Elinde onun için bu sabah satın aldığı eldivenlerle parka geri dönen armağan. sessiz parkta hiç kimsenin olmadığını fark etti.
gözleri onu aradı. her yere baktı. yoktu. inanmak istemiyor gibi tekrar tekrar baktı.
sessizce fısıldadı boşluğa
' nehir? ' sesi küçük bir çocuğununki kadar çaresiz çıkmıştı.
Nehir... gitmişti. Tıpkı o park gibi kimsesiz sessiz ve bomboş hissetti. tıpkı o park gibi terk edilmiş hissetti.
bir salıncağa oturdu yavaşça.
elindeki eldivenlere çevirdi gözlerini. hayal kırıklığına uğramamıştı. Hayal kırıklığının ta kendisiydi o artık. Hayatında iki kadın olmuştu şimdiye kadar.
Biri o doğar doğmaz terk etmişti onu. diğeri ise anne diye umut bağladığı kadın.
güneş yavaşça yükselirken gökyüzünde.
ayağa kalktı. bir adım attı ki sanki dizlerinin bağı çözülür gibi, sanki bacaklarında güç kalmamış gibi dizlerinin üzerine çöktü armağan.
gözlerinden iki damla yaş aktı.
eldivenlerden ayıramıyordu gözlerini.
bütün içinde birikmişlikle bağırdı
'NEDEN ' gözyaşları süzülmeye devam etti beyaz teninde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eftalya
Teen FictionAh deniz... Koyu mavi güzelliğin bana aşık olduğum sessizliği hatırlatırken. Daha derinlerine baktığımda canımı yakıyorsun . nefret etmeye başlıyorum senden. Sen... kalbimi kanatarak çekip çaldın benden. Bak o sol göğsümdeki koca boşluk hal...