"Kağan bana hiç yardımcı olmuyorsun."
"Hı?" Zar zor ayakta duran Kağan arabadan inerken tüm ağırlığını genç kadına vermişti.
"Diyorum ki biraz kendini taşı." Kağan peki diyerek kendini biraz daha kıza bıraktı.
"Off." Işıl çemkirerek iki kolunuda adama sarıp ona evine kadar eşlik etti.
Asansöre bindiklerinde Kağan biçimli yüzünü Işıl'ın omzuna yasladigında genç kadın güzel yüze bakıp gülümsedi.
Adamın gözlerine girmek için direren hafif dalgalı saçlarını ince parmaklarıyla geriye attı.
"Şimdi daha iyi oldu."
Asansör durduğunda Işıl, Kağan'ın ceketinden anahtarları çıkarıp kapıyı açtı ve onu yatağına kadar götürdü.
Yavaşça adamı yatağa bırakıp ceketini çıkarmak için eğildi.
"Daha iyi misin Kağan?"
"Evet iyiyim." Işıl adamın anlındaki teri silip ayakkabılarını çıkardı.
Bir yunan tanrısı gibi hafif dalgalı saçları ve haşmetli vücuduyla öylece yatakta yatıyordu.
"Işıl bu gece burda kalır mısın? Çok kötü hissediyorum sabah tek başıma uyanamam."
"Tamam Kağan. Ben burada olacağım."
"Teşekkür ederim." Kağan arkasını dönüp iki büklüm yatarken Işıl yanına geçti.
"Neden böyle kötü görünüyorsun?"
Adamın vücudundan soğuk terler akmaya devam ederken Işıl rahatlaması için yüzünü ve boynunu sildi.
"Gastritim var. Birayı çok içince midem ağırdı."
"Ilacın var mı? Getireyim mi?"
"Alkolden sonra ilaç içilmez Işıl." Adam acıyla başını yastığa gömerken Işıl kendi canında yandığını hissetti.
"Sana ne iyi gelir? Hemen yapayım."
"Zencefil çayı."
Işıl hızla mutfağa koşup çayı yapmaya başladı. Çok korkmuş hissediyordu Kağan'ı acı çekerken görmeyi sevmemişti.
Çayı hazırladığında Kağan'ın diklenmesine yardımcı olup çayı uzattı.
"Biraz sıcak dikkat et."
Kağan çayını içerken Işıl'da yatakta yanına oturdu.
Kağan acı içinde çayını içerken Işıl'da sırtını sıvazlıyordu.
"Daha iyi misin?"
Kağan baş salladığında genç kadın dolaptan eşofman çıkarıp Kağan'a uzattı.
"Sen giyin, birazdan gelirim." Kağan başıyla onayladığında Işıl mutfakta biraz su içip kendine geldikten sonra odaya gitti.
Kağan üzerini giyinip yatağa yatmıştı.
Yerdeki kıyafetleri görünce güldü.
"Normalde dağınıklık huyun değil, canın çok mu yanıyor?"
"Hı hı." Adamın kesik kesik çıkan cevabıyla Işıl gülümsedi.
Kağan uykuya dalarken Işıl yerdeki kıyafetleri makineye alıp yere çömeldi.
Alarmını saat yediye kurup Kağan'ın avuç içini açtı ve ovmaya başladı.
Işıl çok fazla hastalanan bir çocuk olmuştu ve annesinin yanına her gittiğinde babası bir şey isteyecek sanıp onu kovmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELVEDA SOSYETE!
Romance1997 "Hadi Işıl seç birini." Onlarca misafir bir yaşındaki güzel bebeğe bakarken bu tatlı bebekse masanın üzerindeki nesneleri tanımak için uğraş veriyordu. Annesine göre bu tatlı kız tabikide steteskopu seçecekti. Ilerde başarılı bir doktor olup a...