Ayemir ve Tuba şimdi müdüre hanımın yanındaydılar.
Ortamda ölüm sessizliği hakimdi. Tuba bu sessizliğe dayanamayarak, müdüre hanıma bakıp,
- Buyrun müdüre hanım. Bizi çağırmışsınız. Bir maruzatınız mı var?
Dediğinde, müdüre hanımın yerine sabhatandir onlara kötü kötü bakan hocaları cevap vererek,
- Evet yavrum. Bir sorun var? Ve bu sorunu siz gayet iyi biliyorsunuz?
Dediğinde, Ayemir bu sefer konuşmaya başlayarak,
- Bilmiyoruz hocam ne kusur işlediğimizi. Mümkünse sizden duymak isteriz.
Dediğinde, o hoca fazlasıyla sinirlenmişti onların böylesine sert cevaplar vermesine. Hocaları o an ki sinirle müdüre hanıma dönüp,
- Hocam sizin bu iki öğrenciniz medresenin ismini karalayacak gayri meşru hareketlere başvuruyorlar. Arka bahçe de iki soytarı genç ile sarılıp, koklaşırlarken yakaladık onları. Bu da yetmezmiş gibi , o gençler ile birlikte hakarete maruz kaldık.
Dediğinde, müdüre hanım olayı az çok çözmüş bir şekilde, sakin bir tavırla kızlara döndü.
- Kızlar bu doğru mu? Öğretmeninize hakaret ettiniz mi ?
- Hocam siz sadece hakarete mi takıldınız? Bir erkekle sarıldıkalrını söylüyorum size!
Dediğinde, müdüre hanım sinirlendiğini belli edercesine, kelimelerine batıra bastıra,
- Mevla hocam lütfen sessiz olun. Ben kızlardan cevabımı bekliyorum.
Dediğinde Mevla hoca susmuştu. Ayemir itinayla ilk Mevla hocanın gözlerine bakıp, ardından müdüre hanıma dönerek,
- Hocam öncelikle size bunu söylemek istiyorum. Bizim ağzımızdan Mevla hocaya dair tek bir hakaret çıkmadı. Sizin bildiğiniz üzre biz evli bireyleriz. Eşlerimizin bizleri görmeye gelmeleri gayet doğal. Üstelik o sırada evli olduğumuzu Mevla hocaya söyledik. Neden size geldi anlamış değiliz.
Diyip, ardından Mevla hocaya dönerek,
- Sizden son kez ricada bulunuyorum. Kocam hakkında, ve hatta kocalarımız hakkında böyle konuşamazsınız.
Diyerek müdüre hanıma döndü. Müdüre hanım önce biraz düşünüp, ardından Ayemir ve Tuba'ya bakarak,
- Kızlar siz çıkabilirsiniz. Mevla hocanız ile ayriyetten konuşacağız.
Dediğinde, Ayemir ve Tuba hemen odadan çıkmıştı.
İkisinin de aklında kocaları vardı. Böylesine hakareti hak etmemişlerdi. Diye düşünmeden de edemiyorlardı.
O günden sonra artık gün saymaya başladılar. Artık hafızlıklarını bitirip kendi evlerine gitmek istiyorlardı.
■■■■■■■■ 1 AY SONRA...
- Tuba feracem nerde gördün mü?
- Üstünde ya.
- Onu demiyorum ya . Yedek olarak getirdiğim feraceden bahsediyorum.
- Bilmiyorum. Bak ben senden baya bir sonra geldim. Valizimi senden önce topladım. Sen daha eşyalarını arıyorsun ya. Artık gitmek istiyorum Hafize hanımm.
- Ya Tuba biz artık tam anlamıyla hafız olduk değil mi ? Ne kadar mutluluk verici yaa?
- Haklısın çayşkım. Mutluluk verici lakin çabuk hazırlanırsan daha da mutluluk verici olacak her şey.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇAYşkım / Çeyrek TEXTİNG
Chick-LitTAMAMLANDI İki yakın dostun hikayesidir bu. Onlarla birlikte eğlenceli kimi yerlerde hüzünlü bir hayata yolculuk etmek istiyorsanız, klişe ile başlayıp , bölümler ilerledikçe bambaşka bir hayata yolculuk yapmak İstiyorsanız buyrun davetlimizsi...