55

214 32 61
                                    


Kutay anlıma kondurduğu  buse ile dururken,  birden caminin kapısının sesi gelince hemen benden uzaklaşmıştı.

Ben utançla içeri giren kişiye,  daha doğrusu kişilere bakıp hemen başımı yere indirmiştim. Bu Kutay bana hiç iyi gelmedi.  Normalde utanmayıp, şuan bize sırıtarak bakanlara çemkirmem gerekiyordu.

- Oğlum sizde utanma, arlanma kalmadı ? Böyle,  destursuz  camiye dalınırmı?  Hem de yeni nikah kılmış karı koca içerde varken

Diyen Kutay beni kendisine çekerek kolunun altına almıştı. Bu duruma sinir olmuş Arın,  Selim ve Abdullah beni hemen , Kutay'ın  yanında çekerek kendi aralarına aldılar.

Arın bu sefer beni kolunun altına alıp caminin dışına çıkararak,

- Ayemir'in daha hazırlanması lazım. Seninle uğraşamaz sevimsiz enişte

Kutay'a diyerek beni arabasına koyduğu gibi arabayı sürdü.  Evet Arın'ın bir arabası vardı. Sadece arabanın  barajda biraz dinlemesi gerekiyordu. Bu Arın ilk 18 yaşına girdiğinde arabayı çalmıştı. Küçük bir kaza geçirmişti. Bu yüzden babam arabanın anahtarını almış,  Arın üniversiteye gittiği zaman vereceğini söylemişti.

- E Ayemir sonunda evlendin. Bizi bırakıp gidiyorsun o lavuğa

- Şşşt  terbiyesiz  o senin enişten artık. Hem sen değilmiydin benim artık evden gitmemi isteyen. Al istediğin oldu sonunda

Diyerek duygu sömürüsü yaptım. Arın arabayı başka bir yere doğru sürüyordu. Ben ona merakla bakarak,

- Arın biz eve gitmiyor muyuz? Nereye götürüyorsun bizi ?

- Hayır eve gitmiyoruz. Benim sana göstermem gereken bir şey var. Sana bir şey anlatmak istiyorum

- Tamam  canım kardeşim. Nasıl istersen

Diyerek Arın'a  nadir gülümsemelerimi gönderdim. Arın yol boyunca çok sessizdi.  Gerçi son zamanlarda bilindik   Arın  gitmiş yerine yabancı biri gelmişti.  Bizimle fazla konuşmuyor, hep odasında tek başına takılıyordu. Selim ile birlikte son zamanlarda hiç gezmiyordu. Arın'ın bu haline çok üzülüyordum.  Her şey onun için üst üste gelmiş durumundaydı.

Araba bir uçurumun önünde durduğunda,  şaşkınlıkla Arın'a  baktım.  Bizi neden buraya getirmişti ki.

- Hadi in ablacım. Ha telefonunu kapat.

Arın'ın dediklerini yapıp arabadan beraber indik. İçime tuhaf bir korku girmişti.  Arın bir kayalıkta  oturarak, benim de onun yanına gelmem için işaret etti. 

Adımlarımı hızlandırıp, Arın'ın  oturduğu yerin yanında oturdum.  Arın'ın yüzüne baktığımda,  gözlerinin kıpkırmızı olduğunu gördüm.

Ama ben Arınımın canım kardeşimin bu halde olmasına dayanamıyorum. Ağzımı aralayıp Arın'a  bir şeyler diyecektim ki , Arın konuşmama fırsat vermeden  başını bacaklarıma koyarak, hüngür hüngür ağlamaya başladı.

Şimdi benim canım kardeşime ne oldu ki? Neden bu kadar içli içli ağlıyor ki?  Ben  duygusal olduğum için  onunla birlikte ağlamıştım.

Arın dertlerine,  acılarına ağlıyordu ben de Arın'a  ağlıyordum.

- Kardeşim. Kaldır başını. Bak ablanın yüzüne. Şimdi burda bana her şeyi anlatıyorsun. Neyin var senin? Neden artık eskisi gibi değilsin. Senin bu ruhsuzluğunun  sebebi ne?

ÇAYşkım / Çeyrek   TEXTİNG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin