Aklımdan hiç çıkmıyorsun, sürekli seni düşünüyorum ve seni asla bırakmak istemiy

241 43 2
                                    

Sabah Demir uyurken amacı sessizce çıkıp işe gitmekti. Böylece ona boyun eğmediğini gösterecekti. Ama on dakika sonra sinirinden kıpkırmızı olmuş bir halde merdivenleri çıkıp odaya girdi ve sert bir şekilde kapıyı kapattı. 

Demir erken olduğunu bildiği için merak edip saate baktığında 6:55 geçiyordu. Başını yastığa geri bırakmayı düşünüyordu ki ellerini beline koymuş sinirli bir boğa gibi karşısında Yağmurun durduğunu fark etti.  Anlaşılan birazdan duyacakları hoşuna gitmeyecekti. Gözleri resmen ateş saçıyordu. Yine de doğrulup sırtını başlığa dayadı ve elleriyle konuşması için buyur etti. Ama saniyesinde pişman oldu çünkü konuşmuyor deyim yerindeyse kükrüyordu. 

“O adamlar, bunu nasıl yaparsın , kuralları kim koydu.”

Şaşkın bir ifadeyle bakıp “ Dediklerinden hiçbir şey anlamadım lütfen daha anlaşılır ve bağırmadan konuşur musun.” Diye rica etti.

Yağmur duydukları ile biraz daha sinirlenip  kızarsa da ağzından kelimeler daha yavaş ve anlaşılır çıkmasına gayret etti “ Güvenlik olduğunu söyleyen birileri dışarı çıkmama izin vermedi.” Derken eliyle camdan dışarıyı gösterip sinirinin geçmesi için derin derin nefes alıyordu.

Demir tahmin ettiği gibi yalnız çıkmaması gerektiğini söylediği halde inatçı karısı kafasının dikine hareketler sergiliyordu. Eski Yağmur geri dönmüştü. Neden şaşırıyordu ki bu tarz bir atağı zaten bekliyordu. Akşam karşı çıkmaması fazlasıyla dikkatini çekmişti ve adamları uyarmakla en doğru kararı verdiği için kendiyle gurur duydu. “Ben sana tek başına bir yere gitmemen gerektiğini söylemedim mi.” 

“Sen söyledin ama benim uymayacağımı da tahmin etmişsin. Şimdi neden şaşırmış gibi rol yapıyorsun.”

“Evet şaşırdım çünkü hamlenin bu kadar erken olmasını beklemiyordum.” Diyerek manidar bir şekilde genç kızı süzdü.

“Söyle adamlarına çıkmama izin versinler.”

“ İşe gitmek istiyorsan benimle gelirsin.” 

Yağmur Demir’in hala dayatmacı tavrına daha fazla dayanamayıp “Gelmezsen ne olacak. “ diye meydan okudu.

“Evde kalmayı kabul ettiğini düşünmeli miyim. “

“Buna hakkın yok.”

“Başka zaman olsa yalnız çıkmana seslenmezdim ama olanlardan sonra seni tehlikeye atamam.”

“Buna tek başına karar veremezsin.”

Düşünür gibi yaptı. “  Yalnız dışarı çıkamazsın. “ dedi ve ekledi “Bak isteyince oluyormuş.”

Yağmur öfkeden ayaklarını yere vururken “ Buna hakkın yok.”

“Kocan olarak hakkım var.”

“Hıh yalandan kocam unuttun mu. Ayrıca gerçekten kocam olsaydın da beni evde kalmaya mecbur bırakamazdın.”

“Unutmadım zaten unutmama fırsat vermiyorsun. “

“Sana yerini hatırlatıyorum.”

“Bende sana kim olduğumu hatırlatıyorum. Eğer dışarı çıkmak istiyorsan hazırlanmamı bekle.” Diyerek yataktan kalktı.

“Bana emir vermeyi kes artık. Rolüne kendini fazlasıyla kaptırdığını düşünüyorum.”

Demir son duyduğu cümleyle banyo yerine genç kıza doğru ilerleyip “Eğer rolüme biraz olsun ayak uyduruyor olsaydım şu anda karşımda değil kollarımda olurdun.” Diye konuşurken gözlerini genç kızdan ayırmadı.

Yağmur Demir’den kesinlikle böyle bir cümle beklemiyordu. Şaşırdığı için birazda kızardı “ Böyle bir şeyi nasıl söylersin.” Derken gözlerini Demir’den ayırmak istese de bunun yerine meydan okurcasına öfkeyle baktı.

Uzun süredir Yağmur’a karşı bir şeyler hissettiğinin farkındaydı. Aklı artık inkar etmiyor kalbinin sesini dinlemesini ve karısına duyduğu ilgiyi her atışında bağırıyordu. Bu kadar açık konuştuğu için pişman olsa da iş işten geçmişti. Sözlerinden cesaret alarak biraz daha yaklaşarak arada hiç mesafe bırakmadan gözlerinin içine baktı. “Dışarı çıkacaksan ya benimle çıkarsın yada benim uygun gördüğüm bir korumayla.” diyerek meydan okudu.

Genç kız kendini geriye çekerek aradaki mesafeyi açarken Demir biraz daha ilerledi. Yağmur biraz daha geri gideyim derken sırtını duvara çarpınca Demir zaferi karşısında  biraz daha ilerledi. 

İkisi de birbirine meydan okumaktan geri kalmazken bir anda yakınlaştıklarının farkına vardılar. Demir günlerdir aklındaki tek gerçeğe odaklandı. Karısının kollarından tutarak kendine yaklaştırdı.

Bir anda kendini genç adamın ellerinin arasında bulunca tepki olarak kollarını kurtarmaya çalışırken “Bu konuşma çok uzadı artık gitmek istiyorum.” Diye çıkıştı.

“Benimle baş başa kalmaktan neden korkuyorsun.”  

“Demir lütfen her şeyi daha da zorlaştırıyorsun.”

"Bir şeyleri zorlaştırdığım yok. Aksine her şeyi kolay ve doğru bir hale getirmeye çalışıyorum.“

“Ne saçmalıyorsun. Lütfen bırak ta gideyim “ 

“Tamam ama önce bir şeyi öğrenmem gerek. “

 “Neyi!”  

Demir ise “Bunu” diye kolundan çektiği elini saçlarının arasına  geçirerek dudağını dudağında buluşturdu.

Neye uğradığını bilmeyen Yağmur ilk an dirense de sonra pes edip kendini Demir’in öpücüğüne karşılık vermeye engel olamadı. 

İkisi de anın büyüsünden sıyrıldıklarında Yağmur  Demir’e şaşırarak bakarken bir anda tokat atmaya kalkışınca havada yakaladığı elini sıkıca tutarak genç kızın gözlerine bakıp “Senin için ben kimim” diye sordu.

Yağmur ise kafasını kurcalayan soruyu kendisi de bilemezken, sesinde bocalama ile “ Beni. Beni neden öptün?“ diye sordu. 

Demir  kendi sorusuna cevap alamasada Yağmur’un sorduğu soruya  ‘Aklımdan hiç çıkmıyorsun, sürekli seni düşünüyorum ve seni asla bırakmak istemiyorum.’ demek istese de “Neden yaptığımı bende bilmiyorum. Tek bildiğim seni öpmek için içimde bir istek oluştu.”  cevabını verdi.

Genç kızın duymak istediği cevap bu değildi.  Kendisini büyük bir hayal kırıklığına uğrattığı için “Bunu yapmanı bir daha kesinlikle istemiyorum duydun mu beni.” Diyerek çıkıştı.

“Duydum ama sen beni öpmek istersen kendimi durdurmakta garanti veremem.”

Yağmur biraz daha Demir’e baksa ağlayacaktı. Kendini basit bir kadın gibi hissetti. “İçin rahat olsun bu dediğin hiçbir zaman gerçekleşmeyecek.“  diye meydan okuyan bakışlarla Demir’i geriye itti. Tam dışarı çıkacakken “Senin dediğin gibi olsun bana bir şoför ayarla ben işe gidiyorum.” Diyerek kendini dışarı attı.

Şoförün kullandığı arabayla işe giderken aklı sorularla karmakarışık oldu. Demir’in gözündeki yeri kendini korkutuyordu. Geçici bir heves olmak istemiyordu kalbini kaptırdığı adamın davranışları yüzünden içinde yaşattığı  gelecekteki hayallerini paramparça etmişti. Özellikle kendisini basit hissettiren bir adama kollarını açıp seni seviyorum diyemezdi. 

Kırılan kalbiyle baş etmeye çalışırken aklına bir zamanlar nişanlısının acısından yıllarını dağın başında geçirmesi geldi. Hala onu sevdiğine inanıyordu. Kendisini neden öptüğünü sorduğunda ağzından ‘ İçimde bir istek oluştu.’ Söylediği sözlerde  kendisine dair güzel bir kelime bile çıkmamıştı. Bunu bilerek yanında kalıp aşk dilenmek ve acı çekmek  onun kitabında yoktu. 

BANA KAL DE (AŞKIN SINAVI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin