26. BÖLÜM

272 43 43
                                    

Selamünaleyküm kardeşlerim.

Nasılsınız? İyisinizdir inşallah .

Rica etsem kitabı bu şarkı ile okurmusunuz. Şarkı media da

İYİ OKUMALAR❤❤

Ben biraz daha bekleyip Aysima'ya ne söyleyeceğimi düşünürken telefonumun titremesiyle hemen alıp cevap verdim . Arayan annemdi.

📞 selamünaleyküm kuzum

📞 aleykümselam validemm

📞 Kuzum az önce rehber hocan aradı. Biraz rahatsız olduğunu ve izin verdiğini söyledi. Merak ettim seni. Neredeysen seni almaya geleyim

📞 evet annecim biraz rahatsızlandım. Ama bundan öte başka bir sorunumuz var. Rica etsem evimizin hemen yukarısında olan *** mezarlığa gelir misin

📞 nee! Ne mezarlığı. Ne işin var orda. Sana bişey olmadı ya

Annemin böyle söylemesiyle
" Hee annem öldüm. İzin aldım sana haber vermek için. Tabuttayim "

Diyesim geldi ama maalesef hiç tadım yoktu.

📞 yok annem bana bişey olmadı. Biraz çabuk gelirsen sevinirim .

📞 tamam geldim bile. Yerini göster

Demesiyle yerimden kalktığımda, toprak ile uğraşan masum Aysima'ya

" Kuzum annem ile tanışmak istediğini hissettim. Annem geldi. Onu alıp geliyorum "

dediğimde biran sevinecek gibi oldu Aysima, ama tekrardan yüzünü asarak

" Tamam ablaa " diyebildi.

Hiç istemezsem de Aysima'yı orda yalnız bırakıp annemi almaya gittim .

Yukarıda gördüğüm anneme doğru daha da hızlı yürüyerek , yanına vardığımda sımsıkı sarıldım.

Mezarlığa kadar Aysima'yı ve olayları anneme anlatmıştım. Annem çok üzülmüştü Aysima'ya.

Hemen mezarlığın yanına geldiğimizde Aysima'nın başını mezara koymuş şekilde gördük. Aysima diye seslendiğimde Aysima ses çıkarmamıştı. Tekrar ona seslenerek

" Bak kuzum annem seninle tanışmaya geldi "
Dediğimde yine bir tepki vermemişti. Endişeyle hemen onun yanına gidip diz çöküp Aysima'yı kendime doğru çektiğimde, renginin gereğinden fazla beyazlaşmış yüzünü gördüğümde çok korkmuştum ona bişey oldu diye . Annem de hemen yanımıza gelip diz çöktüğünde Aysima'nın nabzını kontrol etmişti.

" Nabzı normal atıyor da kuzucuğun ateşi var " dedi endişeyle.

Fazla zaman kaybetmeden Aysima'yı almış ve hastaneye götürmüştük. Şuan kapıda polislerle birlikte bekliyorduk.
Annem bunun böyle olmayacağını yetimhane görevlisine haber vermemiz gerektiğini söyleyerek onları da çağırmıştı.

Doktor bey uzun bir zamandan sonra dışarı çıktığında ben ve annem hemen ayaklanarak doktor beyin yanına gitmiştik. Annem endişeyle

" Doktor bey neyi var kızımızın. İyi mi "

diye sorduğunda doktor bey ifadesizcde yüzümüze bakıyordu.

Bu sefer de ben araya girerek

" Doktor bey iyi değil mi ? Bir şeyi yok"

diye sorduğumda doktor bey başını olumsuzca sallayıp

" Maalesef. Hastamızın kan değerlerine göre ileri seviyede kanser olduğu tespit ettik. İleri seviyede olduğu için tedavisi mümkün değil. Çok üzgünüm. Allah sabır versin " diyerek yanımızdan uzaklaştı.

Ben ve annem duyduklarımıza inanamıyorduk. Ben güçsüzce yere çöküp ağlayarak

" Ama o daha çocuk. Nasıl olur. O şimdi kanseri nerden bilsin "

diyerek hıçkırıklarla ağlamaya başladım.

O gün ilk defa annemin de bu denli ağladığını gördüm.

İçeri girdiğimizde minik meleğimiz sayıklıyordu.

" Anne baba bekleyin ben de geliyorum "

diyordu . Ben fazla dayanamayarak ağlayarak dışarı çıktım.

Bu neydi öyle küçücük çocuğun yaşadığı şeyleri bir büyük bile kaldıramazken o küçücük bedeniyle nelerle baş ediyordu.

Telefonumun sürekli ısrarla çalmasıyla en son cevap vermiştim. Arayan Arindi.

Arınla konuştuğumda ağladığımı anlamıştı. Bana ne olduğunu sorduğunda dayanamadım ve yine ağlamaya başladım. Böyle anlatamayacağım için hastanenin ismini vermiş ve telefonu kapatmıştım.

Şimdi kendimi toparlayıp içeri girmem gerekiyordu. Hazır olduğumu hissettiğimde tam içeri girecekken bir tane hanımın endişeyle bize doğru geldiğini görmemle yerimde durmuştum.

Aysima'nın yetimhane müdürü olduğunu iddia etmişti. Durumunun nasıl olduğunu sorduğunda ona her şeyi anlatmıştım.

Oda benim gibi yere çökmüş ağlıyordu. Ben de ona teselli vereyim derken onunla birlikte ağlamaya başlamıştım.

Yukarıda gelen sesle oraya döndüğümde Kutay dahil bizimkilerin hepsi hızla bana doğru geliyorlardı .

Tuba ve kızlar bana sarıldığında Arın ve Selim de sarılmıştı. Ne olduğunu sorduklarında

Onlara her şeyi ağlayarak anlatmıştım. Onlar da çok üzülmüşlerdi.
Biz biraz daha öyle duruken annemin odadan çıkıp beni cağırmasıyla hemen odaya gitmiştim.

Aysima uyanmış ve beni istiyordu. Ben odaya girdiğim gibi tatlı huzur veren sesiyle cıvıldayarak Ayemiir ablaaaa diye seslendi bana. Ben de onun yanına gidip sarılarak

" Ne o kuzu beni mi özledin " diye sorduğumda, Aysima

" Eveet hemde çok. Hem biliyor musun ben rüyamda annemi ve babamı gördüm. Çok yakında geleceklerini söylediler "

dediğinde kendimi çok zor tutuyordum.

Daha fazla konuşamayacağımı anlayan Tuba hemen araya girerek

" Oooo demek ki ünlü prensesimiz sensin hı" dediğinde Aysima mutlulukla

" Gerçekten prensese benziyor muyum "

diye masumca sorduğunda Tuba

" Tabi benziyorsun "

dediğinde, Aysima Arın'ı göstererek

" Oda prense benziyor dimiii. O da benim prensim olsun "

dediğinde hepimizde buruk bir gülümseme oldu.

Bizi kapının önünde izleyen müdür içeri girmesiyle Aysima'nın hemen arkama saklanıp

" Ablaaaa lütfen beni onlara geri verme. Senin yanında kalayım " dediğinde bende

" Korkma kuzum seni kimseye vermem " diyerek Aysima'yi sakinleştirmeye çalıştım.






Evet bir bölüm sonuna daha geldik.

Hani derler ya insanlar ruh hallerini illa ki bir yerde yansıtır. Bende kitabıma yansıtıyorum galiba.

Bölüm Hakkında ki düşüncelerinizi alalım

ALLAH'A EMANET OLUN 🌷🌷🌷

ÇAYşkım / Çeyrek   TEXTİNG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin