61

182 27 34
                                    

Ayemir ve Tuba şimdi müdüre hanımın yanındaydılar.

Ortamda  ölüm  sessizliği  hakimdi.  Tuba bu sessizliğe dayanamayarak,  müdüre hanıma bakıp,

- Buyrun  müdüre hanım. Bizi çağırmışsınız. Bir maruzatınız mı var?

Dediğinde,  müdüre hanımın yerine  sabhatandir onlara kötü kötü bakan hocaları cevap vererek,

- Evet yavrum. Bir sorun var? Ve bu sorunu siz gayet iyi biliyorsunuz?

Dediğinde,  Ayemir bu sefer konuşmaya başlayarak,

- Bilmiyoruz hocam ne kusur işlediğimizi. Mümkünse sizden duymak isteriz.

Dediğinde, o hoca fazlasıyla sinirlenmişti  onların böylesine sert cevaplar vermesine. Hocaları o an ki sinirle müdüre hanıma dönüp,

- Hocam sizin bu iki öğrenciniz medresenin  ismini karalayacak gayri meşru  hareketlere başvuruyorlar. Arka bahçe de iki soytarı genç ile sarılıp,  koklaşırlarken yakaladık onları. Bu da yetmezmiş gibi , o gençler ile birlikte hakarete maruz kaldık.

Dediğinde,  müdüre hanım olayı az çok çözmüş bir şekilde,  sakin bir tavırla kızlara döndü.

- Kızlar bu doğru mu?  Öğretmeninize  hakaret ettiniz mi ?

- Hocam siz sadece hakarete mi takıldınız? Bir erkekle sarıldıkalrını söylüyorum size!

Dediğinde,  müdüre hanım sinirlendiğini  belli edercesine, kelimelerine batıra bastıra,

- Mevla hocam lütfen sessiz olun.  Ben kızlardan cevabımı bekliyorum.

Dediğinde  Mevla  hoca susmuştu.  Ayemir itinayla ilk Mevla hocanın gözlerine bakıp, ardından müdüre hanıma dönerek,

- Hocam öncelikle size bunu söylemek istiyorum. Bizim ağzımızdan Mevla hocaya dair tek bir hakaret çıkmadı.  Sizin bildiğiniz üzre biz evli bireyleriz. Eşlerimizin  bizleri görmeye gelmeleri gayet doğal. Üstelik o sırada evli olduğumuzu Mevla hocaya söyledik. Neden size geldi anlamış değiliz.

Diyip,  ardından Mevla  hocaya dönerek,

- Sizden son kez  ricada bulunuyorum. Kocam hakkında,  ve hatta kocalarımız   hakkında böyle konuşamazsınız.

Diyerek müdüre hanıma döndü. Müdüre hanım önce biraz düşünüp, ardından Ayemir ve Tuba'ya  bakarak,

- Kızlar siz çıkabilirsiniz.  Mevla hocanız ile ayriyetten  konuşacağız.

Dediğinde,  Ayemir ve Tuba hemen odadan çıkmıştı.

İkisinin de aklında kocaları vardı. Böylesine hakareti hak etmemişlerdi. Diye düşünmeden de edemiyorlardı.

O günden sonra artık gün saymaya başladılar. Artık hafızlıklarını  bitirip kendi evlerine gitmek istiyorlardı.

■■■■■■■■  1 AY SONRA...

- Tuba  feracem  nerde gördün mü?

- Üstünde ya.

- Onu demiyorum ya . Yedek olarak getirdiğim feraceden  bahsediyorum.

- Bilmiyorum. Bak ben senden baya bir sonra geldim. Valizimi senden önce topladım. Sen daha eşyalarını arıyorsun ya. Artık gitmek istiyorum Hafize  hanımm.

- Ya Tuba biz artık  tam anlamıyla hafız olduk değil mi ? Ne kadar mutluluk verici yaa?

- Haklısın çayşkım. Mutluluk verici lakin çabuk hazırlanırsan  daha da mutluluk verici olacak her şey.

ÇAYşkım / Çeyrek   TEXTİNG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin