46.Bölüm-Döngü

79.3K 6.4K 8.4K
                                    

******

Yirmi bir yaşındaysanız ve manitanız A milli bir topçuysa hayat bazen zor olabiliyordu.

Mesela moderatörlük parolasıyla adım attığım bu kanalın beni sevgilimle röportaj yapmak durumunda bırakacağı aklımın ucundan bile geçmemişti.

Fakat karşımda yönetmenimle oturan Cengiz Abi benim kafamın içinde dahi tanışmadığım düşünceleri önüme getiren adamdı.

Yine ve yeniden.

Zaten böyle ilginç fikirler hep onun başının altından çıkıyordu.

Barış'ı gömdü, hadi bu kızı menajeri yapayım.

Yağmur makyajımı sabitlerken ben hala evimizin bahçesindeki bu cümbüşü normal karşılamaya çalışıyordum.

Cengiz Başkan Atakan Bey'le koyu bir sohbete dalmış, yanlarındaki Fulya ara ara muhabbete dahil oluyordu.

Set ışıkları bahçeye taşınmıştı.

Herkes son hazırlıkları tamamlamakla meşgulken ben Barış'ı Türk asistanlarına emanet etmiştim.

Seda elindeki fırçayla Barış'ın yüzünü pudralarken benimkinin suratı ekşimiş, soluduğu toz bulutundan pek de hoşnut olmamıştı.

Ama her zaman makyajını ben yapamam ki. Sonra iş başka yerlere kayıyor hayatım.

"Dila?"

Aramızdaki pudraları, fırçaları, asistanları unutup Barış'ı izlemeye daldığımı yanıma gelen Atakan'ın sesiyle anlamıştım.

İstemsizce irkildiğimde gözlerimi aceleyle Barış'ın üzerinden çektim.

"Suat Bey'le üzerinden geçmişsiniz ama sorulara bir de birlikte bakalım. Ona göre akışı belirleriz."

Atakan sıkıca kavradığım not defterimi kaşlarıyla işaret etmiş, dikkatimin onda olduğuna emin olduğunda aramızdaki mesafeyi biraz daha kısaltmıştı.

Atakan Bey'i sessizce onaylarken Yağmur'a dönüp kibarca gülümsedim.

"Teşekkür ederim."

Sözsüz bir şekilde teşekkürümü almış, dudaklarını birbirine bastırıp yanımızdan uzaklaşmıştı.

"Tabi bakalım. Buyurun burada notlarım."

Defterimi Atakan'a doğru uzattığımda yüzümdeki gülümsemeyi silmemeye çalışmıştım.

Defteri aldı, sayfaların arasında kısaca gezindi.

Soruları okurken ara ara kendi kendine onaylayan mırıltılar çıkartıyor, bazı yerlerde başını sallıyordu.

"Hı-hm... Güzel."

Sayfayı bir kez daha çevirdiğinde soruların bittiğini anlamasıyla deri kapağı kapatması bir olmuştu.

"Gayet iyi."

Herkes bildiği tüm duaları okusun.

Atakan bana olumlu bir şey söyledi.

"Yalnız ben sakatlığıyla ilgili bir soru göremedim. Ne zaman dönecek, tedavi nasıl ilerliyor? Esas bunları merak edecektir izleyenler."

Ve tabi ki bu pozitifliğin devamında iyi bir şey gelmeyeceği belliydi.

Atakan defterin üzerine parmaklarını ritmik bir şekilde vururken ciddi bir ifadeyle doğrudan yüzüme bakıyordu.

Kısa bir an dönüp Barış'ı görmek istesem de bakışlarımı üzerinden çekmemiş, omuzlarımı geriye atıp kendinden emin bir tavır takınmaya çalışmıştım.

SAHTE DOKUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin