SAHTE DOKUZ

22. Bölüm-Söz

******

"Diloş, senin kafanı yaşamayı çok isterdim gerçekten aşkım..."

Al senin olsun hayatım, ben kullanmıyorum zaten artık.

Bıraktım.

Elimi alnıma yaslayıp gözlerimi sıkıca yumdum.

Tekmelediğim pikeyi yataktan düşürmeyi başardığımda ayaklarımı yataktan sarkıtmıştım.

"Uff Gökçe ya! Ne bileyim, elim ayağım karıştı birbirine işte."

"Çocuğu çat diye çekip öperken hiç de öyle karışmamışsın ama hayatım."

Gökçe'nin kahkahaları kulağımda patlarken ben de kendimi yastıkla boğma girişimlerinde bulunuyordum.

"Bir de adamı yolun ortasında bırakıp kaçmış ya... Ay nefes alamıyorum. Fenalaşacağım gerçekten."

Hatırlatmasa olmaz mıydı?

Yapmıştık öyle bir aymazlık işte.

"Gülmesene ya! Benim aklım başımda mıydı sence? Adam bütün akşam sinirlerimle oynadı, sonra birden şey olunca, şey oldum yani."

Dila Aral için itiraf vakti...

Barış'ı öperken öncesini ve sonrasını düşünmemiştim.

O an, onca kavganın ve karmaşanın arasında ona yaklaşmak, onunla tartışmaktan daha zordu.

Ama doğru hissettirmişti.

"Barış ne yaptı peki?"

Bir an için sessiz kalırken yutkundum.

Barış'ın saçlarımı nazikçe omzumun gerisine atışı, boynumu okşayan parmakları, sırtımı arabaya yaslarken belimi saran tutuşu...

Nihayet ayrıldığımızda yeşillerini üzerime dikmiş, dudaklarıma kesik bir öpücük daha bırakmıştı.

Bakışları... Uhud... Dudaklarıma vuran nefesi... Okçular... Gamzeleri... Mekkeli müşrikler...

"Hiç."

Sesim beklediğimden kısık çıkarken içimden bir ses Gökçe'nin şu an yumruğunu ısırdığını söylüyordu.

"Ha konuşmadınız yani. Gerçi normal, ağzınız diliniz baya meşgulmüş."

"Ay çığlık atacağım artık yemin ederim!"

Gökçe yeniden bir kahkaha patlattığında artık yüzümden utancın elli tonunun geçtiğinden emindim.

"Tamam, ciddi bir soru soracağım şimdi. Diloş? Tamam ciddiyim bak."

"Sor."

Ciddiyetini belli etmek için öksürerek sesini toparladı, sağ olsun. Bilmiyoruz sanki şu an yatakta amuda kalktığını, deli kadın.

"Siz şimdi nesiniz?"

Buyur bakalım, buradan yak.

Ben adamı bir öptüm, kendi adımı unutuyordum az kalsın.

Ne bileyim şimdi biz neyiz?

"Bilmiyorum."

"Nasıl bilmiyorsun?"

Omuzlarım düştüğünde ayağa kalkıp dağılan saçlarımı parmaklarımla geriye doğru taradım.

Dün gece içtiğim iki kadeh beni sarhoş etmeye yetmemişti de Barış Akdora bu konuda oldukça başarılıydı.