67. BÖLÜM

158 25 32
                                    

" Annem kuzum lütfen kalk hadi artık. Bak çok işimiz var. Birazdan misafirler gelecek "

Şuan da karşımda o geçen haftaki kız elimde de testere. Onun bir kolunu kökten kesiyorum. Ee  şimdi bu ses nerden geliyor. Annem nerde ki?

" Ayemir  kızım hadi kalk minik bebeğim"

Anne!  Annem nerde ki? Hem az önce birilerini doğruyordum  o nerde?

" Anne ya ne öyle güzel güzel çağırıyorsun. Su  getireyim mi? Üstüne döktüğümüz gibi uyanır. "

Hih  hain Arın. Arın nerde ya?...
Gözlerimi yavaşça açtığımda karşımda dikilmiş annemi gördüm. Ah az önce gördüklerim rüyamıydı yani. Az önce üstüme o kızın kanı  vardı.

Yatağımdan hemen doğruldum. Ellerime baktığımda ellerim ter temizdi. Aynı şekilde üstüme de baktığımda üstüm de temizdi. Belli ki az önce rüya görmüştüm.

Uyku mağduru  gözlerimi  zar zor açıkta tutup anneme baktım. Annem bugün,  her zamankinden  biraz daha üzgün ve durgun görünüyordu.

Yataktan kalkarak annemin ellerinden tuttum.

" Hayırlı sabahlar annem "

Annem konuşmamı bekliyormuşçasına bana bir şey demeden ağlamaya başladı. Ah be annem bugün son günüm olduğu için çok üzülüyordu. Şimdi anneme ne diyeceğimi de bilmiyorum. En iyisi anneme ayak uydurup ağlamak.

Anneme sarılarak ben de sabah sabah ağlamaya başladım. Kapıda dikilen Arın ise biraz bize bakıp ardından yanımıza gelerek ben ve anneme kollarını sardı.

" Hanımlar hayırdır sabah sabah  ağlıyorsunuz. Daha kargalar şarkı söylemeden, kediler mamalarını yemeden,  horozlar gıdaklamadan,  ben yüzümü yıkamadan,  sizler yüzünüzü yıkamadan,  babam yataktan daha çıkmadan,  anannem takma  dişlerini takmadan size ağlamak yakışıyor mu? Şimdi çabuk kendinize gelin ve ailecek son kez kahvaltı yapalım "  dedi.

Bu sefer gözlerimizden  üzüntüden değil gülmekten yaşlar akıyordu. Horozlar gıdaklamadan nedir Allah aşkına.

Annem Arın'ın  dediğini yapıp gözlerinde ki yaşlarını sildi. Ardından  anlıma buse kondurup odadan çıktı.  Arın annemin gitmesini fırsat  bilerek bu sefer de beni kollarının altına aldı.

Biliyorum  erkek kardeşinizden büyük olmanıza rağmen onun uzun olması fazlasıyla can yakıcı. O size abilik taslayabilir arada.

" Ayemir sen bugün gidiyorsun değil mi?  Biliyor musun sen gidince evin havası tamamen değişecek. Senin yokluğun çok  belli olacak. Söylesene artık kimi delirtecem ben. Senin gitmen yetmiyormuş gibi bir de Aysima'yı da götürüyorsun "

Hıı şimdi  anladım bunun kuyruk acısını. Aysima'yı  götürmemi  istemiyor.

" Seni çok özleyeceğim ablacım. Ama bunu da gönül rahatlığıyla söylemeliyim. Kutay sana çok iyi bakacak. Ben daha önce Kutay gibi seven birini hiç görmedim. Seni çok seviyor. Seni çok mutlu edeceğini bildiğim için elimden geldiğince üzülmemeye  çalışıyorum. Sen hep mutlu ol Ayemir. "   dedi ve ardından bana sıkıca sarıldı.

Küçüklüğümü,  hayatımı,  her şeyimi yaşadığım yerden artık ayrılıyordum.
Kuş'un  yuvasından uçma vakti gelmişti.

Arın benden ayrılarak bir şey demeden odadan çıktı. Ben de fazla zaman kaybetmeden  yüzümü yıkamaya gittim. Ardından odamı son kez toplayarak, dolaba bıraktığım bir kaç elbiseden birini alıp giydim.

Tamamen hazır olduğumda odadan çıktım. Misafirlerin gelmelerine yakın  gelinliğimi giyerim artık.

Merdivenlerden aşağıya indim. Bu son merdivenden inişim..
Mutfağa  girdiğimde  hazır olan kahvaltı masasına  baktım. Babam Aysima'yı  kucağına almış Aysima ile birlikte tabletten  bebeklere elbise giydirme oyununu oynuyordu. Arın sabırsızca  kahvaltılıklara bakıyordu. Sanırım benle annemin oturmasını bekliyordu.

ÇAYşkım / Çeyrek   TEXTİNG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin