Salonumuz hiç bu kadar kasvetli gelmemişti. duvarların rengi bu kadar sıkmamıştı beni. içeride ölüm sessizliği şiddetli rüzgarlar vardı. Bir kaç santimetre ötemde oturan armağana baktım yan gözle. o da en az ben kadar gergin gözlerini halıda dolaştırıyordu. evimize ilk defa gelişini böyle hayal etmemiştim aslında. gözlerimi armağandan çekip hemen önümüzde salonun ortasında elleri belinde volta atan anneme çevirdim. Çıt yoktu. hiç kimse konuşamıyordu. Annem adımlarını durdurup kurbanlık koyun gibi koltukta kederimizi bekleyen bize döndü.
çatık kaşlarıyla keskin bir şekilde süzdü ikimizi de ağzını araladı bir şey demek için. derin bir soluk verip geri kapattı ağzını. abim hala uyuyordu. bu şu anlık benim için iyiydi.
' Anne' diyebildim zor zanaat. bu anı beklermiş gibi sesini alçak tutmaya özen göstererek konuştu.
' aklım almıyor nehir! düşünüyorum düşünüyorum mantıklı bir tahmin arıyorum YOK ! '
başımı öne eğdim.
' b-bu çocuk iklimin sevgilisiydi, sonra polise şikayet ettin. seni onların kaçırmadığını söyledin. sonra bir bakıyorum kızım yatağında yok. Şu çocuğun yanında... onun arabasında... ' sözüne devam edemedi. öpüşüyor diyemezdi zaten. yanaklarım utançtan kırmızıdan mora dönmüştü artık. armağan yanımda nefes bile almıyordu sadece halıyı izliyordu. sanırım benim bir açıklama yapmamı bekliyordu o da. çünkü tıpkı ben gibi o da ne diyeceğini bilemiyordu.
' anne... lütfen otur, sakinleş ve beni dinle '
gözlerini belerten annem silah zoruyla gibi bir görüntüyle oturdu karşımızdaki koltuğa.
yutkunarak doğaçlama bir şekilde konuşmaya başladım. ' öncelikle bizi öyle bir şekilde gördüğün için üzgünüm ben armağanı yanağından öpecektim sonra kafasını bana döndürünce yanlışlıkla şey oldu '
imalı bir şekilde konuştu annem ' ha öylemi... içim rahatladı bak şimdi ' dedi yalancı bir ifadeyle.
konuştukça battığımı hissettim.
' anne beni kaçıranların elinden armağan kurtardı. ' bu annemi şaşırtmaya yetmişti. teknik olarak düşündüğümüzde bu doğruydu beni o kurtarmıştı onların elinden. kendi elinden...
'ne?! nasıl yani? '
inanın bana ne diyeceğimi bilemiyordum. sanki sözcük dağarcığımda tek bir kelime kalmamıştı. sanki beynimden dumanlar yükseliyordu. dilim titriyordu konuşurken kekeleyip duruyordum
'dediğim gibi beni armağan kurtardı onların evinden, tedavi etti, yardımcı oldu yani. '
Annem armağanı görmezden geliyor orada yokmuşçasına konuşuyordu
' kızım en bu çocuğu daha dün yeliz teyzene şikayet etmemiş miydin '
armağan yanımda huzursuzca kıpırdandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eftalya
Teen FictionAh deniz... Koyu mavi güzelliğin bana aşık olduğum sessizliği hatırlatırken. Daha derinlerine baktığımda canımı yakıyorsun . nefret etmeye başlıyorum senden. Sen... kalbimi kanatarak çekip çaldın benden. Bak o sol göğsümdeki koca boşluk hal...