Ringe eğilip girdiğinde. Sırtındaki ince uzun ve derin yaralar tekrar gözüme çarptı.
Ve asalet akan kaslı yapısı da .
İnsanlara çarparak ilerledim. Ringe olabildiğince yaklaştım. Ringin önündeki Büyük bir krişe sırtımı dayadım. Demek dövüşüyordu. Ama bu yasal bir dövüşme değildi. Bunu paraları toplayan adamı gördüğümde anlamıştım. Bu işte bir bahis vardı.
Korku yerini şaşkınlığa bırakmıştı. Onu gerçekten tanımadığımı fark ettim. O düşündüğümden de farklı biriydi.
Kulaklarım tekrar çığlık ve ıslık sesleri duyduğunda diğer taraftan giren yaşı 26-27 civarı gözüken kas torbası bir adam ringe doğru yürüdüğünü gördüm. Saçları üçe vurulmuştu. Kulağının üstünde dikiş izi vardı. Boyu armağan kadar olmasa da uzundu. Onunda elinde boks eldivenleri vardı. Üstü çıplaktı. Ve kırmızı kısa bir şortu vardı.
Alkışlarla ringe girdiğinde armağan köşe de oturuyor su içiyordu. Yanında iki adam onunla bir şeyler konuşuyor. Omuzlarına destek olurcasına vuruyorlardı.
Rakibi armağana pis pis bakıyor sonra da küstahça sırıtıyordu. Ciddi ciddi dövüşecekti.
O an aklıma markette cips standının önünde bıraktığım alışveriş arabası geldi. Onu hatırlamak için oldukça geç kalmıştım.
Gözlerimi tekrar ringe çevirdiğimde. Hakemi dinleyen armağanı ve rakibini gördüm. Birbirlerine öyle bakıyorlardı ki içim ürperdi. Aralarında 3 santim ya var ya yoktu. Az sonra olacak dövüşün fragmanıydı bu. Başlama sesiyle ikisi de elleriyle yüzlerine bir barikat kurdu.
Kalbim kulaklarımda atarken. Ellerimi birleştirip korkuyla göğsümde tuttum.
İlk yumruk kel adamdan gelmişti. Armağanın rakibinden bahsediyorum.
Armağan yumruğu ona değmeden savurmayı başardı. Fırsattan istifade yarısı açık olan yüzüne sağlam bir yumruk geçirdi.
Kel adam afallasa da yüzünü savunmaya devam etti. Armağanın baldırına bir tekme attı. Armağanın canı yanmış olacak ki. Kel adamın karnına bir tekme geçirdi. Kel adam kendini geri alsa da tekmeden kurtulmayı başaramamıştı. Nedense sevinmiştim.
Armağan sırasıyla kel adamın yüzüne bir yumruk geçirdi daha sonra alttan çenesine vurdu. Hemen sonra da beline doğru bir tekme savurdu.
o... korkunç gözüküyordu. Tam anlamıyla bir canavardı. Gücünü attığı yumruklardan hissedebiliyordum.
Karşısındaki adam büyük hasar almıştı. Kendine geldiğinde hırslanmış olacak ki armağanın üstüne çullandı. Dibine girdiği armağana önce sarıldı sonra karnına bir diz geçirdi. Ve bir diz ve bir diz daha. Kalbim acıyla pompalanırken. Korku beynime sıçramış gibiydi. Gözlerimin dolduğunu hissettim.
' savunsana kendini ' diye bağırdım. Ama o gürültüde sesim bir tüy gibi uçup gitmişti.
Kel adamı tutanlar sevinçle coşarken armağanı tutanlar tıpkı ben gibi izliyordu. Köşe hakemleri taktikler veriyorlardı. Armağan diz darbelerinden kurtulduğunda rakibini itip nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde tam suratına ayağının altıyla bir tekme geçirdi. Rakibi geri düşerken burnu kanamaya başladı.
Armağanın karaciğer kısımları teninde kıpkırmızı bir izle belirgindi. Darbelerin şiddetini düşünmek bile istemedim. Yerdeki kel adam. Kanatan burnunu tutarak ayağa kalkmaya çalıştı. Burnundan hızla akan kanlar göğsüne ve karnına bulaşmış kurumaya başlamıştı.
Ayağa kalktığında armağan da onu izliyordu. Oldukça öfkeli görünüyorlardı. Rakibinin toparlanmasını beklemeden kulağına bir tekme daha geçirdi. Kulağını tutarak ringin köşesine çarpan rakibine gözlerini dikmişti. Ayağını o kadar yukarı nasıl çıkarttığını çözememiştim. Fazlasıyla esnekti. ve Bu çocuk gerçekten tehlikeliydi. Sessiz ve sakin utangaç yapısına aldanıp onu masum sanıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eftalya
Teen FictionAh deniz... Koyu mavi güzelliğin bana aşık olduğum sessizliği hatırlatırken. Daha derinlerine baktığımda canımı yakıyorsun . nefret etmeye başlıyorum senden. Sen... kalbimi kanatarak çekip çaldın benden. Bak o sol göğsümdeki koca boşluk hal...