SAHTE DOKUZ

53.Bölüm-Rövanş

******

"Ozan Abi gerçekten sana olan kırgınlığımdan dolayı ötürü bugün video çekmeyecektim ama öyle bir şey yaptın ki gene..."

Kambersiz düğün, Gökhansız kutlama yemeği olmazdı tabi ki. Ozan tüm ekibi bir saat içinde toplamıştı.

Gökhan ufak kamerasının netliğini ayarlamaya çalışırken bir yandan da Ozan'a laf atmayı ihmal etmiyordu.

Diline düşmüştü bir kere.

"Başladı senin mesai."

Karşımda oturan Doğa'ya doğru hafifçe eğilerek kaşlarımla Gökhan'ı işaret ettiğimde o bıkkın bir nefes vermiş, dudaklarını sıkıca birbirine bastırmıştı.

"Ne zaman bitti ki?"

Derin bir efkârla önündeki suyu yudumlarken Gökhan ondan bahsettiğimizi anlamış, isyan edercesine Doğa'ya dönmüştü.

"Ne dedim şimdi ben ya?"

En kötüsü de bilinçsiz Almancılığıydı işte...

Doğa sabrının son demlerinde gibi dursa da yönünü hafifçe Gökhan'a çevirip açıklama çabasına girişmişti.

"Gene ne Gökhan? Papua Yeni Gene mi?"

Sonlara doğru sesinin hafifçe yükselmesiyle birlikte Gökhan'ın itiraz cümleleri de içine kaçtığında olaya bizden önce Kerem müdahale etmişti.

Yoksa Barış öperek falan sakinleştirebilirdi maazallah.

"Doğa Abi, al biraz ye, sakinleşirsin abi."

Demek bu çocuğun hayat mottosu buydu. Yedikçe sakinleştiği için sürekli yiyordu. Gökhan'la aynı evi paylaşmanın bedeli gibi geldi...

Doğa Kerem'in elini huysuz bir tavırla ittirip önüne döndüğünde o el tabi ki havada kalmamış, geldiği gibi Kerem'in ağzına doğru yol almıştı.

Gökhan da bu sırada odağını netlemiş, kadraja bir tek Ozan'ı ve restoran tabelasını sığdırmaya çalışıyordu.

"Gökhan indir şu kamerayı. Zaten asabım bozuk."

Yemeğe gidelim derken kafasındaki yemeğin bu olmadığına emin olmuştum.

Gülüşüm içime patlarken göz ucuyla Barış'ı yokluyordum. O da farklı görünmüyordu.

Tiksinen bakışları masanın üzerinde dolaşıyor, ne yiyebileceğini sorguluyor gibiydi.

"Amma söylendin Ozan. Tamam, yemeyeceğim dedim işte, koklayacağım sadece. Valla bak."

Gökçe yanaklarındaki havayı sesli bir şekilde dışarı üflemiş ama sonlara doğru sesi yumuşamıştı. Bir eli Ozan'ın kolunun üzerinde dururken kocasını ikna etmekten çok uzak görünüyordu.

"Bir de harbi yemesi ihtimaller dâhilinde gibi konuşuyor, hasbinallah venimel vekil..."

Denklemin içinde Gökçe varsa her şey ihtimaller dâhilindeydi Ozi. Hatırlatmak isterim.

"Uzatmasan mı abi?"

Her ne kadar burası Barış'ın en çok bulunmak istediği yer olmasa da Ozan'ın birazdan gerginlikten patlayacağını anlayıp müdahale etme gereği duymuştu.

Ya da aksilik kotasını bugün Atakan'a saydırırken doldurmuştu.

Her şey olabilirdi.

"Lan neyini uzatmayayım? Hamile kadının sushicide ne işi var? Hadi onu geçtim..."