******
"Ne kaçırdım?"
Omzuma astığım çantamı çıkartırken boştaki sandalyeyi geriye doğru çekmiş, açtığım ufak boşluktan yararlanarak kendimi minderin üzerine bırakmıştım.
Gürültülü girişim masadaki ikilinin dikkatini üzerime çekmeme neden olmuştu.
Bir meclis değilsiniz ama sizin gibi bakan yok Barış Bey...
"Valla şu anki zayiatınız iki çay gibi görünüyor yengeciğim."
Ben nefesimi toparlamaya çalışırken Ogün Abi eğlenen bir tavırla sorumu yanıtlamış, Barış'ın bakışlarıysa bu sırada üzerimden ayrılmamıştı.
Yavaş yavaş tedavi süreci ve fizyoterapi seanslarının bir düzene oturmasıyla birlikte Ogün Abi Barış'la nasıl bir yol çizecekleriyle ilgili konuşmak istemişti.
Marka anlaşmaları, reklam görüşmeleri, dergi çekimleri...
Gelen birçok teklif olduğunu biliyorduk bilmesine de vakit ayırmak bir türlü mümkün olmamıştı.
Olumlu ilerleyen iyileşme süreci Barış'ın keyfini biraz olsun yerine getirdiğindeyse Ogün Abi teklifleri ertelememesi için ısrarcı olmuş, nihayet ikna etmeyi de başarmıştı.
İkisi öğlen yemeği için sözleşirken ben de dersten çıkar çıkmaz soluğu burada almıştım ama tam vaktinde yetiştiğim söylenemezdi.
"Hoş geldin güzelim."
Barış kolçağından tuttuğu sandalyemi kendisine doğru çektiğinde beklenmedik hamlesi karşısında afalladım.
Daha ilkinin şokunu atlatamamışken yanağıma değen parmaklarıyla aldığım nefesi ciğerlerime hapsetmiştim.
Yine toplumsal alan kuralları hiçe sayılıyordu anlaşılan.
Hafifçe gülümsemeye çalışırken bakışlarımı istemsizce kaçırmış, mırıltıyı andıran bir sesle yanıtlamıştım.
"Hoş buldum."
Parmaklarının dışı son bir kez elmacık kemiklerimi okşadığında Ogün Abi'nin ima dolu bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum.
Çaktırmadan baktığımda da teyit etmiş olmuştum.
Dudaklarını birbirine bastırmış, rahat bir tavırla arkasına yaslandığında bacak bacak üstüne atmıştı.
Kaşları havalanırken çayından bir yudum almadan evvel mırıldandı.
"Belli belli."
Bu adamın etrafındaki herkesin bizim ilişkimizle bu kadar eğlenmesi normal miydi?
Doktoru laf atar, menajeri keyif çayı yudumlar, takım arkadaşlarına hiç girmiyorum...
Hafifçe boğazımı temizlediğimde konuyu değiştirme çabasıyla öne doğru çıktım.
"Eee ne konuşuyordunuz?"
"Teklif çok, hangisini okeylesek onu konuşuyorduk. Gerçi birkaç tanesine karar verdik gibi, değil mi?"
Tabi buldular güzelim çocuğu, o reklam senin bu set benim koşturacaklardı.
Barış başıyla onaylayıp Ogün Abi'nin devam etmesini bekledi.
Ben de ona uyup sessiz kaldım.
"Sen evet dedin ama Dila kızmasın markaya Barış? Reklamdaki partnerlerin falan... Hayır haberi olsun kızın diye diyorum ben."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHTE DOKUZ
RomanceSosyal medya hesabı üzerinden futbol yorumculuğu yapan ve hayli popüler olan Dila Aral, kullandığı rumuz dolayısıyla herkes tarafından erkek zannedilmektedir. Mesaj kutusuna düşen bir fotoğraf ve ardından katıldığı olaylı canlı yayın sonrası hayatı...