2 Ay Sonra...
- Hocam bakar mısınız?
- Buyur Ayemircim.
-Hocam ben bu cüz'ün tamamını ezberledim. Okuyabilir miyim?
- Maşallah. Oku bakalım. Yalnız yanıma gel. Kızlarım rahatsız olmasınlar.
Dediğinde ben hemen Gülbahar hocanın yanına gitmiştim. Tuba'da ezberlemiş olacak ki , o da kur'an'ını alıp Gülbahar hocanın yanına gelmişti.
Gülbahar hocaya ezberlediğim cüz'ü okurken, arada Gülbahar hoca bir kaç yerde yanlışımı düzeltiyordu. Ezberlediğim cüzü okumayı bitirdiğimde, Gülbahar hoca bana gülümseyerek bakıp,
- Maşallah kızıma. Bir kaç yerde telaffuzunu düzeltsen bu cüzü de geçebilirsin.
Dediğinde çok mutlu olmuştum.
- Allah razı olsun sizden hocam. Peki tekrar okuyabilir miyim? Yanlışım olmadan.
- Amin ecmein olsun kızım. Sırada Tuba var canım. Sen biraz daha cüz'e çalış. Tuba'dan sonra dinlerim seni yine.
- Tamam hocam.
Diyerek , hocanın çaprazında bir yerde oturdum. Tuba ezberlediği cüz'ü eksiksiz okuyarak geçmişti. Tuba , Gülbahar hocanın ona söylediği güzel dualardan sonra yanıma gelmişti.
Ellerini yüzümün hizasında tutarak,
- Çak kanka. Bunu da geçtik. Çok az kaldı hafız olamamıza.
Tuba'nın avuçlarına çakarak ona sarılmıştım. Hedefimize çok az kalmıştı. Yaklaşık iki aydır burdaydık. Tuba ile hafızlığa olan tutkumuzdan dolayı iki aydır hiç bir iznimizi kullanmayıp, eve gitmeyip onun yerine bolca çalışıyorduk.
Bu iki ay içinde bir kaç kez Aysima ve annemler gelmişlerdi. Teyzemler ve Kutay ile Kağan'ın anneleri de gelmişlerdi.
Kutay ile Kağan da bir kere gelmişlerdi. Bizim kuran kursumuzun müdüresi çok sert bir insandı. Kutay ve Kağan'ı akşam vakti bir cama taş attıklarını gördüğünde, her ihtimale karşı yanında bulundurduğu elektrikli silahı ve biber gazını onlara sıkmıştı.
Tabi sonrasında eşlerimiz olduğunu öğrenmiş ve pişman olmuştu. Ve bizden , kendi adına bir özür dilememizi söylemişti.
O günden sonra zaten olanları hiç görmedik. Onlar da bizim gibi kendilerini hafızlık'a kaptırmışlar. Bizim okuldan dolayı herkesten önce hafızlık'ı tamamlamamız gerekiyordu.
Annemler bizi son görüşe geldiklerinde hep birlikte, Kutay ile okuldan önce sade bir nikah ile aile arasında bir düğün yapacaklarını söylemişlerdi. Biz ilk kabul etmeyerek üniversitenin bitmesi gerektiğini söylesek de, bizim bankadan ayırmış oldukları para ile bir kaç yıl idare etmemiz gerektiğini, bu işin fazla uzamamısını söylemişlerdi. Mecbur kabul etmiştik.
Tabi benim bir yeminim de vardı. Tuba ile aynı günde evlenecektim. Biraz zor oldu ama Tuba'nın da benimle aynı günde evlenmesine vesile olacaktım.
Selim ve Arın her gün mutlaka bizi ziyarete gelirlerdi. Tabi çeşitli şebeklikleriye bizleri kahkaha krizlerine sokup gidiyorlardı.
Arın da artık mesleği gereği üniversite öncesi polis eğitimine gitmişti. Arada polisler ile tarikata bile gidiyordu. Zaten onun okulu sadece iki yıllıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇAYşkım / Çeyrek TEXTİNG
ChickLitTAMAMLANDI İki yakın dostun hikayesidir bu. Onlarla birlikte eğlenceli kimi yerlerde hüzünlü bir hayata yolculuk etmek istiyorsanız, klişe ile başlayıp , bölümler ilerledikçe bambaşka bir hayata yolculuk yapmak İstiyorsanız buyrun davetlimizsi...