Bu geceyi sorunsuz atlatalım kurban keseceğim.

288 48 1
                                    

Bilgisayarın başında SAVOK şirketinin gönderdiği dosyayı inceliyordu. Eda kapıya vurup içeri girdi. Elindeki bir kaç zarfı masaya bırakıp “ Bir şey ister misiniz?”  diye sorduğunda Yağmur başını kaldırmadan “Kahve lütfen.“ diyerek zarfları yerinden alıp gözden geçirmeye başladı.

Her şey olması gerektiği gibi ilerliyordu. İkiside yaptıkları hataları unutturmaya çalışıyordu. Ama bu durum kendilerini suçlu hissetmelerine engel değildi. Demir ile artık ararlarında hiçbir sorun kalmamıştı. Evli olduklarını bilmeyen biri yakın iki arkadaş sana bilirdi. Hal böyle olunca birbirlerine destek olmaktan başka yolları kalmamıştı. Üstelik güzel olan tek şey aralarındaki sorunların çözülmesi de değildi. Kendisini birbirini seven ve destek olan bir ailenin içinde bulmuştu. Özellikle Gönül hanımı çok sevmişti, güler yüzlü ve sevecen biriydi. Çocuklarından söz ederken gözlerinin içi gülüyordu. Öyle bir kadın tarafından büyütülmenin nasıl bir şey olacağını düşündü. 

Kendini önündeki zarflara vermeye çalıştı. Tet kek  baktığında içlerinden krem kelebek baskılı olan dikkatini çekti. Üzerinde Yağmur ve Demir Altay yazan zarfı açtığında lise arkadaşının düğün davetiyesini tutuyordu.

Elinden gelse düğüne gitmeyi hiç istemiyordu. Davetliler tarafından göz hapsine alınmak ve arkasından fısıltıları duymamazlıktan gelmek zor olacaktı. Birde yalnız katılması evliliklerini dahada şüpheli hale getirecekti.

Daveti kabul etmemek gibi bir durumu olmadığına göre tek bir olasılık vardı. Demir’in vereceği tepkiyi merak edip aradı. Üçüncü çalışta açılan telefondan "Alo." diye kısa yanıta karşı "Demir umarım rahatsız etmiyorumdur..." diye umut etti. 

"Müsaittim. Bir sorun mu var. Sesin iyi gelmiyor."

"Senden alacağım cevapla sorun olup olmadığını karar vereceğim."

"Bence her zaman yaptığın gibi söyle kurtul." diye takılmayı ihmal etmedi.

Yağmur duyduğuna ne cevap vereceğini bilemedi. Bu huyundan bir tek babasının farkında olduğunu sanıyordu. “Hafta sonu için bir planın var mı?” Diye sorduğunda  Demir “Bir planım yok.” Diyerek bir kaç saniye sessiz kaldı.

“Pazar günü katılmamız için bir düğün davetiyesi var elimde.”    

“Senin için önemli mi?”

“Aslında hepimiz için önemli.”  Yağmur açıklama gereği duyarak “Babamın yakın arkadaşının kızı ve benimde liseden arkadaşım. Katılırsak  senin içinde iyi olur, bir sürü iş adamı orda olacak ve yeni bağlantılar yapmak için büyük şans...”

Demir sesindeki tereddütü gizlemeye gerek duymadan “Görünen o ki gitmemek gibi bir şansımız yok.” Diye cevapladı.

Yagmur icindeki gerginligi atıp “Demir teşekkür ederim.” diye konuştu.

“Niçin?” 

“Yalnız gidemezdim. Eğer gitseydim insanların meraklı gözlerine yada imalarına katlanmak zorunda kalacaktım . Biliyorsun ki herkes evlendiğimizi  duydu.“ açıklamasında bulundu.

“Biliyorum. Bu yüzden seninle gelmeyi kabul ettim. Saat kaçta?“ 

“Akşam 8 gibi olacak.”

Demir gönülsüz bir ifadeyle ”Çok kalmayız inşallah.” Dediğinde bir rica değildi.

Yağmur gitmeden dönme planları yapan Demir’in söylediklerine gülerken sesinin gitmemesi için eliyle avizeyi sıkıca  kapattı. Artık daha dikkatli davranıyordu. “Sen istediğin an kalkarız.” Dediğinde kabul etmesine sevindi. Evlendiği herkes tarafından biliniyordu ve yalnız gittiği takdirde dedikodu kazanının kaynayacağını hissediyordu.   Kazanın altına düğüne gelme ihtimali yüksek olan Cenkin de odun atmak için sabırsızlandığından neredeyse emindi. Son zamanlarda Demir evliliklerinin gerçek olduğuna inanması için elinden geleni yapıyordu. Özellikle gönderdiği  kırmızı güller amacına ulaşmış Cenk’te hayal kırıklığı ile daha sinirli ve küstah birine dönüşü vermişti. Her fırsatta Demir’e laf sokup kavga sebebi çıkarmaya çalışıyordu. Bu durum babaları tarafından da fark edilmişti.

BANA KAL DE (AŞKIN SINAVI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin