Bölüm 55

37 5 0
                                    

tekne kıyıya yaklaştığında elimdeki ipleri çözüp kıyıya doğru ittiler beni dizlerim betonla buluştuğunda tekneden inip yanıma yaklaştı 

" senin cezanda bu " dedi parmağıyla denizi gösterip. yaşlı gözlerimle denize baktım. onlar arabalarına binip gittiler. ayağa kalkıp denize karşı bağırdım

" ARMAĞANN !!! GERİ GEL !!! "  gözlerim cayır cayır yanıyordu artık.

" BIRAKMA BENİ ARMAĞAN "  yağmur ve dalgalar bir kavga içerisindeymiş gibi görünüyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

" BIRAKMA BENİ ARMAĞAN "  yağmur ve dalgalar bir kavga içerisindeymiş gibi görünüyordu. kıyıya çarpan sert dalgalar armağandı sanki. deniz sanki armağandı. 

"nolur armağan gitme... ölme armağan " dedim. sesim fısıltı halinde çıkmıştı. içimden bir parçam acıyla sökülerek denize atılmıştı sanki. kalbim kanıyordu. kocaman bir boşluk hissediyordum bedenimde bir yerlerde. bu tarif edilemez bir acıydı. 

dizlerimin üstüne çöküp saatlerce ağladım kıyıda. denize baktım. yalvardım geri versin onu bana diye. yağmur dindi dalgalar sakinleşti... gök karardı. o yoktu... gözlerim bir an olsun ayrılmadı denizden. ama yoktu. olmayacaktı da...

bütün hislerim bir mumun tabaktaki erimesi gibi yavaşça yok oldu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bütün hislerim bir mumun tabaktaki erimesi gibi yavaşça yok oldu. ayağa kalkıp ölü gibi yürüdüm. ayaklarım beni eve getirmişti. ben... nefes alamıyordum. 

evden içeri girdiğimde içerisi oldukça sessizdi. salonun ışığını açtığımda 

"SÜRPRİZ " diye bağıran annem abim emre ve ... babamı gördüm. sütlaç babamın kucağındaydı. salon süslemelerle donatılmıştı, masada börekler çörekler ve kocaman bir doğum günü pastası vardı. halimi gördüklerinde hepsinin yüzündeki koca gülümseme silindi. 

saçlarıma bulaşmış armağanın kanına kirli paslı kırmızı elbiseme çıplak ayaklarıma taşıp yüzüme bulaşmış makyajıma baktılar.

içimden taşarmışçasına bir çığlık kopardım boğazımdan. sıktığım yumruğumu pastaya geçirdim. masanın üstündeki içi kurabiye dolu tabağı alıp duvara fırlattım. iki elimle tuttuğum üstü yemek dolu olan orta sehpasyı öylece halının üstüne devirdim. herkes bana şok içerisinde bakarken bağırarak ağlamaya başladım tekrar.

EftalyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin