8.Bölüm-Kontra

176K 13.8K 24K
                                    

******

"Yok hata bende zaten, çoluk çocuğa güvenirsem olacağı buydu!"

Başkanın yükselen sesi gergin olan sinirlerimi yatıştırmama hiç de yardımcı olmuyordu.

Tuna'nın açıklamalarının ardından telefonum bir saniye olsun susmamış, Cengiz Abi beni apar topar kulüp binasına çağırmıştı.

Anın şokunu biraz olsun üzerimden atabildiğimde hemen Gökçe'yi aramıştım.

Yaklaşık on dakikadır Faruk Fidan'ın odasında sinirden kıpkırmızı olan suratıyla bağırıp çağırmasını dinliyorduk.

Gökçe kendini tutamayıp araya girecek olduysa da onu durdurmayı başarabilmiştim.

Söyleyeceklerim vardı.

Ama önce tansiyonun düşmesi gerekiyordu.

Faruk Başkan sonunda pes edip masanın karşısındaki deri koltuğa oturduğunda bakışlarım Cengiz Abi'yle ikisi üzerinde gezindi.

Kollarımı birbirine bağlamış ifadesiz bir şekilde bekliyordum.

"Bitti mi? Artık konuşmama müsaade edecek misiniz?"

Gökçe'nin homurtuları eşliğinde Cengiz Abi'nin sözsüz onayını aldığımda yandaki tekli koltuğa oturup dirseklerimi dizlerime yasladım.

"Tuna'ya haber sızdırmanın bana bir şey kazandırmayacağını hepimiz biliyoruz değil mi? Böyle saçma bir işe kalkışıp neden kendimi aşağı çekeyim ki?"

Ellerime odakladığım bakışlarımı tekrar yüzlerine çevirdiğimde başkan sözlerimi tartıyor gibiydi.

Cengiz Abi'ye döndüğümde gözlerinde ufak bir şüphe dahi görmedim.

Böyle bir şey yapmayacağımı biliyordu.

"Evet, kavga görüntülerini servis etmesin diye oturdum konuştum. Ama dediği gibi bir teklif tabi ki de yapmadım. Onunla yemek yersem haberi yapmayacağını söyledi ben de kabul etmek durumunda kaldım."

Derin bir nefes çektim ciğerlerime.

"Dün maçtan sonra yanıma gelip sıkıştırdı, ben de bir an önce kurtulmak istediğimden kabul ettim. Sonra Barış geldi işte, Tuna da yersiz birkaç cümle edince ortalık kızıştı. O sinirle de olanlar oldu zaten, biliyorsunuz."

Faruk Başkan'ın kızaran yüzü bir ton açılmıştı. Kısık bakışlarla yüzümü taradığında doğru söyleyip söylemediğimi anlamaya çalışıyor gibiydi.

Muhtemelen Barış'ın bonservisi üzerinden yüksek bir komisyon alıp kulübün parasını yesem bana bu kadar sinirlenmezdiniz Sayın Başkan. Çalıştığınız menajerlerin çoğunun tıyneti böyle olduğu için sorun olmuyordur tabi.

Ama zorla menajer yaptığınız Dila akılsız topçularınızın arkasını toplayayım derken haber olunca kıyamet kopuyordu nedense.

Cengiz Abi Başkan'a dönerek konuştu.

"Faruk Abi, ben kefilim Dila'ya. Ekmek yediği kapıya ihanet edecek biri değil, hele o karaktersiz herifle iş birliği yapacak biri hiç değil. Belli ki iyi niyetle Barış'ı korumaya çalışmış."

Cümlesini tamamladığında bakışları beni bulmuştu.

"Tuna... Sana bir zarar verdi mi kızım?"

Gözlerime bakamıyordu, sesi o kadar sıkıntılı çıkmıştı ki.

Yine anında yumuş yumuş olmuştum Cengiz Abi'ye karşı.

Hafifçe boğazımı temizlediğimde duruşumu dikleştirdim.

SAHTE DOKUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin