Karşımda dikilen ultra sevimsiz kuzenlerime bakakaldım. Hayaller döşenmiş ev sürprizi, gerçekler takıntılı kuzenler.
Onları gördüğüme dair hoşnut olmayan bakışlarımı üzerlerinde gezdirip, ardından yeni gelen arabadan inen kişilere baktım.
" Ananeee, dedeee oy siz hoş geldiniz" diyerek onlara doğru koşmaya başladım. İlk ananemin elinden öpüp sarıldım. Ardından dedemin de ellerinden öpüp sarıldım.
Çok özlemiştim onları. Ananeme mutlulukla bakıp, " hangi dağda inek öldü de geldiniz ?" Diye sordum.
Deyimleri biraz kendi sözcüğümle ayarlayıp ananeme yönelttiğim için ortama kahkaha tufanı musallat olmuştu.
Bu sevimsiz kuzenler gülmüyor, doğrudan böğürüyorlardı. Komik bir şey de söylemedim yani.
Ananem bana baktı. Gözlerime dolu olan gözleriyle baktı.
" Oy uşağum haçem sen daha dün bacak kadardun. Ne ara evlandun buyudun kizum. "
Dediğinde, dedem bizi yine şaşırtmayarak araya girmişti.
" Hatun sen kizu şimduden evlendurdun. Dur hele daha kizu vermeyeceğuz." Dedi dedem.
Ananem ağlama pozisyonu alıp, tam duygusala bağlanacakken, ben duruma hemen el attım. Beni şuan bekleyen büyük sürpriz ve çayşkımı da bekleyen sürpriz evlenme teklifi vardı.
" Anane ben şimdu evenmeyurum. Sen hele çık yukari annem seni bekleyur. Göz yaşını çok kullanma. Kına gecesinde bana yardım edersin beraber ağlarız " dedim.
Ananem elinde ki bastonunu iki kez bacağıma vurarak, bana terbiyesizsin bakışları attı. Ama ne yapayım şimdi hiç olmayacak yerde ağlayacaktı.
Hepsi hep birlikte içeri girerken, köşede duran Tuba hemen yanıma geldi. Ben etrafıma baktığımda Kutay'ı görememiştim.
" Tuba, Kutay nerde canım? Etrafta görünmüyor? " diye sordum. Tuba da benim gibi etrafına bakınıp, bilmiyorum dercesine başını salladı.
İki kuzenim denmeye bin şahit isteyenler bize doğru gelmeye başladı. Hepsi içeri girdi siz de gireydiniz ya içeri. Neyse sükutumu korumaya çalışıp bunların ne söyleyeceğini önce dinliyormuş gibi yapıp ardından Kutay gelmeden güzelce haşlayıp eve gönderecektim.
Sezgin doğrudan önümde durdu. Ne düşündüğü belli değildi.
" Demek sonunda evlendin ha Ayemir. Neden peki ?" Diye düz bir tonda sordu bana.
Ben tabi ki söyleyeceklerimi içimde bırakmayıp doğrudan düz bir şekilde cevap verdim.
" Sevdim canım. Hatta aşık oldum. Bu yüzden evleneceğim. Hem üzülme oğlum olursa ismini Sezgin koyarım. " dedim acımasızca.
Bunca yıldır hep tatlı bir dille ona anlatmaya çalıştım onu sevmediğimi. Ama mübarekte demir kafa var. Bir şey geçmiyor orda. Kolay kolay idrak etmiyor.
Sezgin yüzüme bakmadan başını eğdi. Sezginin yanında duran, Tuba'ya mal mal bakan Kadir'e de haddini bildirmem gerektiğini düşündüm.
Kızın nikahlı kocası var ve o Kadir hadsizi Tuba'ya bakıyordu. Ben tam ağzımı aralayıp Kadir'i haşlayacakken, Tuba benden önce davrandı.
" Bana bak Kadir. Ağzının ortasına çarparım ha. Çek o gözlerini "
Dediğinde Kadir hızlı bir dönüşle bakışlarını Tuba'dan çekti.
Sonunda Kutay hazretleri teşrif etmişlerdi buraya.
Kutay karşımızda dikilen iki kuzen bozuntusuna bakarak , kim olduğunu sordu." Ayemir bunlar kim hayatım?" Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇAYşkım / Çeyrek TEXTİNG
ChickLitTAMAMLANDI İki yakın dostun hikayesidir bu. Onlarla birlikte eğlenceli kimi yerlerde hüzünlü bir hayata yolculuk etmek istiyorsanız, klişe ile başlayıp , bölümler ilerledikçe bambaşka bir hayata yolculuk yapmak İstiyorsanız buyrun davetlimizsi...