22: Çok güzeldi

11.5K 536 25
                                    


Kağan gözlerini kapatıp kızın uyanmasını beklerken dakikalar sonra Işıl kıpırdanmaya başladı.

Kağan, kapalı gözlerine rağmen kızın kendisine diktiği gözlerin farkındaydı.

Bu durum biraz daha sürerse gözlerini açıp kendini ele verecekti. Bunu yapmamak için Işıl'ın üzerinde yatıp karıncalanırdıgı kolu çekip arkasına döndü ve numaraya devam etti.

Genç kadın nazikçe üzerine eğildiğinde saçları adamın boynunu gıdıklandırıyordu.

Kağan tedirginlik ve birazda korkuyla beklerken Işıl biraz çekinerek biraz da cesaretle adamın yanağına dokundu.

"Beni taciz mi ediyorsun?" Kağan anı bir hareketle fırlayıp kızı altına aldığında Işıl şaşkınca üstündeki adama bakıyordu.

"Ha.hayır saçım yüzünüze yapışmış onu alıyordum."

Kağan kızın gösterdiği saça bakarken gülümseyip ayağa kalktı.

"Çizgiyi geçmişşin Işıl Hanım. Her yerim ağrıyor."

"Onu beni davet etmeden önce düşünseydin o zaman."

"Ben mi suçlu oldum?"

Işıl baş sallarken Kağan eline bir yastık alıp kızın kafasına fırlattı.

"Çok konuşmada kahvaltıyı hazırlamaya başla. Albinleri buraya davet edelim. Sen buraya geliceksin diye bana kötü kötü baktı."

Işıl gülerek yatağa oturdu.

"Kıskanmak abimin huyu değildir aslında."

"Sen öyle san." Kağan odasındaki banyoya girerken Işıl'da dolaptaki kahvaltılıkları aynen masaya dizip telefonunu alarak koltuğa uzandı.

____

Kağan ıslak saçları ile duştan çıkıp hızla saçlarını kuruttu ve giyindi. Salonda güzel bir kahvaltı sofrası beklerken Işıl'ın dolaptaki kahvaltılıkları olduğu gibi masaya bırakıp koltuğa uzandığını görünce sinirden köpürmemek için kendini tuttu.

"Hiç laf dinlemiyorsun Işıl."

"Höç laf donlemoyorson Işıl. Abim mesaj attı güzel bir kahvaltı yapıcaklarmış. Akşam yemeği içinde güzel bir restoranda yer ayırmışlar ve bizi çağırdılar. Kabul ettim."

"Neden bana sormadan kabul ettim? Bu akşam abimler gelicekti."

"Özür dilerim, gelmek zorunda değilsin."

"Bir kere söz vermişsin ayıp olur."

Kağan kahvaltılıkları yerine koyup kendine mısır gevreği yapmaya başladı.

"O zaman abinleride çağır. Hem belki yeğenlerimiz iyi anlaşır."

"Öyle mi dersin?" Işıl heycanla baş sallarken Kağan'ın elindeki tabakla ona koştu.

"Bana yok mu?"

"Kendin yap bu benim."

Işıl, Kağan'ın karnını hafifçe gıdıkladığında genç adam gülerek tabağı tezgaha bıraktı.

Işıl'da fırsattan istifade tabağı alıp salona ilerledi.

"Çok kötü bir insansın. Sen görürsün."

Kağan sakince Işıl'ı arkasından yakalayıp gıdıklamaya başlarken Işıl keyiflenip güldü.

"Ben bir çocuk gibi gıdıklanmam."

"Emin misin?"

Işıl baş sallarken Kağan kızın ince beline ellerini yerleştirip hafifçe boynuna eğildi.

Sıcak nefesi Işıl'ın boynuyla buluşurken genç kadın kahkahayla boynunu kurtarmaya çalıştı.

"Yapma şunu."

Işıl gülerken Kağan devam etmiş oyun mısır gevreği dolu tabağın yere düşmesi ile son bulmuştu.

Işıl sinirle adama dönüp kolunu ısırdığında Kağan acıyla bağırırken Işıl  kapıya koştu.

"Hemen hazırlanırım Kağan Bey. Beni almadan gitmeyin."

Kağan kıza fırlatmak için bir şeyler bakarken Işıl kapıyı çarpıp evden çıktı.

___

"Hadi ama bana küs müsün?" Işıl yakışıklı adama tatlılık yapıp yaklaşırken Kağan direksiyondan çektiği elini kızın yüzüne yerleştirip onu itleri.

"Kolumda kocaman diş izi var. Umarım aşıların tamdır."

"Merak etme bir şey olmaz. Şu köşede dur." Işıl fırını işaret ederken Kağan kendine denileni yaptı.

Genç kadın bir elini uzatıp diğer eliyle para işareti yaparken Kağan ağlama numarası yapıp başını direksiyona gömdü.

"Pinti olma Kağan. On lira yeter."

Kağan cebimdeki yirmi lirayı kıza uzattığında Işıl neşeyle Kağan'ın yanağına öpücük kondurup arabadan indi.

Kağan şaşkın bir şekilde yanağını tutarken şapşalca gülümsedi.

"Hiç utanması yok." Kağan zihninde öpücüğü tekrar canlandırırken kendi kendine gülmesine engel olamadı.

"Ama çok güzeldi."

____

ELVEDA SOSYETE!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin