Güzelim ne kadar inat etsen de ben senden vaz geçmeyeceğim.

259 46 3
                                    

Sabahın ışıkları ile genç kız gözlerini açarken kalkmak için  hareketlendiğinde belinden sarılan kolu ağırlığını fark etti. Üzerindeki örtüyü kaldırdığında gördüğüne inanamadı. Yanaklarında hissettiği sıcaklıkla utancı katlanarak arttı. Başını hafif çevirdiğinde Demir’in nefesini boynunda hissetmesiyle yaşadığı şokla kalbi yerinden çıkacak gibi atmaya başladı. Gözleri hangi ara atıldığını bilmediği yerdeki yastıklara kaydı. Uykusu her zaman hafifti. Sırtı  Demir’in göğsüne yaslanmış kolu ise belinden sarılı iken fark etmemiş olduğuna inanmıyordu. Ne kadar süre bu şekilde yattıklarını merak etti. Utanç ve kızgınlıkla Demir'i uyandırmak için hamle yaptığı sırada vaz geçip sakinleşmeye çalıştı. 

Bu durum kendini huzursuz ederken Demir’in hiç bir şeyden habersiz uyumaya devam ettiğini gördü. Uyandırıp hesap sormak istedi ama bilinçli yapılan bir hareket değilse utanacağını hissederek susup yavaşça kolları arasından sıyrıldı. Hiçbir şey olmamış gibi yerdeki kırlentleri eskisi gibi dizdi ve banyoya girdi. Demir’e olan kızgınlığının yanında kendine olan kızgınlığı daha da fazlaydı. Birbirlerine bu kadar yakın olup da sabaha kadar uyuması canını sıktı. İçindeki ses zaten fazlasıyla ileri gidiyordu. Demirin kollarında biraz daha kalma isteğiyle doluyken yataktan kalktığı için kendiyle gurur duydu. Yatmaya devam etseydi daha sonra genç adamın yüzüne nasıl bakacağı hakkında hiçbir fikri yoktu. 

Banyo kapısının kapanma sesiyle gözlerini açıp yastıklara baktı. Gece Yağmur’a daha yakın olma isteğine karşı koyamamış ve yastıkları aradan almıştı. Şimdi bulunduğu duruma tebessüm edip genç kızın yastığına başını koyup yasemin kokusunu hissederek derin bir nefes aldı. Yaptığından hiç pişmanlık duymadan uyuma  numarasına kaldığı yerden devam ederken ‘Güzelim ne kadar inat etsen de ben senden vazgeçmeyeceğim.’ Diye söylendi .

Sabah aralarındaki mesafeyi hissettirmemek için işe de birlikte gitmeye  karar verdiler. Kahvaltıda da konuşarak Gönül hanıma bir şeyden şüphelenmemesi için özel bir çaba harcadılar. Aslında en çok çabalayan Yağmurdu durumdan yararlanma fırsatını kaçırmayan Demir ise her fırsatta genç kıza bir şeyler söyleyerek damarına basıp anın keyfini çıkarıyordu. Yaptıklarının cezasını sonrasında çekeceğini bilse de kendine engel olamayıp her fırsatı değerlendirmeye karar verdi.

Yağmur’sa gözlerini açtığından beri Demir’in uyurken kendisine  sarılmasının hesabını soramadığı için daha tedirgin ve sinirli bir ruh hali içindeydi. Buda yetmez gibi her fırsatta aşkım , canım  hitapları kullanarak aklını karıştırıyor dikkatinin dağılmasına neden oluyordu.

Gönül hanımı seviyordu ve karşısında yanlış bir şey yapmaktan çekinerek  yüzüne taktığı sahte tebessümle karşılık veriyordu. Başka zaman olsa bu durum hoşuna bile giderdi ama Demir’e artık güvenemiyor borç olayına da inanmayı reddediyordu. Babasını köşeye sıkıştırıp her şeyi üzerine geçirme ihtimalini aklından çıkaramıyordu. 

Birlikte holdinge gitmek için evden çıktıklarında Yağmur daha fazla dayanamayıp “ O içerde yaptığın saçmalıkta neydi?” diye sordu.

Demir ise “Anlamadım ne saçmalığı.” Diye sorarak arabaya doğru yürüdü.

Kocasının arkasından giderken “Canım bana şekeri ver. Aşkım bana tuzu uzatır mısın.” Diye belirtirken Demirin sesini taklit etmeye çalıştı.

“Çaya şeker atmak suç mu yada domatese tuz.”

“Onu kastetmediğimi çok iyi biliyorsun.”

Arabanın kapısını açıp,   bakışlarını genç kıza yönelterek  “Neyi kast etmiştin?” Diye kaşlarını kaldırarak anlamamış gibi sordu.

BANA KAL DE (AŞKIN SINAVI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin