38. BÖLÜM

289 34 175
                                    


Ben hâlâ şaşkınlıkla Kutay'a bakarken Abdullah'ın yanıma gelip

" Hadi Ayemir gidelim "

Demesi üzerine ben kendime gelip

" Aa hayır olmaz. Yani olmaz derken ben şey şey hah Kutay'a birşey soracağım "

Dediğimde Abdullah'ın gözünde ki alevleri hiçe saydım. Abdullah

" Hayır olmaz. Hem sen nasıl bir müslüman kızsın. Helalin olmayan bir erkekle yalnız konuşacak neyin olabilir? İtiraz yok ben kardeşimi kendi elimle ateşe atmam "

Dediğinde ben de çok haklılık payı olduğundan kabul ettim.

Kutay bir bana bir Abdullah'a bakınca Abdullah

" Eee daha bekleyecek misin? Ne diyeceksen de çok işim var hem namaza da az kaldı kaçırmayalım senin yüzünden "

Dediğinde Kutay bir şey dememek için bir şey yapmamak için kendini tutuyor gibiydi.

Ben de başla dediğimde Kutay başladı anlatmaya

" Şimdi Ayemir'e musallat olmuş bir şe***siz var"

Dediğinde Kutay , Abdullah sinirle bana bakarak

" Hayırdır sen . Neden benim haberim yok "

Dediğinde ben de

" Bilmem aklıma gelmedi anlatmak"

Dediğimde Kutay hafif öksürerek dikkatleri üstüne çekmeyi başardı. Ardından

" Ben devam ediyorum. Her neyse o kişi fazlasıyla ileri gittiği için tanıdığım bir hacker kuzenimle o numarayı alıp takip etmeye başladık. Sonuçlar bizi hep Gizem denen kıza götürdü. İşi daha da ilerletmek için Gizemin uzun zamandan beri takıntılı olan Kağan benim ısrarlarım üzerine Gizem ile el mecbur arkadaşlık etmeye başladı. Bugün de öğrendik ki Gizem'in en yakın arkadaşı Sercan çıktı o kişi. Onun icabına da yarın bakarız "

Dediğinde ben yerimde mıhlanmıştım adeta. Ben Kağan'ı dövmekten de beter ettim diyecem ama dövdüm de. Şimdi onun hakkını nasıl öderim.

Abdullah Kutay'a olan buzlarını eriterek sarılıp sırtına vurarak

" Helal olsun kardeşim benim. Bir abi gibi korumuşsun kardeşimi "

Dediğinde Kutay şakayla karışık gerçek bir şekilde

" Kardeş mi ?"

Diye sorduğunda Abdullah

" Daha yeni ısındım sana . İstersen sınırları zorlama "

Diye gülerek diyip benim kapisonumdan tutarak götürmeye başladı.

Tuba'dan devam ediyor...



Anne yeter ama öldüm ben.

" Sus kız ben seni dokuz ay taşıdım. Hiç yoruldum diyip karnımdan çıkardım mi seni? "

Dediğinde annem ben de gülerek

" Zaten istesen de çıkaramazdın. Başka yöntem bul sen kendine anniş. Ben arabaya gidiyorum. Öldüm Vala sizi orda beklerim "

Dediğim gibi annemin yanaklarından öperek avm'nin çıkışına doğru yavaş adımlarla yürümeye başladım.

Yine kendimle baş başa kalmıştım. Hüzünler, sıkıntılar, hayal kırıklıkları falan hepsi yine hücum etmişti üzerime.

Öylece boğuk düşüncelerimle yürürken çarptığım kişiyle yere yapışmam bir olmuştu.

Nedense bu an bir yerlerden tanıdık geliyordu.

ÇAYşkım / Çeyrek   TEXTİNG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin