36. BÖLÜM

249 34 67
                                    

Boya Küpü Kağan ile sevgili olduğunu söylediğinde Tuba hiç bir şey demeden kütüphaneden çıkmıştı.

Canım kardeşim yiaa şimdi ne kadar da üzülmüştür. Şuan karşımda pişkin pişkin sırıtan boya küpüne saldırmamak için kendimi zor tutuyorum.

Hiç kimse benim kardeşimi ahiretliğimi üzemez.

Tam boya küpüne yaklaşıp saçından tutacakken başında dolaşan bitleri görmemle geri çekilmiştim.

Şimdi ne yapacağımı iyi biliyorum.

Ben Boya küpünü tek bir parmağımla itekleyerek yanından geçip hastalık hastası olan müdür yardımcımız Fahreddin hocanın yanına gidiyordum.

Kapıyı tıklayıp içeri girdiğimde karşımda beliren Fahreddin hoca ile elinde ki el dezenfektanı elime doğru tuttuğunda elimi açıp dezenfektanla elimi sıvazladım.

O sırada Fahreddin hoca

" Evet kızım niçin geldin?"

Diye sorunca ben aklımdaki den yoksun temiz temiz elimi sıvazliyordum.

Gören de temizlik meraklısı sanacak.

" Şey hocam ben size sağlığımız için bir şey söyleyecektim"

Dediğimde Fahreddin hoca dinliyorum dercesine kafasını kaldırdığında anlatmaya başladım.

" Hocam biz bugün kütüphane de ders çalışırken boya küpü içeri girdi"

Dediğimde hoca şaşkınlıkla

" Boya küpü?"

Diye sorunca şimdi kızın ismi aklıma gelmedi. Kızın ismi neydi yaa. Unuttum bak şimdi. En iyisi betimleyerek anlatmak


" Hocam ben o kızın ismini unuttum yaa. İsterseniz betimleyip öyle konuya geçeyim "

Dediğimde hoca başını salladi.

" Hocam şimdi orta boylu saçı her renkten olan sanki düğüne gelir gibi boya küpünün içine girmiş bir arkadaş "

Dediğimde Fahreddin hoca tanımış olacak ki

" Devam et "

Dediğinde konuya giriş yaptım.

" Hocam işte o boya küpü kütüphaneye girdiğinde tam ona yaklaşacakken başında iki tane güreş yapan bit gördüm. Şimdi okul sağlığı için kötü. Her yere bulaşabilir"

Dediğimde Fahreddin hoca'nın gözleri fal taşı gibi açılmıştı.

Endişeyle odasından çıktığında ben biraz kendimi kötü hissetmiştim.

Aklıma gelen ayetle göz yaşıma hakim olamadım.

"Bir kul, bu dünyada başka bir kulun ayıbını örterse, kıyamet gününde Allah da onun ayıbını örter."


Allahım ben nasıl böyle bir şey yaptım.

Ben bu düşünceyle duramazdım. Bu yüzden din kültürü öğretmenimiz İlknur hocanın yanına gidip bu bit olayını falan hepsini anlatmıştım.

Tam iki derstir hoca ile konuşuyordum. Sağolsun öğretmenlerden izin almış ve iki derstir benimle konuşuyordu.

Onun verdiği rahatlama ile sınıfa gittiğimde şaşılır bir şekilde sınıfın sessiz olduğunu gördüm.

ÇAYşkım / Çeyrek   TEXTİNG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin