66. Bölüm

168 24 23
                                    

1 hafta sonra...



Hayır hayır hayır göz yaşlarım gelmiyor. En iyisi Tuba'dan soğan getirmesini istemek. Yoksa bunlar sabaha kadar türkü söyleyip duracaklar.

Bugün benim kına gecem. Yaklaşık iki saattir sürekli tekrarlanan kına türküsünü söyleyerek beni ağlatmaya çalışan ailem ve arkadaşlarım tarafından kulak tıkanması yaşayıp sağır olacak durumdayım.

Yeni evimi görmemden, Tuba'nın evlenme teklifi aldığı günden sonra bir hafta geçti. Kağan o kadar güzel evlilik teklifi tasarlamış ki Tuba'ya,   kıskanmadım desem yalan olur.



1 hafta önce...



Kutay ile evimizde saatlerdir kurulan Tuba ve Kağan sonunda oturdukları yerden kalkmayı akıl ettiler.

Sonunda evlilik teklifi zamanı geliyordu. Kağan'dan çok ben endişeleniyor ben aceleci davranıyordum. Hep birlikte hazırlanmış evden çıkmıştık.

Tekrardan arabalara binerek doğrudan Kağan'ın evlilik teklifi edeceği yere gidecektik. Bizimkilerin hepsi oradaydı. Kızlar evlilik teklifi için ön hazırlık yapıyorlardı.

Sonunda araba durduğunda merakla camdan dışarı baktım. Karşımda kalplerin atışını çıldırtacak, devasa büyüklükte bütün hayran bakışları üstüne çeken, tamam'ı camla kaplı olup kitap şeklinde duran bina gördüm. Tabi buna bina da denmezdi. Saray yavrusu hiç denilmezdi. Kelimeler bu harika tasarım için yetersiz kalıyordu.

Kutay arabadan inip benim kapımı açtı.

" inmeyi düşünüyor musunuz şaşkın leydim? "

Kutay'ın söylediği şeye şuan gözlerimden yaş gelene kadar gülmem gerekiyordu ama şaşkınlığım gülmeme müsaade etmiyordu. Başımı sallamakla yetinip arabadan indim.

Kutay'ın elini sıkıca kavrayıp karşımızda dikilen şahesere bir de burdan bakmaya devam ettim.

Bu şaheserle olan etkileşimimizi bozan sesler dikkatimi çekmişti. Yan tarafıma baktığımda görünürde kimse yoktu. Kutay'ın yan tarafına baktığımda iki genç kızın Kutay'a bakarak iç çektiklerini gördüm.

Damarımda dolaşan kıskançlık duygusu ile o kızlara dalmamak için kendimi sakinleştirmeye başladım.

Kutay'a baktığımda her zamanki karizmasıyla bana baktığını gördüm. Bu kızların Kutay'a böyle bakması kesinlikle Kutay'ın suçu değil. Ve bende kesinlikle sinirimi Kutay'dan değil o iki yellozdan çıkartacam.

Kutay'ın kavradığı elimi hemen Kutay'dan çekerek Kutay'ı da yan tarafıma çektim. Şuan kızların yanında ben duruyordum. Bu iki yelloz beni fark etmemiş olacak ki hâlâ Kutay'a bakmaya devam ettiler. Kutay bana baktığında, yanımda duran kız heyecanla arkadaşına döndü.

" Ayyyy Hande görüyor musun bu yakışıklı bana bakıyor "
Diğer kız da ,

" Saçmalama Selin. Bana bakıyor. Ay bak dayanamayacağım gidip konuşacağım eniştenle"

Neee bu Selin denen çırpı bacak benim kocama, yanında ki kıza enişten mi dedi. Yok fazla müsamaha gösterdim. Görürsünüz siz.

Hemen yanımda duran Selin denen çırpıdan başlayacaktım. Parmağımı kızın omzuna iki kere vurarak bana dönmesini bekledim.

Bana ne var dercesine baktığında, ben de karşıda bizi izleyen Kutay'ı ikiliye gösterdim.

" Şu karşı da duran yakışıklıyı görüyorsunuz değil mi ?" Cevaplar hiç gecikmemişti ikisi de aynı anda evet demişlerdi.

ÇAYşkım / Çeyrek   TEXTİNG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin