlardı.
Sorardım " abi ayrılacak mı annemle babam "
" hayır ayrılmayacaklar , ayrılsalar da ben sana bakarım merak etme " derdi. Aramızda 3 yaş vardı. Trabzon da besyö okuyordu. Benim boyum uzun olmamasına rağmen onun boyu epeyce uzundu. Benim gibi açık kahve kısa saçları vardı ben gibi ela gözlüydü ama ben güzel değildim o ise epeyce yakışıklıydı. Düzenli olarak sevgili değiştirirdi. Gizli serseriydi kendisi anlayacağınız. Sayesinde hiç sevgilim olmamıştı normal erkek arkadaşlarımla konuşmam gerektiğinde bile gizli gizli gidip soracağımı sorardım. Her teneffüs gelip kapıdan bakar kontrol eder, sonra giderdi. Bana erkeklere güvenme kimseye kalbini verme diye tembihlerdi hep. Bunu sürekli derdi .Yatmadan önce 5 kez tekrar ettirirdi.
" ama sende erkeksin abi , sana da mı kalbimi vermeyeceğim ? "derdim
Sonra bana geri zekâlı olduğumu söylerdi. Canım abim ne kadar da severmiş beni (!) Şimdide uzaktan kontrol etmeye çalışıyor beni. Sanırım bu huyundan asla vazgeçmeyecek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eftalya
Fiksi RemajaAh deniz... Koyu mavi güzelliğin bana aşık olduğum sessizliği hatırlatırken. Daha derinlerine baktığımda canımı yakıyorsun . nefret etmeye başlıyorum senden. Sen... kalbimi kanatarak çekip çaldın benden. Bak o sol göğsümdeki koca boşluk hal...