5 ay sonra...
" Kutay hayatım hadi kalk ama. Bak Tuba bizi kahvaltıya bekliyor "
Uyanmamak için direnen Kutay'ı uyandırmak için cebelleşiyordum şuan. Yani madem uyanmayacaksın neden uyuyorsun ki? Hiç uyuma.
Kutay'a yine her zaman ki gibi söylenmeye başladım. Zaten bu bir kaç haftadır yeterince gıcık hareketleri gözüme batıyordu Kutay'ın. Kutay söylene söylene yataktan çıkarken ben tekrardan yatağa uzandım.
Kutay bu hareketime anlam vermezken ben bana gelen ani bir yorgunlukla yatağa uzandım. Neden zorlayayım ki kendimi?
Kutay tek kaşını kaldırmış bir şekilde bana baktı. Sonra yaptığım bu hareket onun hoşuna gitmiş olacak ki o da bodoslama kendisini yatağa attı.
Beni kolları arasına alan Kutay, hep yaptığı gibi yine saçlarımı okşamaya başladı. Ben Kutay'ın kolları arasında mayışmışken telefonum tekrardan çalmaya başladı.
Kesin arayan Tubaydı. Kutay'ın kolları arasında çıkıp, komidinin üzerinde ki telefonuma uzandım.
Yanlış tahmin etmiştim. Beni arayan Selimdi. Bu çocuğu babalık bile değiştirmedi. Hep aynı, çocuk gibi kaldı. Geçen ay Selim'in nurtopu gibi bir kızı olmuştu. Aynı annesine benziyordu. Ama gelin görün ki Selim bir türlü kabul etmiyordu. Neymiş kızının da onun gibi iki gözü bir burnu ve iki kulağı varmış. Bu çocuğunun ona benzemesi için yeterli bir sebepmiş.
Israrla çalan telefonu, fazla bekletmeden cevap verdim.
📞 Alooo
📞 Ya sen ne biçim kardeşin. Senin yüzünden açlıktan ölmemi mi istiyorsun Ayemir? Ev çok uzağında değil hemen karşında duruyor. Zahmet olmazsa çabuk gelir misiniz? Tuba bu mis poğaçalara dokunmama dahi müsaade etmiyor. "
Ah Allahım bu ne celal. Anlaşılan Selim çok fazla acıkmış.
📞" Sakin ol milkim. Geldik biz kapıyı aç"
Telefonu hemen kapatarak yataktan çıktım. Ben zaten hazır olduğum için sıkıntı yoktu. Tabi ufak bir şal yapımı haricinde. Şalımı hızla yaparken , Kutay da üstüne bir tişört giyinmişti.
Kutay ile hızla evden çıkıp karşı tarafa geçtik. Selim kollarında olan küçük kızı Nazan ile bizi kapılarda bekliyordu. Hızla tombiş yeğenimin yanına gidip kollarıma aldım.
Nazan'ı öpe öpe içeriye geçtim. Hepsi de aç halleriyle bizi bekliyorlardı. Masaya oturmadan önce Kutay yanıma gelip kulağıma fısıldadı.
" Annelik sana çok yakıştı. Biz de getirsek mi artık minik Ayemir'i yada minik Kutay'ı"
Arsız kocam bu söylediklerinden sonra bana göz kırpıp masada yerini aldı. Terbiyesiz adam ya. Kucağımda ki çocuktan da mı utanmıyor. Şimdi çocukcağızın narin psikoloji bozulursa ne olur?
Tüm düşüncelerimden ve utancımdan kurtulup Kutay'ın hemen yanında yerimi aldım.
Masada bulunan çok sevdiğim aileme günaydın merasimini yaşattıktan sonra canım çayşkım'ın bize özel olarak hazırladığı poğaçayı elime alıp yemeye başladım.
Zaten son bir kaç haftadır bir şey yiyemiyordum. Hep midem bulanıyordu. Ayrıca sinirlerim çok bozulmuştu. Olup, olmadık yerde çabuk sinirleniyor çabuk ağlıyordum. Beni bu hale Kutay'ın getirdiğini düşünüyordum. Çünkü evlenmeden önce hiç böyle biri değildim. Hanımhanımcık akıllı uslu bir kizçeydim.
Yediğim bir poğaça beni doyurunca masadan çayımla birlikte kalktım. Tuba masadan çabuk kalktığım için yine söylenmeye başlamıştı.
" Ayemir yine bir şey yemedin ama. Otur da doğru düzgün yemek ye. Hasta olacaksın yoksa "
" Yok çayşkım hasta olmam ben. Size afiyet olsun. Ben oturma odasında Nazan ile çizgi film izleyeceğim " dedim ve Hilay'ın kucağında ki Nazan'ı da alıp salona geçtim.
Nazan'ı bir güzel yerleştirip televizyon kanalını değiştirmeye başladım. Sonunda uygun bir çizgi film bulunca kumandayı masaya koydum ve Nazan ile birlikte çizgi filmi izlemeye başladım.
Ben öylece filme dalmış filmi izlerken ağlamama da engel olamıyordum. Rafadan Tayfa'da ki Hayri denen çocuk şuan açtı. Zavallı çocuk önünde yapılan köftelere öyle bakıyordu ki yürek burkan cinstendi.
Ben öylece filmi ağlayarak izlerken Nazan da elinde ki çıngıraklı oyuncağıyla oynuyordu.
Kutay salona gelip yanıma oturunca ağladığımı gördü. Endişeyle yanaklarımdan tutup neyim olduğunu sorunca ben de neden ağladığımı anlattım Kutay'a. Tabi o sırada bizimkiler de salona girmiş bizi dinliyorlardı. Ben de salya sümük içinde neden ağladığımı anlatmaya başladım.
" Bak şu çizgi filmde ki kilolu çocuğu görüyor musun? O çocuk sabahtan beri açmış. Karşısında ki adam da acımasızca köfte yapıp Hayri'ye vermiyor. Çocukcağız aç aç orda duruyor" dedim daha da ağlamaya başlayarak.
Şuan Kutay gibi solunda ki herkes de gülmekle ağlamak arasında kalmış gibilerdi. Kutay hayretler içinde bana baktı.
" Şimdi burda ağlanacak ne var güzelim?"
Ne Kutay bana güzelim diyerek çirkinleştiğimi mi ima etmeye çalışıyor. Kırgınlık içinde Kutay'a gözüm yaşlı baktım.
" S- Sen şimdi bana çirkin demeye mi çalışıyorsun? " dedim ve yine ağlamaya başladım.
Bizim kızlar , benim daha da ağlamaya başladığımı görünce hemen yanıma geldiler. Tuba beni kollarının arasına alıp sarıldı.
" Ne oldu canım sana ya. Bu bir kaç haftadır çok tuhaf davranmaya başladın. Aysima'yı mı özlüyorsun yoksa sen?"
Daha da ağlamaya başladım. Unutmuştum ben Aysima'yı. Yaklaşık beş aydır Aysima burda, yanımızda değildi. Annem ve babam tüm işlerini bırakmış Aysima'nın tedavisi için Aysima'yı Amerika'ya götürmüşlerdi. Annemlerin dediğine göre tedavi çok başarılı gidiyormuş. Böyle giderse gelecek ay ameliyata alacaklarmış Aysima'yı.
Başımı iki yana sallayarak hayır dedim. Bu halimi dikkatlice izleyen Hilay sırıtarak bana bakmaya başladı.
" Aysima yoksa sen hamile misin? Yani benim bildiğim hamile olan kadınlar bu kadar çok duygusal olurlar da"
Hilay'ın söyledikleri salona bomba düşmüş etkisi yaratırken Tuba heyecanla ayağa kalktı.
" Ay Ayemir bizim çocuklar şimdi arkadaş mı olacaklar?"
Benim de içime kuşku düşmüştü. Gerçekten hamile olabilir miyim ben? Şaşkınlıkla salonda ki herkese göz gezdirdim.
Hepsi de en az benim kadar şaşkınlardı. Kutay ise heykel gibi donmuş, hiç kıpırdanmadan bana bakıyordu.
Tuba'nın komutuyla hepimiz kendimize gelerek ayaklanmış hastaneye gitmek için hazırlanıp evden çıkmıştık.
Allah'a emanet olun ❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇAYşkım / Çeyrek TEXTİNG
Genç Kız EdebiyatıTAMAMLANDI İki yakın dostun hikayesidir bu. Onlarla birlikte eğlenceli kimi yerlerde hüzünlü bir hayata yolculuk etmek istiyorsanız, klişe ile başlayıp , bölümler ilerledikçe bambaşka bir hayata yolculuk yapmak İstiyorsanız buyrun davetlimizsi...