35: Yalnızlık

9.4K 467 20
                                    

Ertesi sabah~

“Şu lanet alarmını artık duyar mısın?!”

Işıl poyrazın bağırmasıyla gözlerini açarken bir an kardeşinin burada olduğunu unutarak şaşırmıştı.

Gözleri telefonuna kaydığında tam zamanında kalktığını farkederek otuz iki diş sırıttı ve lavaboya koştu.

Dün Poyrazla birbirlerini yeselerde sonrasında inanılmayacak derecede iyi vakit geçirmişlerdi.
Bugün keyfini kimse kaçıramazdı.

Odasına döndüğünde sıkıcı iş kıyafetlerini giyerek saçlarını dalgalandırdı.
Hareketli küpelerle kombinine canlılık katarken topuklu ayakkabısıyla salona döndü.

Kendisi sabahın köründe işe giderken poyrazın uyuması sinirini bozmuştu.
Aklına gelen hain fikirle kardeşinin telefonunu alıp art arda alarmlar kurarak dağınık saçlarına öpücük kondurdu.

Aşağı indiğinde Kağan arabaya yaslanmış bir şekilde kendisini bekliyordu.
Koşarak boynuna atladığında adamı şaşırtmış olmalıydı ki bir süre karşılık verememişti.

Kağan gülerek ellerini ince bele doladı ve güzel kızın boynuna bir öpücük bıraktı.

“Günaydın güzelim.”

“Günaydın!”

Arabaya geçtiklerinde ışıl hemen radyoya bastı.
Çıkan şarkıyla eşlik ederken Kağan küçük elini kendine çekti ve avucunun içini öptü.
Işıl şaşkın ve hayran ifadeyle sevdiği adama bakarken Kağan sırıtıp arabayı çalıştırdı.

-

Hastaneye geldiklerinde Kağan odaya çıkacağını söyleyip ışıla göz kırpmıştı.
Hastanedekiler aralarında olan şeyi henüz bilmiyordu.

Kafeteryaya gidip her zamanki kahvesini aldı ve Cemreyle Kerem’in yanına oturdu.

“Selam çifte kumrular.”

“Sanada selam kumru.”
Cemre sırıtırken ışılın gülümsemesi genişlemişti.

“Bugün boş musun Cemre?”

“Evet güzelim ne oldu ki?”

“Bana gelmeye ne dersin? Kız gecesi sözüm vardı.”

“Olabilir.”

Işılın aklına poyraz gelirken şimdiden onu postalamanın yollarını düşünmeye başlamıştı.

“Bu hayatı siz yaşıyorsunuz.”

Işıl güldü.

“Bunu bir doktor veya patron mu diyor?”

“9:00 doğumuna yetişemezse hocasından azar yiyecek birisi söylüyor.”

Kızlar gülerken Kerem ayaklanmıştı.

“Yemekte görüşürüz kızlar.”

“Görüşürüz.”

Cemrenin yanağına sulu bir öpücük bırakarak koşmaya başladı.
Işıl hala arkasından bakmakta olan arkadaşını farkettiğinde gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı.

“Cemre çocuk gitti bile.”

-

Mesai saati başlamak üzereyken cemreyle vedalaşıp çocuk katına çıktığında odadan gelen seslerle duraksadı.

Kapı dinlemek ayıp olsada ışıl bundan hep keyif alırdı. Üstelik bu kapı Kağanın kapısıysa tabiki dinleyecekti.

“Ne istiyorsun Cansu?”

ELVEDA SOSYETE!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin