26: Kağan'a ne oldu?

11.1K 450 33
                                    

Önceki bölüm;

"Birbirimizi tanımamız gerek Işıl."

"Ben seni tanıyorum Kağan."

"En sevdiğim film?" Işıl bir süre düşünsede sonucu bulamamıştı.

"En sevdiğim renk?"

"Mavi."

"Bunu nerden bildin?" Kağan merakla kıza bakarken Işıl adamın kucağından inip koltuğa oturdu ve ona biraz yaklaştı.

"Çünkü benim gözlerimin rengi."

*****

"Senin en sevdiğin renk ne yoksa yeşil mi?"

Işıl kağanın yeşil gözlerine bakıp gülerken başını olumsuz anlamda salladı.

"Mor."

"İyi bundan sonra yeşil olur."

"Niye sen mor lens takmıyorsun?"

Kağan gözlerini devirdi.

"Tanıdığım en odun insan olabilirsin."

"Hiç beceremiyorum değil mi?"

"Asla."

İkiside gülerken ışıl ayaklanmıştı.

"Ben kaçıyorum patron. Son olarak, bir ara benim evdeki eşyaları geri götürelim."

"Onlar senin."

"Bu kadarını kabul edemem. Yataktan koltuğuna kadar her şeyi düşünmüşsün."

"İkinci el, hem hediyeyi geri çeviremezsin."

"Bana hediye almak istiyorsan dior çanta alabilirsin."

Kağan gülerken Işıl kalbini dinleyerek adamın yanağına bir öpücük kondurmuştu.

Yeni çıkmaya başlayan sakallar dudağına hafifçe batarken bu ufak temastan bile çok etkilenmişti.

Hiçbir şey söylemeden asansöre kaçarken arkasında bıraktığı kağan şapşalca sırıttı.

-

Işıl sabah uyandığında saatin erken olduğunu farkederek güzel yatağın keyfini çıkarttı. Bir aydır yatağa bile hasret kalmıştı.

Telefonunu eline alarak sosyal medyada gezinmeye başlarken buraya geldiğinden beri hikaye atmadığını farketmişti.

Yarın izinli olduğu aklına gelirken heyecanla sırıttı.

Komidinin üzerinde duran bin lirayı alarak iç geçirdi.
Beş bin lirayı beğenmeyerek buraya gelmişti şimdiyse bin lirasına şükrediyordu.

Buraya geldiğinden beri toplu para görmemişti.

Ufak bir hesap yaptığında iki yüz lirayı faturaları için ayırdı. Kiraya daha vardı.
"Kalan para sekiz yüz mü?"

Yatakta debelenerek yastığı ısırdı.
Dolabı doldurmaya kalksa üç yüz tutardı yine keyfi olarak üstüne başına bir şey almaya çıkamayacaktı.

Üstelik yarın Şirinceye gitmek istemişti.
Güçlerini birleştirmek için bir ortağa ihtiyacı vardı. Parası olan ve yarın izinli olan bir ortağa.

Kıkırdayarak kendini lavaboya attı ve işlerini halledip üzerine her zamanki sıkıcı kıyafetlerini geçirdi.
Ayağı iyi olsa da riske atmamak adına spor ayakkabılarını tercih etmişti.

Yine tam saatinde aşağı inerken burnuna dolan boyoz kokusuyla dudaklarını ısırdı.

Kokunun davetkarlığına karşı koyamazken kendini aşağıdaki fırında bulmuştu.

ELVEDA SOSYETE!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin