2. BÖLÜM

999 111 51
                                    


Ben daha Uykudayken berbat ve bir o kadar korkunç müzik sesi duymamla yataktan fırladım.

"Ah Arın ah senin cezan iki katına çıktı "

Ben böyle korkmuş bir şekilde yatakla bağdaş kurarken, huzurlu ezan sesini duymamla hemen baş örtümü takıp camı açtım ve ezanı dinlemeye başladım.




Ezan bittikten sonra önce abdestimi aldım ve ardından namazımı kılmaya başladım.

Namazımı kıldıktan sonra Arının odasına doğru gitmeye başladım. Kesin o süper zekâlı kardeşim daha uyanamamıştır.
Birden dediğim şeyle duraklarken aklıma harika fikirler geldi. Yönümü mutfağa doğru değiştirerek, oraya doğru yol aldım. Dolaptan karabiber ve soğuk suyu alarak tekrar Arın'a doğru gittim.

Kapıyı sessizce açarak içeri girdim. Tabi ki  Arın daha uyuyordu. Ben heyecanla ona doğru gittiğimde önce elimde karabiberi Arın'ın burnuna doğru tuttum. Arın kokuyu içine çektiği gibi hapşırmaya başladı.

Tam gözünü açacakken soğuk suyu tişörtünün içine döktüğüm gibi koştum.

Kapıya geldiğimde Arın'ın o çelimsiz ve bir o kadarda sinirli yüzüne bakarken kahkaha atmaya başladım.

Tam bana doğru gelirken kapıyı kapatmamla, Arın'ın başını kapıya çarpması bir oldu.

Yine hunharca gülerken bir taşta iki kuş diyerek odama doğru yürümeye başladım . Babam aniden karşıma çıkınca bu sefer korkan ben olmuştum. Babam gözlerini kısıp bana baktı.

" Az önceki ses neydi öyle bir şey mi yaptın yoksa?"

Arın'ın bu çığlığından sonra adam haliyle uyanacak ve şuan ayakta olan bana soracak tabi bunu. Yine hiç bir şeyi bozuntuya vermeden şirince sırıttım babama.

" Bir şey olmadı babacım. Sadece ben Arın'ı sabah namazına kaldırdım o kadarcık " dedim.
Babam gülümseyerek bana baktı ve ardından,


" Kızım biz zaten namaz kıldık, boşuna uyandırdın kardeşini "

Dediğinde  Arın'a az önce yaptıklarım film şeridi gibi gözümün önünde geçince, bu sefer bir açıklamamın olmayışı beni korkutmadı değil. Kesin bu sefer Arın beni öldürecekti.

Arkamda Arın'ın sesini duyduğum gibi hızla bir şeyler düşündüm. Hah okulda ki notlarla bu işten sıyrılabilirdim. Hızla babama baktım.

" Baba Arın dün sınava girdi sonuçlarını hocası açıklamış söylemeyi unuttum "

dediğimde bu sefer bir taşta üç kuş vurmuş oldum.

Sabahın köründe bu bombayı ders  düşkünü babama söyleyip ortaya attığıma göre odama gidebilirdim.  Arkamı dönüp tama ortalıktan kaybolacağım sırada babam beni tuttu.
-"Bir dakika Ayemir. Bu saatte bunu söylediğine göre sen iyi almış olmalısın sınavda?”

Bu olmadı ama baba. Ama neyse ki yeterince yüksek puan almıştım. Pijamalarımın yakasından düzeltip, bilmiş bir edayla önce göz ucuyla beni öldürecekmiş gibi bakan Arın'a sonra da tek kaşı hava da olan babama baktım.

-" Ben 90 aldım babacım. Arın'ın kaç aldığıyla ilgili bir merak bulunuyorsa içinden Arın'a da sorabilirsin. Eminim hemen söyler"  deyip  daha fazla durmadan koşarak odama geçtim.
Babam beni bırakmazsa yarın cenazem çıkacaktı benim yoksa.

Odaya girdiğimde kapımı tabi ki de her türlü tehlikeye karşın kilitlemeyi unutmadım.( Biliyorum biliyorum yine çok zekiyim ).

Saate baktığımda saatin henüz altı buçuk olduğunu gördüm. Bende şimdiden hazırlanayım deyip okul formamı giymeye başladım. Malum Arın'dan önce okula gitmem gerek yoksa o beni yer bitirir.

Hazır olduğumda WiFi ‘mi açtığım gibi art arda bildirim sesleri gelmeye başladı. Ben kesin Tuba'dır diye düşünürken, tekrardan başka bir numaradan mesaj geldiğini gördüm.


-Ah Tuba ah görürsün sen okulda

diyerek hiç bakmadım mesajlara .
Saat yedi buçuğa geldiğinde çantamı aldım ve aşağıya indim.

Çok şükür ki Arın daha yoktu kahvaltıda. Anlaşılan daha hazırlanmamıştı. Ben bu durumu fırsata çevirerek, hızlıca bir kaç dilim aldıktan sonra kapıya doğru koştum. Annem,

" Kızım Arın'ı neden beklemiyorsun? "
Diye sorduğunda ben de cevaben,

" Anne kızlarla bir kaç işim var Arın olmasa da olur "

diyerek girişte ki hazırda bulunan sporlarımı ayağıma geçirerek asansöre doğru koştum. Asansör beni aşağıya indirdiğinde, ben de hızla dışarıya çıkararak karşı site ‘ye doğru yürüdüm.

Tuba'nın evinin önüne geldiğimde, kapıyı kibarca yumrukladığımda, canım Filiz teyzeciğim bana kapıyı açmıştı.

Annemin kardeşi olduğu için çoğu huyunu gayet iyi biliyordum. Bu yüzden Onun kollarına atlayarak sımsıkı sarılıp, yumrukladığım kapıyı kâle almamış gibi yaptım.

" Oy oy oy benim en sevdiğim teyzem kapımı mı açarmış? "

dediğimde Filiz teyzem,

" Fazla sırnaşma kız. Bu saatte burada olduğuna göre kesin yine bir şey yapmışsındır "
dediğinde ben yine,

" Ya  ben seni yerim ama teyzecim. Sen beni ne kadar da iyi tanıyorsun öyle"

dedim. Ardından, arkada gelen Tuba'yı görünce hemen ardından bir kinaye de ortaya fırlatmış oldum.

"kızından da iyi tanırmış "
.

Ardından teyzemden ayrılıp ve hemen Tuba’nın kollarına atladım. Tuba'da çantasını alınca beraber aşağı indik.

Biz öylece yolda yürürken aklıma gelen şeyle, Tuba'nın baş örtüsünün önünü bozdum.
Tuba bana sinirli sinirli bakarken, ben hemen

" Ne o. Dün beni trollerken öyle değildin ay pardon değildiniz "
diyerek misilleme yaptım.
Tuba şaşkınlıkla

" Ne mesajı. Ne trollemesi kız. Kafan mı güzel  gerçi her zaman güzel de bu sefer daha da güzelleşmiş "
dediğinde , bende

" Aff Tuba hadi ama uzatma " dedim bıkkınlıkla.
Tuba ;

" Kızım valla ben bir şey yazmadım kitaplarımın üzerine yemin ederim "

dediğinde bu sefer ona inanmıştım. Çünkü o kitap aşığı olduğu için kolay kolay üzerlerine yemin etmezdi.

Ben ona bu sefer anlamamazlıkla baktım.

"E  o zaman  sen değilsen eğer o kim? " diyerek düşünmeye başladık. Bir sürü isim saydık ama hiç biri ile uyuşmuyordu.

Hem samimi olduğum arkadaşlarım sadece Tuba Ece ve Rüyaydı. Onlar dışında herkese karşı soğuktum. Tuba,

" Bu mesaj dışında başka mesaj gönderdi mi ?"
Diye sorduğunda ben de,

" Evet. Gönderdi de sensin diye bakmadım "
dediğimde, Tuba koluma yumruğunu yapıştırdı. Ben hayıflanarak,

" Aff Tuba. Bir annemin terliğinden bir de senin kamyon ağırlığında olan elinden bıktım.Sizin yüzünüzden vücudumda bir yer eksilecek ama ne onu da Allah bilir "

dediğimde vicdansız afitap yine koluma bir tane daha yapıştırdı.
Sonra ciddiyete bürünerek sanki az önce bana vuran o değilmiş gibi davranıp,

" Asıl konumuza dönelim" dedi ve ardından,

" İlk senin telefonu bana vermenle başlayalım istersen "
diyerek Sharlok holmes tavrına büründü.
Ben kıkırdayarak elimde ki telefonu ona uzattım.
Nede ciddi oluyor benim Çayşkım. Tuba WhatsApp'a mesajlara baktığında bir sürü mesajın gelmiş olduğunu gördük . Ben de okumadığım için iyice Tuba'ya sırnaştım ve okumaya başladık beraber.

Bilinmeyen : Günaydın benim tepedeki güneşim.




Bilinmeyen : Biliyor musun ben sana daha seni sevdiğimi söylemeyecektim. Ama etrafında o kadar çok p'ç var ki seni onlara kaptıracağım diye çok korktum.






Bilinmeyen: Ah be güzelim bana cevap vermeyecek misin?







Bilinmeyen: Neyse sen cevap vermemeye devam et . Gözüm üstünde hem zaten aynı okuldayız da daha kolay olur seni korumam






Yazıyor...




Bilinmeyen : Oh şimdi gördün, yarın cevap vereceksin, ertesi gün de Allah katında helalim olacaksın.





Ben ve Tuba son gelen mesaja şaşkınlık+ sinirle bakıyorduk. Ben,

"Bu çocuk kendini ne sanıyor?"
dedim sinirle. Tuba da,

" Bak Ayemir bu çocuğu bulmamız lazım. Tabi bulmak için de mesajlara cevap vermen lazım"
dediğinde bende

" Ya saçmalama Tuba belli ki bu yazıyı yazan kişi erkek. O cinslerle uğraşacak değersiz vaktim yok  benim "
dedim. Tuba da bıkkınlıkla,

" Tamam madem bu kadar merak etmiyorsun, madem gizli bir hayranın var ve biz onu tanımıyoruz devam etme mesaj atma hatta onu engelle "

Dediğinde, umursamaz bir şekilde omuzlarımı sarktım. Madem hayranım beni uğraştırmadan ortaya çıksın o zaman.
Okula  geldiğimizde, bahçede duran bir adet Arın dikkatimi çekmişti. Korkuyla  hemen Tuba'nın arkasına saklandım.
Tuba yine bilmiş tavırla bana döndü.

" Ayemir yine ne yaptın. Arın çok sinirli görünüyor "

dediğinde gülmemek için kendimi zor tuttum. O kısa anda Tuba'ya her şeyi kısa kısa anlatırken Tuba kendini tutamayarak elleriyle ağzını kapatmaya çalışarak gülmeye başladı.







Bizi gören Arın hemen bize doğru gelmeye başladı. Ben Tuba'ya baktığımda hemencecik ne yapacağını anladı benim zeka küpü arkadaşım ve ben de hemen kurtarıcım olan kızlar tuvaletine doğru koştum.











Selamünaleyküm kardeşlerim

Kitabın bölüm sonuna gelmiş bulunmaktayız. Ben yazarken çok güldüm umarım sizi de güldürebilmişimdir. Neyse kitabımıza oy ve yorum atmayı unutmayın.
Allah'a emanet olun ❤❤

ÇAYşkım / Çeyrek   TEXTİNG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin