Beni de o kuklalardan biri sandın herhalde.

414 59 0
                                    

Yağmur için zor olsa da gece aklına gelen fikrin olma ihtimali ile sabah telefonla Demir'i arayıp dışarda buluşmak istediğini söyledi.

Demir ise bu kadar çabuk bir geri dönüş beklemiyordu. Dün tanıştığı kişinin arayıp ta buluşmak istemesine şaşırmış ve merakını bir kaç soru ili gidermek istemişti. Fakat aldığı cevaplar hiç de açıklayıcı değildi. Fabrika hakkında birkaç şey soracağını söylemişti ama asıl sorun buluşmak istediği yerdi. Neden dışarda buluşmak istediği merak konusu olmuştu.

Sahil kenarına arabasını park edip indi. Etrafına baktığında bankta genç kızın oturduğunu görüp yanına gitti. Buluşmak için ilginç bir yer seçmişti. Etrafta kimsenin olmadığı gözden uzak bir yerdi ve ortada bir gariplik olduğu aşikardı. Holding de görüşebilirler di ama dile getirecek lüksü yoktu. Sonuçta görüştüğü diğer kişilerden ret cevabı almışt. Bu ortaklık bütün sıkıntılarına çare olacaktı. Ağzından çıkacak yanlış bir kelime bütün çabalarının sonuçsuz kalmasına ve fabrikanın kapısının kapanmasına neden olacaktı. Bu nedenle kafasındaki soruların kendiliğinden gün yüzüne çıkması için beklemeye karar verdi.

Genç kız tedirginliğini üzerinden atmak için kendini etrafı incelemeye vermişken beklediği misafiri görünce ayağa kalkıp "Hoş geldiniz" diye karşıladı. Sesindeki gerginliği genç adamın fark etmemesi için dua ederken elini uzattı.

Demirin neden buluştukları hakkında hiçbir fikri yoktu. İçinden bir ses fabrikadan farklı konular olacağını söylüyordu. Aklına davette olanlarla bir ilgisi olabileceği geldi. Yinede gizlice buluşmaları için bir neden olamazdı. Sorularla kafasını karıştırmaktan vazgeçtiğinde kaşlarını kaldırıp karşısındaki kadını inceledi. Tam bir iş kadını portresi çiziyordu. Üzerindeki siyah etekli takım tam toplantılara uygundu, uygun olmayan tek şey yan taraftaki derin yırtmaçtı. 'Eminim erkeklerin dikkatini dağıtıp kuklaya çevirmek için bir tuzak.' Diye düşündü. Sonrada ' Beni de o kuklalardan biri mi sandı herhalde.' diye içinden geçirirken genç kızı incelemeye devam etti. Uzun kahverengi saçlarını at kuyruğu şeklinde bağlamış yüzünde hafif bir makyaj ve açık renklerde ruju ile dikkatleri üzerinde toplayacak kadar güzeldi. Ama Demir'i en çok etkileyen çikolata rengindeki gözleriydi. Garip bir hüzün taşıyordu o gözler.

Elini uzatıp tam niye buluşmak istediğini sorarken Yağmur daha erken davranıp "Demir bey öncelikle buluşma teklifimi kabul ettiğiniz için teşekkürler. Eminim sizinle neden burada buluşmak istediğimi merak ediyor olmalısınız." diye konuşmaya başladı.

Demir "İtiraf etmeliyim ki evet merak ediyorum." Cevabını verirken etrafa göz attı.

"İsterseniz önce oturum bende sizinle neden buluşmak istediğimi daha rahat anlatayım."

"Gerek yok böyle iyiyim! Sizi dinliyorum." Diyerek tam karşısında durdu.

Yağmur konuşup derdini anlatacak iken genç adamın inatçı tavrı karşısında kendine güvenini kaybettiğini hissetti. Bir çırpıda söyleyip kurtulmak için karşısındaki adamın direk gözlerinin içine tedirgin bir şekilde baktı ve " Şimdi söyleyeceğim şey için bana kızacaksınız biliyorum ama anlatacaklarımı bitirmeden burdan gitmemenizi isteyeceğim." Diyerek ricada bulundu.

"Birini öldürmemi istemediğiniz sürece sizi dinleye bilirim!"

"Korkmayın o kadar ileriye gitmeyeceğim! Yardımınıza ihtiyacım var ve beni bulunduğum zor durumdan bir tek siz kurtarabilirsiniz." dedi. Derdini hemen söylemeyi istese de cesareti her geçen dakika biraz daha kırılıyordu. Yaşadığı stresten bir an önce kurtulmak için çocukluktan beri yaptığı gibi kem küm etmeden karşısındaki adamın suratına bakarak " Sizinle evlenmek istiyorum." diye pat diye söyledi. Zoru başardığı düşünüp derin bir nefes alıp verdi. Evet olmuştu söylemişti sanki omuzlarından büyük bir yük alınmış gibi daha dik durdu. Evlenme teklifinin erkekten geldiği bilinen bir şeydi ama bu bir istisnaydı. Şimdi evlenmeye ikna etmesi gerekiyordu. Planladığı gibi aşama aşama ilerlemeye karar verdi.

BANA KAL DE (AŞKIN SINAVI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin