SAHTE DOKUZ

36.Bölüm-Trabzon

******

Ligin ikinci yarısı kanlı geçecek demiştik beyler. Daha ikinci haftadayız malum takımın amigoları tutmuş her köşe başını. Kadın yorumcu diye gözümüze sokmaya çalıştıkları Dila Aral'ın devirdiği çamlar bini geçti. Pozitif ayrımcılığın ta amına koyayım.

İki saatlik programda söylediğim her cümlenin altında art niyet arayan bir güruhla karşı karşıyaydım.

İsmimi cismimi bilmezken yazdığım her kelimeye tapınanlar bugün üzerime açılmak için pusuda bekler olmuştu.

Ümit Hoca'm... Kıymetini bilemedik affet. Yarrak gibi bela ettiler bu bayanları başımıza. Bir futbolumuz vardı, artık ona da karışıyorlar. Üşüyoruz reis.

Bir de bu vardı tabi.

"Ben bayanla futbol konuşmam." diye canlı yayını terk eden Ümit Özat fotoğraflarıyla doluydu profilimdeki her bir tweetin altı.

Evet 2020 yılındayız.

Barış hadi abi evlen şu kadınla da biz de kurtulalım sen de. Dikkatini çekeceğim diye ucu köşesi futbola dokunan her mesleği yapmayı kafaya koymuş senin hatun. Ama daha fazla ağrıtmasın bizim başımızı. Yavaştan yol al Dila Aral, git kaydırmalı link falan paylaş.

Bu haftaya özel Fenerbahçeliler'den linç yiyordum.

Sebebi de Fenerbahçe geride iki tane el bombasıyla oynuyor dememdi.

Gören de çok büyük bir analiz yaptım sanırdı hani, alt tarafı herkesin bildiği bir gerçeği seslendirmiştim ama tabi söyleyen ben olunca mevzu yine farklı yerlere çekilmişti.

Bana saydıran güruhun yanında beni savunanlar da yok değildi hani.

Ulan Fenerliler yarın Sertaç Azim'in ilk hatasında adamı yine çarmıha gereceksiniz, kadın ileri görüşlü daha bugünden söylüyor ki kurtulun. Daha ne istiyorsunuz? Dila Aral Türk futbolunu kurtarmak için gönderilmiş bir melektir.

Evet ben genelkurmay cumhurbaşkanı başkanınızım... Ankara ayağını denk alsın.

Dila Aral Van Dijk'a kötü stoper dese oturur bir düşünürüm lan harbiden kötü mü diye... Kadın savunmayı hoşaf eden Jailson'a el bombası dedi, bir de tepki görüyor. Siz bu kadını dinlemeyin zaten arkadaşlar, gidin Temiz Futbol falan izleyin. En azından Selim Ergin'in instagram hesabının selimergin olduğunu öğrenirsiniz.

O da çok kritik bir bilgiydi yalnız.

Çok kritik.

"Of Diloş ya... Keşke siyah elbiseyi de alsaydım yanıma, o daha güzeldi sanki."

Gökçe'nin ilk dalgasını evde karşıladığımız telaşı, uçağa binmemizle son bulmamış, ikinci bir dalga olarak yüzümüze çarpacaktı belli ki.

Trabzon deplasmanı yapıyorduk taze yengeyle.

Yarbatu'nun soğuk algınlığı artık onu konuşamaz vaziyete getirince programı bu haftalık bay geçmek zorunda kalmıştık.

Benim pusulam daimi olarak Barış'ı gösterdiği için de bulduğum ilk fırsatta yanına uçmam pek de şaşırtıcı olmamıştı.

"Alt tarafı iki gün kalacağız Gökçe, o kadar elbiseyi nerede giyeceksin anlamadım ki zaten."

Bolu'ya yirmi sekiz valizle giden kadın, kaynanasından mı çekiniyor nedir bir bavula sığmak için akla karayı seçmişti.

E durum böyle olunca da aldıklarından pişman değildi ama aklı hala alamadığı elbiselerdeydi.