SAHTE DOKUZ

54.Bölüm-Sürpriz

******

"Yani bir aldatma mı var diyorsun hocam?"

Bir noktadan sonra ifşa olmayı bırakmalıydık, değil mi?

Hala futbol magazinin hazinesi olarak görülmemiz hoş değildi.

"Bir saniye, bir saniye Erden. Barış şu anda büyük bir aşk yaşıyor... Dila Hanım'la."

Barış dirseğiyle hafifçe omzuma dokunmuş, bakışlarımı üzerine çekmeyi başardığında yan bir gülümsemeyle televizyonu işaret etmişti.

Kumamın evinde olmamızı fırsat bilip şekil yapıyordu bir de.

Gözlerimi devirip kollarımı önümde bağladığımda sesli bir nefes verdim.

"Öyle demeyelim hocam. Dila Aral büyük bir aşk yaşıyor, Barış Bey'le diyelim."

God is a woman modunu bu programa da açtırdıysam ben benden razıydım ya.

Erden Şeker büyük bir ciddiyetle araya girip Mahmut Hoca'yı düzelttiğinde anlık oluşan sessizliği büyük bir gürültü bölmüştü.

"Virajcı Erden!"

Tahsin Okan avcunu masanın üzerine sertçe çarpıp moderatör koltuğundaki Erden'e aniden yükseldiğinde Abdülkadir Duymaz yerinden sıçramıştı.

"Sen az önce demiyor muydun, Barış Dila'yı aldatmış diye. Ne büyük aşkı?"

Manitam, one night stand'i ve bilumum Beşiktaş JK topçularının olduğu fotoğrafın paylaşılması başımıza neler açmıştı neler.

Fotoğrafı da ben çektim bu arada.

Aklıma geldikçe Barış'ın kirpiklerini tek tek yolma isteğiyle dolsam da aklımı denklemden çıkartacak kadar içtiğim gecenin ardından bunu işleme koymamayı başarmıştım.

Nereden baksan nahoş bir tesadüfün ortasında kalmamız Barış'ın suçu değildi.

Geçmişte yaşadığı herhangi bir ilişkiye şahit olmak, hem de fazlasıyla yakından şahit olmak, bugün iyi hissettirmiyordu. Ama geçmişti işte. Ne benim, ne de onun gücü değiştirmeye yetmezdi.

Kulaklarıma dolan iç geçirme sesiyle birlikte odağım Doğa'ya döndüğünde onun gözleri doğrudan Barış'ın üzerindeydi.

Acıyor gibi bakarken alt dudağını ağzının içine yuvarlamış, başını iki yana salladığında dirseklerini dizlerine yaslayıp öne doğru çıkmıştı.

"Hayatım, sen bu kurtlar sofrasından çıkamazsın ona yanarım..."

Biz aşırı modernlik ve sevdadan bir şey yapamıyorduk, bari Temiz Futbol gereğini yapsındı.

Vallahi gıkım çıkmayacaktı.

Barış duruşunu bir an olsun bozmadan Doğa'ya çatık kaşlarıyla bakmış, benden tarafa dönmeye pek cesaret edememişti.

Duruşum civcivleri korkutuyordu anlaşılan.

O da haklıydı. Sağım solum belli olmuyordu.

"Ya Tahsin, saçmalama abi. Ben fotoğrafa istinaden, öyle bir şey var mı, diye hocama sordum. Değil mi Mahmut Hoca'm?"

Erden Şeker büyük bir ciddiyetle TOK'a itiraz ettiğinde üçümüzün bakışları yine televizyona kaymıştı.

"Tüm sıvacılar toplansa senin gibi sıvayamaz, sıvacı Erden!"

Tahsin Okan ceketinin eteklerini geriye doğru atmış, bir elini havaya kaldırdığında Erden'e doğru savurup yüksek sesiyle tüm stüdyoyu inletmişti.