Bu mümkün olabilir mi, başına gelecekleri hissederek bana veda mı ediyordun.

279 45 1
                                    

Yola çıkalı yarım saat olmuştu ki  gelen telefonla neye uğradıklarını bilemeden hızlarını arttırdılar. Yağmur babasının kaza yaptığını öğrenince durmaksızın yol boyunca ağlarken Demir de her an kötü bir haber gelme ihtimaliyle korkudan ölüyordu. Dikkatini yola vermeye çalışırken bir taraftan da gözü sürekli yan koltukta oturan Yağmur’a kayıyordu. Ne kadar konuşup iyi olduğuna ikna etmeye çalışsa da hiç bir kelime sakinleşmesine yetmedi. Bu duyguyu iyi biliyordu sevdiğin kişi acı çekiyorsa onun bedeniyle görünmez bir bağ varmış gibi onun acısını içinde sende yaşıyordun.

Genç kızın  aklında hep en kötü ihtimalleri sıralayarak babasının da kendisini bırakıp tek başına kalacağı düşüncesiyle bedeni acı ile kıvranıyordu. Dağ yolundan inene kadar iki kere durmak zorunda kaldılar. Demir’in ısrarıyla elini yüzünü yıkayıp sakinleşince yola hızla geri döndüler.  

Necati bey'in trafik kazasında öğrendiklerini Demir kendine saklamanın daha doğru  olduğuna karar verdi. Yağmur’un babasının yoğun bakımda ve hayati tehlikesi olduğunu duyması hiç bir şeye çare olmayacaktı. Aksine yanında gözyaşlarına boğulan genç kızı daha da yıkacağını biliyordu. İyi olduğuna inanmasının şu an için en doğrusu olduğunu düşündü. Kendisi de babasını kaybettiğinde gözlerinin içine bakıp af dilemişdi. Aklına getirmek istemesede Necati beye, kızının son vedasını etmesi için arabanın hızını biraz daha arttırdı. Hastaneye vardıklarında doktorların yardımıyla uygun bir dille Yağmur’a gerçekleri  anlatacaktı. 

Kazanın çok büyük olduğunu duymuştu. Kayın pederi hastanede can çekişiyordu. Yine de şükrediyordu... Arkadan gelen insanlar olayı görmüş ve patlamadan önce Necati bey'i arabadan çıkarmayı başarmışlardı.

Araba hastanenin acil bölümünde durduğunda  Yağmur babasının durumu hakkında hiçbir bilgisi olmadan içeriye koştu. Hastane o kadar büyüktü ki babasının nerede olduğu hakkında hiç bir fikri yoktu. Arabadan inerken çantasını almayı unuttuğu için Cenk’i de arayıp bilgi alamayınca danışmaya sormak  zorunda kaldı. Masanın karşısındaki bayana sorarken Demir’de peşinden gelerek acı ile genç kıza bakıp “ Ben nerde olduğunu biliyorum.” Diyerek acil bölümüne yönlendirdi.  

Cenk, babası ve şirketten iki kişiyi yoğun bakım kapısının önünde beklerken gördüğünde yerin ayaklarının altında kaydığını hissetti.. O anda içinden  lanetler yağdırdı babasının yanında kendisinin olması gerekiyordu buradaki yabancı adamlar değil diye içini bir ateş kapladı. Şimdi ne kendine kızacak nede ayılıp bayılacak zaman değildi. Kalan son gücünü toplayıp hızlı adımlarla yürüyüp Cenk’e “Babam nerde?”  diye sordu.

“Ameliyattan çıkmasını bekliyoruz.”

“Durumu o kadar ciddi mi?” 

“Hastaneye getirildiğinde kendinde değilmiş, anladığım kadarıyla vücudunun  çeşitli yerlerinde kırıklar mevcutmuş.” 

“Kaza nasıl olmuş?”

“Bizde bilmiyoruz.” Diyerek yalan söyledi. Duyar duymaz kaza yerine gitmiş ve gördüklerine inanmamıştı. Kaza o kadar büyüktü ki Necati beyin yaralıda olsa sağ çıkması Cenk’in gözünde mucizeden farksızdı.

“Peki içeriden bir haber var mı?”

“Kimse bir şey söylemiyor.”

Geleli yarım saat olmuştu içeriden çıkan bir hemşireden babasının durumunu sorduğunda, beyin kanaması geçirdiğini ve ciğerlerinde de iç kanama nedeniyle ameliyata olduğunu öğrendiğinde sendeledi. Arkasında duran Demir düşmeden tutarak yan taraftaki sandalyeye oturttu. 

Duyduklarından sonra Yağmur bir kez daha yıkıldı ve gözyaşlarına boğuldu. Babasının durumunun kritikliğini öğrendiğinden beri doğru düzgün düşünemiyordu.  

BANA KAL DE (AŞKIN SINAVI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin